Uyandım gözlerim bulanık gördüğü için ellerimi yumruk yapıp gözlerimi ovaladım hafif açık gözlerim ile etrafa bakarken her yerin Siyah bir tek gökyüzünün mavi olduğu bir parkta pardon ormanda yere oturmuş saf gibi etrafa bakıyordum. Ayağa kalkmak için ağaca tutundum ama başım feci şekilde dönmeye başladı çaresizce yere oturdum neredeydim ben? Tekrar gözlerim kapanıyordu uyanık kalabilmek için başımı salladım. Hafif uzaklara doğru bakarken siyah ağaç ve yoldan başka vur şey yoktu artık dayanamadım ve kendimi uykunun kucaklarına bıraktım
Hafifçe gözlerimi açıyordum bir kaç denemeden sonra gözlerimi güzelce açtım ve ilk karşılaştığım manzara tabikide tavan oldu. İçerden sesler geliyordu zorlukla dinlemeye başladım iki adam kapının önünde konuşuyorlardı. Bir tanesi " acaba kız uyanmış mıdır gidip vaksak mı" demişti sesden anladığım kadarıyla diğer adam telaşla " hayır olmaz rahat bırakalım onu" dedi o adama şükür ederak ayağa kalktım başım hala dönüyordu ama şiddeti azalmıştı. Odayı gezmeye başladım her şey siyah tan ibaretti üstüme baktim ve siyah bir hasta kıyafeti vardı kaşlarımı çatarak kapıya doğru ilerledim kapiyi açtığımda upuzun bir koridor beni karşılamıştı
Burada bırakıyorum yazim yanlışlıkları icin şimdiden özür dilerim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
karanlık şehir
Science FictionAilesi ile sorunu olan nazlı son kavgadan sonra evi terk eder o gece sokakta uyuyan kiz uyandığında kendini ban başka bir yerde bulur