karanlık şehir

Yabancı

"LANET OLSUN!" diye bağırdığında korkudan yerimde sıçramıştım. Kafam karışmış bir şekilde ortada dururken sinirli gözlerini bir anda bana çevirdi. Öyle bir bakıyordu ki öleceğim sandım ama korkumu belli etmeyerek dik durup ona baktım. Hemen ok ve yayını alıp bana doğru geldi ve kolumu sertçe kavrayıp çekiştirmeye başladı.

"napıyorsun ya bıra-" diye bağırırken biranda önüne dönüp konuşmaya başladı "bak çok ciddiyim biraz daha konuşursan seni burada öldürürüm" dediğinde sanki korkmuşum gibi ona baktım. Hemen önüne dönüp tekrar beni çekiştirmeye başladığında biranda kolundan kurtulup kalabalığa doğru arkama bile bakmadan koşmaya başladım

"HEMEN BURAYA GEL" diye arkamdan bağırdı ama ben çoktan ondan uzaklaşmıştım bile. Kalabalık insanların olduğu yere daha çok yaklaştığımda beni odama götüren kızı gördüm. Hemen "buradayımm yardım ett" diye bağırdım. Bağırmam ile kızın bana dönmesi bir olmuştu. Gözlerindeki endişe o kadar büyüktüki bu daha çok korkmama sebep olmuştu. Kiz hemen diğerlerine doğru bağırarak yanıma gelmişti.

~~~~~

Saat kaç olmuştu bilmiyorum ama hava aydınlanmaya başlamıştı ve ben yine kralın odasındaydım. Artık neden burda olduğumu sorgulamıyordum ama nedense saki yıllardır buradaymışım gibi hissediyordum. Daha onları bir kaç saat önce tanımış olsamda  nedense kendime yakın hissetmiştim. Kafamdaki düşünceler ile uğraşırken başka bir ses gelmesi ilr kafamı yerden kaldırıp bana bakan bir çift gözle karşılaştım. Ne dediğini tam duymadığım için kısık sesle konuştum " pardon ne dediniz anlamadım" dediğimde adam sözünü tekrarladı " sen kimsin ve neden bir anda buraya geldin" dediğinde tekrar başımı yere indirdim.

Gerçekten neden buradayım gerçekleri söylesem kesinlikle bana inanmazdı. Yalan söylesem ne söyleyecektim hem ben yalan söylemeyi beceremezdim ki. Tekrar başımı kaldırdım ve karşımdaki adama baktım. Bana Boş gözlerle bakıyordu derin nefes alıp vererek ağzımı araladım " inanın bunu bende bilmiyorum" cidden bunu dedim... Adam gözlerini kıstı " biz ülkemize yabancı birini almayız ama sende bir farklılık var küçük yabancı". Kaşlarımı attım ve ona soran gözlerle baktım " ne gibi bir farklılık derken adam sağa sola doğru yürümeye başladı.

Bir kaç dakika boyle sessiz giderken adam bir anda durdu ve sinirli gözlerini bana çevirdi." yoksa sende mi onlardansın" dedi. "p-pardon da kimlerden" derken kekeledigim icin içimden kendime sövüyordum. Adam bir anda önüme gelip eğildi " beyaz Krallıktasın değilmi küçük yabancı? Dedi. Ve ben ise sadece küçük bir sırıtma ile ona baktım...

Save me okuycam diye yeni bölümü atamadim jshdkshsishjd bu yine kisa oldu ama yaaa