evlenelim mi?

13 10 0
                                    

5 bölüm
Metin'in anlatımıyla.
Apar topar istanbula dönmemin sebebi mafya bozuntularının, uyuşturucunun gerçek olmadığını anlamasıydı. Madde üretimi, satışı, alışı hatta kullanışı bizim ekipte mecvuttu. Ancak milyon dolarlar edecek mal üretemediğimiz için mecbur yapay tozlar, haplar hazırlamıştık. Belliki bu sefer planımız suya düşmüştü.
O gece iriyarı ,silahli bir kaç kişi mekanımıza dahil olmuştu. Hiç bir şekilde açıklama yapmamıza izin vermeden adamlarımı yaralamışlardı. Gerçi açıklanacak bir durum söz konusu değildi, haklılardı. O gece geri izmire dönmeyi planlarken kendimde yara bere içinde kalmıştım. Bu halde Lila'nın önüne çıkamazdım. Hem çok sinirli hem de üzgündüm.
Ailemi kaybettiğimde bulaşmıştım bu olaylara.
Bir gün arkadaşımın bana önermesi ile madde tüketmiş, kafayı bulmuştum. Verdiği his çok hoşuma gitmişti. Ancak bir daha kullanmayı hiç düşünmemiştim.
Sonraki günler yalnız başına olmanın verdiği saçma bir kararla arkadaşıma gidip tekrar kafayı bulmak istediğimi söyledim. Kahkaha atarak ancak bizimle çalışırsan bundan istifade etmen mümkün demişti. Her dediğini yapmaya hazırdım çünkü, deli gibi o hislere kavuşmayı arzuluyordum.
Anladığım kadarıyla buradaki bir çok çalışan yakınlarına bu maddeden kullandırıyor, sonrasında tekrar isteyeceğini bildiği için bu işe davet ediyordu. Benim yaşadığım gibi. Mekanları fazla büyük değildi. Benim yaşlarımla bir çok çocuk buranın sahibi haline gelmişti. Ancak mekanın asıl sahibi 42 yaşındaki Fırat'tı.
Burda çalışmaya başladığımdan bu yana o adamı çok nadiren görmüştüm.
Odasına girip çıkan tek kişi vardı. O da bana madde teklifini eden yakın arkadaşım Özgür'dü. Bir gün ona birşey olursa eğer, yerine benim geçeceğimi patrona iletmişti.
Günler akıp geçerken kendimi bu mekana ait hissetmeye başlamış, o insanların parçası haline gelmiştim. Bazen tartışma, bazense çatışma çıksa da onlara gerçekten çok bağlıydım ve buradan ayrılmaya da niyetim yoktu.
Hele ki son olaydan sonra asla burayı terk etmezdim.
Özgür yasaklı olan maddelerden kullandığı için bilincini yitirmiş, uzun bir müddet baygın kalmıştı. Hava ulaşamadığı için beyni iflas etmişti.
Bu sayede mi desem bu olay yüzünden mi desem bilemiyorum ama sonuç olarak patronun sağ kolu ben olmuştum. Bu benim için büyük bir zaferdi...

Lila'nın anlatımıyla.
Doğum gününün sabahı
13 haziran.
Keskin bir baş ağrısıyla uyanmıştım. Ayağa kalkıp ilaç aramaya karar vermiştim. Ayağa kalktığım an başımın ağrısı tüm vücuduma yayılmış,kendimi yerde kıvranarken bulmuştum. Ağrım şiddetle artmaya devam ederken dayanamayıp bir şekilde ayağa kalktım. Deli gibi ilaç aramaya koyuldum. Elime geçen ne varsa isimlerini bile okumadan hepsini yutuyor, suya bile ihtiyaç duymuyordum. Bir kaç ilaç avuçladıktan sonra nefes nefes yere uzanmış, bu dayanılmaz acının geçmesini bekledim. O an dün yaşadığım olaylar aklıma geldi. Rüya mıydı? Gerçek miydi? Yoksa her şey bir hayalden mi ibaretti? Ya şu an yaşadıklarım da bir hayal ürünü ise? Nasıl anlayacaktım? Hiç bilmiyordum.
Bir şekilde ilaçlar işe yaramış, ağrılarım azalmıştı. Telefonumu elime almış sosyal medyada biraz gezinmeye başladım. O an Metin'in mesajıyla uygulamadan çıkıp mesajı okumaya başladım.
"Lila'm, doğum günün kutlu olsun, meleğim. 18 yaşına bastığın günde yanında olamadığım için ayrıca özür diliyorum. Telafi edeceğim. Bundan hiç şüphen olmasın. Bu yaş sana ne kadar üzüntü getirse de artık bir yetişkin oldun. Herşeyin üstesinden gelebilecek yaştasın. Ancak benim ufaklığım olmaya devam edeceksin:) iyi ki doğdun, iyi ki varsın, iyi ki benimlesin. Sen benim iyi ki dediğim nadir insanlardansın. İşlerim biter bitmez yanında olacağım. Seni seviyorum ufaklık, görüşmek üzere<33"
Yüzümde oluşan tebessümle mesajı okuyup yanıt verdim. İçimde ölüp biten kelebeklerin küllerini yeniden kozalağına gönderip, canlandırıyordu sanki. Hislerimin öldüğü bir dönemde duygularımı kazanmama sebep oydu.

Balo günü

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Balo günü.
Yazarın anlatımıyla
Bir kaç gün sonra Metin, Lila'nın sürpriz doğum günü için onu  İstanbul'a davet etmişti. Ama tabi Lila'nın haberi bile yoktu, adı üstünde sürpriz doğum günü. Kendini affettirmek için bir sürü yakınını bu davete çağırmış, Lila'nın sevdiği aklınıza gelebilecek herşeyi bu baloya dahil etmişti. Lila'yı gerçekten seviyordu. Ömrünü onunla geçirmek istiyor, hakkında bilmediği herşeyi öğrenmek için sabırsızlanıyordu.
Metin Lila'ya balo için muhteşem bir elbise almıştı. Lila normal bir akşam yemeğine çıkacaklarını düşündüğü için kıyafeti abartı bulmuştu. O yüzden biraz işkillenmişti. Elbise pempemsi, kısa kollu, çok az göğüs dekoltesi olan uzun bir elbiseydi. Lila elbiseyi giyip aynanın önünde kendine baktı.

Gerçekten kendini çok beğenmişti ve çok iyi hissediyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Gerçekten kendini çok beğenmişti ve çok iyi hissediyordu. Saçlarını da dalgalı yapmış, sade bir makyaj yapmıştı. Artık hazır olduğu için dışarıda onu bekleyen Metin'in yanına geldi. Metin gözleri parlar gibi Lila'ya bakıyordu. Gerçekten büyülenmiş gibi hissediyordu. Bu elbisenin Lila'ya bu kadar yakışacağını tahmin bile edememişti.
Lila'nın aklı ise bir akşam yemeği için neden böyle hazırlandığındaydı. Metin bir elini belinin arkasına almış bir eliyle Lila'nın elini tutup küçük bir öpücük kondurdu. Lila Metin'in elinden tutmuş sonrasında evden çıkmışlardı.
Balonun yapılacağı mekana vardıklarında içeriden bir şarkı sesi geliyordu. Lila'ya şarkı çok tanıdık gelse de çıkartamıyordu. İçeri el ele girdiklerinde büyük bir kalabalık onları pastayla karşılamış, alkışlıyorlardı. Arkada çalan şarkı ise Metin ile Lila'nın şarkısıydı. Bana ellerini ver. Lila çok duygulanmış ve çok şaşırmıştı. Pastayı Lila'nın önüne getirmişlerdi. Metin kulağına yaklaşıp: "Dilek tut" diye fısıldamıştı.
L-"salla zaten benimsin" diye mırıldandı. Mumları Metin ile birlikte üflemişlerdi. Şarkının nakarat kısmında Metin Lila'ya elini uzatmış,dansa kaldırmıştı. Bir kaç çift'de dans için pistteydi ama tüm odak Metin ile Lila'da idi. Gerçekten birer profesyonel gibi dans ediyorlardı.
Lila kimseye teşekkür bile edememişti. Kelimelere dökemese de gerçekten çok huzurlu hissediyordu.
Şimdiyse bir tanem söyle canım şarkısının melodisi çalmaya başlamıştı. O sırada Metin Lila'nın ellerini bırakmış bir mikrofon alıp gelmişti. Lila hem şaşkın hem sevinçle onu izlemeye koyuldu.
Metin bir taraftan şarkıyı söylüyor, bir taraftan Lila'yı etrafında döndürüyordu. Şarkının;
İstersen evlenelim davullarla,zurnalarla
Kısmında Metin Lila'nın elini bırakıp cebinden yüzük çıkarmıştı. Sonra mikrofonu bırakıp diz çökmüş, elini Lila'ya uzatmıştı. Evlenelim mi?
Lila çok düşünmeden usulca cevabı yapıştırmıştı. Evet.

Hayatımın döngüsü Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin