Şarkılar; Duncan Laurence - Arcade
Can Ozan - Ağlama ben ağlarım
Coldplay - YellowGeçmiş ve geleceğime: Yaşadığım her şey, bir adım daha atmamı sağladı. Her adımımda kendimi tanıdım, her adımımda kendimi daha çok sevdim. Her adımımda Alin'i daha çok sevdim evet. Ama onu kaybetmiş olmam, kendimi kaybettiğim anlamına gelir miydi?
"İzini kaybetmiş biri"
Bazen kirlettiğimiz ellerimizi temizlemek su üzerinde ateş yapmak gibidir. Karanlığı aydınlığa kavuşturmak için de yakılabilir bu ateş fakat olmayacağını bildiği halde denemek duygusu terk etmez vücudunu.Şüphelendiğimiz duygular vücudumuzu sarınca ondan kurtulmak hayli zaman alır. Ama tek bir kurtuluş olduğunu bilmek gerekir. O da, affetmektir. Şüphelendiklerimiz neler olursa olsun, kim hakkında olursa olsun, affetmek zor ama başarıldığında yapılmış en büyük erdemdir. Ve affettiğimiz zaman, karanlığa gömülüp gömülmeyeceğimizi, su üzerinde ateş yakıp, yakmayacağımızı kendimiz belirleriz.
"Karanlığa meydan okur, kendimi dibi görünmeyen o kuyudan kurtarırdım." Dedi yaşlı ruhum saklandığı kapıların ardından. Elinde sımsıkı tuttuğu kitaptan okumuştu bunları. Bense tüm bu karanlığa meydan okuyup, aydınlığa hükmetmiştim. Kendi yolumu kendim çizmiş, bütün kibritleri yolumun üzerine dizmiştim. Ve kibritlerim bana yangın değil ışık olmuş, beni aydınlatmışlardı. Ben tekrar bir savaşa hazırlanana kadar benimleydiler. Ruhumun içinde gezinip duran o his, savaşa giderken yolumu kaybetmeme, tüm kibritlerimin devrilip bana yangın olmasına neden olmuştu. Bu savaşta yolumu görmem, çok uzun zamanımı almıştı.
Tüm bunları zihnimin içinde kurcalarken, bir yandan da yoldan aceleci bir şekilde süzülen arabaları izliyordum. Ne kadar hızlı, düzensiz ve göz kamaştırıcıydı bu şehir. Sanki avazım çıkana kadar bağırsam bile duymayacaktı kimse. Herkes, her şey o kadar alışıktı ki bu düzensiz düzene, kimse savunmasızca çığlık atan bir insana dönüp bakmazdı.
"Buyurun." zihnimin arkasında çalkalanan bir ses vardı. İlk başlarda ilgimi çekmese de birkaç tekrardan sonra kendime gelip sese yöneldim. "Hanımefendi?"
Gözlerim elindeki simiti bana uzatan genç çocuğa kaydığında mahcup bir şekilde gülümsedim. "Üzgünüm, dalmışım." elindeki simiti alarak parayı küçük arabasına bıraktım ve oradan uzaklaşmaya başladım.
Bugün her şey çok yavaş ve hayal gibi geliyordu gözüme. Hislerimi kontrol edemiyordum ama içimdeki her kimse bağırmak için çırpınıyordu adeta. "Bunları düşünmek istemiyorum." diye fısıldadım kendi kendime. Fakat artık fısıltılarım bile ulaşamıyordu bana. Bundan sıkılmıştım.
Birkaç dakika daha yürüdükten sonra yolun kenarına park ettiğim arabamın yanına gelmiştim. Elimdeki simitin poşetini sıkıca bağlayıp ön koltuğa koydum. Çok acele etmeden kapıyı kapatıp yaslandım. Karşımdaki koca okuldan kız kardeşimin bir an önce çıkmasını bekliyordum.
Ellerim sürekli üzerimdeki koyu yeşil ceketi düzeltiyordu. Bir şeye hazırlanıyor gibi hissediyordum adeta kendimi ama bu hazırlandığım şeyin nasıl sonuçlandığını bilmiyordum, ya da hazırlandığım şeyin ne olduğunu...
Sakin görünen bedenimin aksine zihnimin içindeki ben, gariptim. Sanki bir şeyler hissediyordum ama bu hislerin adını koyamıyordum. Ve kendimi oldukça yorgun hissediyordum. Bazen bazı şeyleri açıklamakta çok zorlanıyordum. Özellikle konu, kendi hislerimi kendime açıklamak olduğunda, dilimi yutmuşum gibi afallıyordum. Zaman öyle hızlı akıp gidiyordu ki ardından koşsam yetişemeyecekmişim gibiydi. Her anın bir değeri olduğunu hissettiriyordu. Ama her anı değerli kılan şey zaman mıydı, yoksa zamanı birlikte geçirdiklerimiz miydi, bilmiyordum. Tek bildiğim tüm bu yaşadığım zamanların içinde sevdiğim tek bir kişi vardı, Alin.
![](https://img.wattpad.com/cover/336170045-288-k392095.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEYAZ EMARELER
AcciónKüçük yaşlarından beri sevgisizliğin ne demek olduğunu bilerek büyütülmüş bir kız çocuğu, en değer verdiği şeyi kaybederse ne olur? Karanlık duygular, sırlar, ihanetler ve yüzleşmeler. Karmen hayatı boyunca bunlarla defalarca kez karşılaşmıştı ama...