5)Veda

34 6 21
                                    

Gözlerimi onun sıcak bedenine dayadım. Çok kötü hissediyordum. Kaç yıldır ona bağlandığım kardeşim şu an bir ateş yürekliye kalbini kaptırmıştı ve diğer tarafa geçecekti. Gözyaşlarım tenimden aşağı süzülüyordu.

Kendimden nefret ediyorum. Ona Yongbok'tan daha fazla ilgilenemediğim için. Babama bildiklerimi söylemeyip onu ölümden kurtaramadığım için nefret ediyorum. Bunca yıl tek arkadaşım ve ilk aşkım olan kişiyi bulmaya cesaret edemediğim için nefret ediyorum. Senden nefret ediyorum Jisung.

Minho'nun omzunda ağlamaya devam ederken belime sarılan iki çift el farkettim. Öpücüklerini kafama dağıtıyordu. En sonunda ellerini yüzümün iki yanınada koyup kafamı yüzüne doğru kaldırdı.

Minho: "Okyanus kralı olsanda okyanus gözyaşları teninde hiç yakışmıyor. Kafa dağıtmak ister misin?"

Jisung: "Teşekkürler lütfen. Ne olursa olsun şu an kafa dağıtmaya çok ihtiyacım var."

Minho kafamı hafif okşayıp elimden tutup sarayın dışına atıldı. Saat çok geçti etraf bir obsidyen kadar siyahtı. Minho elimi tutarak sarayın arkasındaki denize götürdü. Deniz dediğime bakmayın bir okyanus kadar kocamandı sadece bir deniz gibi kıyısı vardı. Dalgalar kıyıya vurup köpürmesini bir süre izledikten sonra Minho bana döndü.

Minho: "Şimdi istediğin her şeyi bana söyleyebilirsin. İçini bana dökmen ruhun ve kalbin açısından iyi olacaktır."

Jisung: "Hyunjin ile olan kardeş kavgaları işte. Çok bi önemi yok. Sadece yanlız öleceğimden korkuyorum."

Minho: "Anladım... Hyunjin senden uzaklaşacak dimi?"

Jisung: "Minho, yanlız ölmeyeceğim dimi? Kuytu bir köşede tek başıma bedenim sessiz sessiz işlevini kaybetmeyecek dimi?"

Minho: "Öyle düşünmemelisin Jisung. Sadece sevdiğin ve yanında olmasını istediğin kişiyi düşünmeni istiyorum."

Jisung: "Yanımda olmanı istiyorum Minho. Lütfen gitme Hyunjin gibi sende.

Gözlerim morarırcasına ağlıyordum. Bir muhafıza bu kadar bağlanıcağımı bilmiyordum. Hıçkırıklı ağlamalarım denizin üstündeki yıldızlara ulaşıcak kadar şiddetliydi. Minho gözlerimi elleriyle silip yüzümü iki kısımdanda tuttu. Saçlarımın arasına bir öpücük daha kondurdu.

Minho: "Merak etme Jisung.. Tekrar o gözyaşlarını bu parlak gecenin üzerine dökülmesini izin vermiyeceğim. Sadece mutsuz olduğunda ilk yapacağın şey benim yanıma gelmek olsun. Sorun ne olursa olsun."

Minho'nun sözleri ağlamamı durduracak cinsten cesaret versede duygusal olarak daha da şiddetlendiriyordu. Deniz kıyısının kumlarının üstüne yan yana oturup yıldızları izlediğimiz ve elerimizin arasından geçen o soğuk kumlar bugün sebebi olmayan en güzel şeylerdi. Minho'nun omzuna yaslanıp yıldızları izlemeye devam ettim. Artık o kadarda acı vermiyordu. Çünkü bugün Minho'nun beni bırakmayacağına dair bir söz aldım. Ve artık Hyunjin gitsede bir süre üzülmeyeceğim garanti edebilirdim.

Kumların üzerinde yaslandığım omuza uzunca baktım. Normalde bu kadar yakın olacağımızı düşünmüyordum. Minho ona baktığımı farkedince hafif bir tebessümle dudaklarımın arasına girişti. Bir gün sabah olacağını bilsem bile gökyüzündeki yıldızlar gibi kalmasını istiyorum bu günün.

"Parlak ve Kalıcı"

***

05/10/1322

"Bugün yine antlaşmaya kanaat getirmek için ateş lordu okyanus tarafına geçti. Tabi o da geldi. Bana dokunurken hafif yanıklar oluşturmuştu kollarımda. Ama sorun yoktu. Ve biliyor musun onun bir ateş kaplanı (köpek cinsi) varmış. Eğer diğer tarafa geçersem onu sevebileceğimi söyledi. Çok isterdim ama hayır gelemezdim. Çünkü babam öldükten sonra başa geçen amcam babam gibi katı bir insandı. Ve benide pek sevdiği söylenemez. Tutkularıma karşı çıkar kendi çıkarları uğruna kurallar koyardı. Bir gün onunda babam gibi gökyüzüne yükselmesini isterdim. Ama bunun için dualarımı kullanamazdım. Ben dualarımı hakedene emanet ederim..."

[Fire Wave | Minsung]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin