"Bay Changbin homofobik olabilir mi?"

93 15 5
                                    

Keyifli okumalar...

💛🐥

Ellerini yüzüne doğru sallarken sakinleşmeye çalışmıştı Felix.

"Tanrım..."

Gülmekten ağrıyan karnı gülüşünü bir nebze olsun durdururken gözlerini silip yatağa bıraktığı telefonu yeniden eline almıştı.

"Hyung"

Karşı taraftan gelen birkaç hışırtıdan sonra büyüğünün sesini duymuştu yeniden Felix.

"Telefonu kapatmak üzereydim"

Felix gülmemek için başını iki yana sallayıp konuşmuştu.

"Kusura bakma hyung, sinirim bozuldu"

"Ya tabi sinirin bozuldu"

Felix kendini tutamayıp yeniden gülerken Minho gözlerini devirerek uzaklaştırmıştı telefonu kendinden.
Bir saat kadar önce Felix'i aramış ve bugün başına gelen saçma olayı anlatmıştı.

Dün bir kafeye uğramış ve tanımadığı biri tarafından resmen taciz(!) edilmişti.
Felix'in ona hak verip bugün tartıştığı adama söveceğini düşündüğü sırada küçüğü sadece gülmüştü. Yaklaşık kırk dakika kadar...

"Gülmeye devam edeceksen gidiyorum"

Felix başını hızla iki yana sallamış ve boğazını temizlemişti.

"Özür dilerim hyung. Lütfen devam et"

Minho konuşmaya devam etme konusunda tereddüt ederken sıkıntıyla bir nefes vermişti.

"Sonrası yok, kavga ettik ve mekanın sahibi ikimizi de kovdu. Bu kadar"

Felix olayın böyle bitmediğine emindi fakat bu saatten sonra büyüğünü konuşturabileceğini zannetmiyordu.

"Hyung, güldüğüme bakma lütfen. Bende sinirlendim ama olayı anlatış şeklin öyle garip ki bir an adamdan etkilendiğini dahi düşündüm"

"Saçmalamayı kes Felix! Beni taciz etti diyorum, sen bana etkilendin diyorsun"

"Hyung adam yanlışlıkla üstüne düşmüş işte. Buna taciz diyorsan sen de taciz etmişsin adamı"

"Felix sen iyi değilsin, daha sonra konuşalım"

Yüzüne kapanan telefonla bakışları birkaç saniye daha ekranda takılı kalmıştı sarışın olanın. Ardından kendini tutmayıp yeniden gülmüş ve uzandığı yataktan kalkmıştı.
Ona göre Minho olayları sadece abartıyordu; adamın onu taciz etmediğine emindi. Küçük bir yanlış anlaşılma çıktığının farkındaydı, sadece büyüğü bu konularda ona göre daha hassastı.

Bunları düşünürken yataktan çıkmış ve mutfaktaki sevgilisinin yanına geçmişti.

"Chan-ah?"

Bacaklarını zorla örten büyük beden tişörtü yürürken daha fazla yukarı çekiliyor, hickeylerin süslediği beyaz bacakları göz önüne seriliyordu

"Günaydın bebeğim"

Chan arkasını dönmeden konuşmuştu. Felix sevgilisinin yanına yaklaşıp kollarını beline sarmış ve beyaz bol tişörtün açıkta bıraktığı ensesine uzun bir öpücük bırakmıştı.

"Duş mu aldın?"

Sevgilisinin nemli saçlarını farkettiğinde sesindeki hafif sitemi saklama gereği duymadan söylemişti bunu küçük olan.

Young, Dumb, StupidHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin