Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
_____
Avuçlarımda biriktirmiş olduğum çakıl taşlarını birer birer denizin derinliklerine doğru fırlatırken, suyun üzerinde çıkan halkaları tekrar ve tekrar bıkmadan sayıyordum. Kalbim de garip bir huzursuzluk hakimdi. Kim bilir belki de iki gün boyunca onu göremeyişim beni huzursuzlandırmıştı. Suyun içerisinde kalan bacaklarımı her ne kadar sallanmaya devam etsemde içimdeki ürperti bir türlü geçmek bilmiyor, sonbahar soğukluğunu hissettirmek istercesine gittikçe daha da fazla üşümeme neden oluyordu. Bense üşüyen bacaklarımı umursamadan sadece bekliyordum. Sanırım iki gün öncesinde onu saatlerce bekletmiş olmam sonrasında yanına gelemeyişim . Beni bu yüzden cezalandırıyor olmalı. Eğer bu yüzden geciktiysen hiç sorun değil biliyorum ki geliceksin. Benim geldiğimi anladığında mutlak suretle bana geliceksin. Ve ben yine burada seni bekliyor olacağım..
Jeongguk, tüm günümü hatta ve hatta tüm geceyi onunla beraber geçirmek istiyorum. Aptalca bir düşünce olduğunu biliyorum, fakat aklımdan geçen düşüncelere hakim olamıyorum. Onu düşünmek beni aptallaştırıyor. Tanrı aşkına onu düşündükçe, yüzünü düşündükçe, garip bir şekilde kalp atışlarım fazla, çok fazla hızlı atıyor. Midem düğümleniyor, sanki kusucakmışım gibi hissediyorum. Sonrasında ise bacaklarımda hissizleşiyor. Çok fazla terliyorum. İstemsizce dudaklarım daha da fazla kıvırılıyor. Onu bu şekilde düşündüğüm için fazlasıyla utanıyorum. Bunun yanlış olduğunu bilmeme rağmen hislerime yenik düşüyorum. 3 yıl öncesini düşünüyorum da bu kasabaya hiç mi hiç gelmek istemediğim aklıma geliyor ve ben yine sırıtıyorum. 3 yıl öncesinde denizden nefret eden ben ne ara her gece onu bekler oldum bilmiyorum..
Gökyüzü yavaştan kararmaya başlamış, yıldızlar kendini göstermek istercesine birer birer gökyüzünde belirmişti. Yüzümü gökyüzüne doğru çevirdiğimde onu gördüm. Sirius, göz alıcı bir şekilde parlak görünüyordu. Gökyüzünde Tanrı'nın gözlerini temsil ediyordu adeta. Dilek tutmak için avuçlarımı çenemin altında birleştirip gözlerimi sıkıca yumdum.
En değerli taşların yanında sönük kaldığı, gökyüzünün gözleri olan eşsiz Sirius. Ömrümün sonuna değin jeonggukla kaderlerimizi birleştirmeni istiyorum senden. Onunla yaşamama izin ver. Biliyorum ki onunla birlikte olmamız imkansız. Elbette ki bunun farkındayım. Zirâ Jeongguk insan değil. Yine de kaderim her ne olursa olsun iyi veya kötü tekrar ve tekrar tüm yaşamlarım Jeongguk'a bağlansın istiyorum. Dileğimi lütfen kabul et Sirius.
