Oturduğum yerde boğuluyordum . Ayağa kalmakaya çalıştığım zaman 'yer çekimine karşı koyamazsın 'der çökerdi dizlerim zemine . Bir ağrı bir sızı sanırsın en büyük acı bu .
Yatağıma kıvrılsam ateşler içinde kıvranır bedenim , ayağa kalksam patlak verir hücrelerim,oturup susam en büyük kıyamet gibi. Ne gidenim olsa ne de gelenim .Bir mutluluk sarmış bedenimi ,nedensiz bir umut yeşermiş bedenimde .
Bir kahkaha bir gülüş gören cennetliktir der bu . Bir fincan kahve ,bir mısra şiir, güzel bir gün, uçsuz bucaksız bir mutluluğa kavuşmuşum gibi...Ben iki türlü hayatı yaşarım aslında her zaman çünkü bugün yerdeysem , yarın ayaktayım. Bugün çökmüşsem, yarın çökertirim. Bir gün yaşam ateşi, diğer gün efkar gecesi . Bir bekleyiş,bir vazgeçiş . Bir gidiş,bir varış.
Ben zor bir insanım aslında çünkü düşüncelerim etrafı sararken karışırım herşeye ,bir o yana bir bu yana durmaksızın direnirim.
Bugün de her zamanki gecelerden biri aslında,yani efkarlıyım bilmediğim nedenlerden dolayı. Oturup yazdım atarlı atarlı. Bilmiyorum hangi birikmişliğin acısı bu ama rahatladım .
Uyuyabilmek için çok güzel hayaller kurup sabah' bugün de gerçekleşmedi' alarmıyla uyumaya gidiyorum ama hayallerimi ayakta tutmamı sağlayan ,bana sağlam nedenler veren iki dostumun hakkını da yememek lazım.
🕳️🕳️🕳️
Çalan telefonla açtım gözlerimi ama kafamın sızlanmasıyla tekrar gömdüm kafamı yastığa. Gözlerimi kapatıp acının geçmesini bekledikçe daha çok ağırıyordu . Telefon da kapanıp tekrar çalınca, hızla açıp tekrar gömdüm kafamı yastığa.
"Ne var "
"Sen bu saate kadar uyuyormusun?"
Kafamı yastığa daha çok bastırma istediğimi es geçip yatakta doğruldum.
"Kafama vurduğun yumruklar sayesinde beyin sarsıntısı geçiriyorum galiba."
Karış tarafta yükselen kahkaha sesleri daha çok ağrı yapıyordu kafamda .
Dişlerimi sıkıp sakin bir şekilde,"Kapat telefonu Utku ,sesinden tiksindim şuan."
Bir anda sessizleşip," O kadar mı kötüsün sen ya ?"diyen Utku'ya gözlerimi devirdim ,görmesede.
"Evet ve mümkünse kısa kes!sadece uyumak istiyorum."
"Ama antrenman var ,gelmeyecekmisin?"
"Şaka mı yapıyorsun yoksa benim bahane uydurduğumu mu düşünüyorsun ,sadece rahat bırak beni bugün."
Kararlı olduğumu anlayan Utku'ya tam sevineceken telefonu Deniz aldı bu defa .
" Bebeğim beni bu yılanla yalnız mı bırakacaksın."
Gözlerimi kapatıp,derin nefes aldım.
"Deniz senin yanındaki yılan beni düneyin bitirdi ,sadece rahat bırak bugün dinleneyim ya ."
Karşı taraftan mırıldanma sesi gelince anladım artık ikisinden birinin söylediklerimi idrak etiğini.
"Dinlen sen bugün ,ben bu tutkunun tadına bakarım bugün.
Deniz tutku dediğine göre, bugün Utku'nun suyunu çıkartacaktı .
"Seviyorum seni Denizim."
Sevinçle telefonu kapatırken,Utkunun Deniz'in üzerine atladığına adım kadar emindim çünkü en son Denizin küfür sesleriyle kapandı telefon.
Sırt üstü yatağa uzanıp tavanla bakıştım, sonra daldım bir anda .
Aslına benim hayatım Utku ve Denizden ibaret çünkü liseden beri onlarla beraberim . Aynı zamanda onların hayatında da pek kimse yok çünkü yetiştirme yurdundaiken lisede karşılaştık . Liseyi bitirdikten sonra iki ev ayarlayıp on sekiz yaşında ayrıldık yurtan . Deniz benim evimden uzak bir mahallede ama Utku yalnız kalmayalım diye bazen bende bazen de Denizde kalır.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karmaşık Ve Sarmaşık
Teen FictionDemişti bana "Ölümlerde var , ölülerde var ." Demişti"kimi ölüler gömülür,kimi ölüler her defasında öldürülür."diye Demişti"Kalanlarda var gidenler de var ." Dedi "Giden bir defasında gider ,kalan her defasında biter ." Demişti... demişti aslında ç...