[. 3 .]

720 70 43
                                    

Evetttt yeni bölüm zamanııı :) Hatırlıyorum bu çifti ilk yazmaya başladığımda ne bu uygulamada ne de Rusların ficbook uygulamasında bu çift için herhangi bir kurgu bulamamıştım :( Ruslar deli dehşet sever muhteşem yüzyılı ama ne hikmetse yazmamışlar. İş başa düştü kendim yazmıştım ama sonra üniversitede yoğun döneme geçince askıya almıştım. Şimdi yeniden devam etme zamanııı💜 İki eski bölümü paylaştım şimdi sıra yenisinde :) Öncekileri okuyanlar bunu okumamışlar haberiniz olsun buradan devam edebilirsiniz. Umarım yeni katılanlar için de keyifle okuyacakları bir kurgu olur...

Bu arada artık yazanlar var birkaç kurgu gördüm ama hâlâ okuyamıyorum :( aşırı yazım yanlışları var ya lütfen şöyle biri özene bezene yazsın şu çifti bende okumak istiyorummmm🥺💔

Bu arada editimizi mutlaka izleyelimmm😈 Konuyu öyle bir güzel anlatıyor kiiii :)



———

Her tarafından dumanlar yükselen taş hamamın içine girmek üzereyken kapıdaki cariyeler eline büyük bir havlu tutuşturdu. Alexandra'nın yüzü utancından al al olmuştu, bakışlarını iri kapıdan eline doğru indirdiğinde parmakları arasında tuttuğu yumuşak kumaşı sıktı. Kapının öteki tarafındaki kadın onu yıkaması için bekliyordu. Gülşah Hatun ona yapması gerekenleri anlatmıştı. Sinirli, varlığından hoşlanmadığını apaçık belli eden cariyenin onu ikaz ettiği önemli bir nokta vardı. Sultan bekletilmeyi sevmezdi...

"Açın kapıyı," dedi, kapının önündeki harem muhafızlarını uyararak. Açılan ikili kapıdan içeri girdiğinde gözlerinin karanlığa alışması için birkaç saniye kapı ağzında bekledi. Bahaneydi bu aslında, nefesini düzene sokmak için bekliyordu. Gergindi, hayatı boyunca kız kardeşi dışında kimsenin önünde çıplak olmamış, kimse de onun önünde çıplak durmamıştı. Şimdi ise hiç tanımadığı bir kadını yıkamak zorundaydı. Bir sultanı...

Bunu düşünürken öfkesinden göğsündeki kızarıklık yanaklarına sıçradı. Yaşamak zorunda kaldığı bu saraydaki kanunlar hiç onun alıştığı hayata uymuyordu. Alex, başına buyruk, asi ruhlu bir kızdı ama şimdi onu birilerine boyun eğmek, hizmet etmek için zorluyorlardı.

"Alexandra, sen mi geldin?"

Kadının sesi içerideki dumanlı odadan duyulduğunda Alexandra, bakışlarını taş zeminden ayırarak önüne döndü ve yavaşça diğer odaya doğru adımladı.

"Oldukça yavaşsın," dedi, görüş alanına girdiği anda onunla göz göze gelen yeşillerin sahibi. Alexandra, kadının irislerindeki parlaklığı incelediğinde orada kibirden ziyade yumuşak bir ışıltı fark etti. Mahidevran sultan ona sinirlenmiyor, aksine gülümsüyordu. "Yaklaş bana, saçlarımı yıkamanı istiyorum."

Alexandra, utana sıkıla bakışlarını kadının gözlerinden çıplak omuzlarına doğru indirdi. Yoğun bir şekilde yutkunduğunda gözlerinin daha fazla aşağıya inmelerine izin vermeden bakışlarını tekrardan onu izleyen yeşillere doğru geri kaydırdı. Bu sefer onu izleyen gözlerdeki pırıltı samimiyetten dolayı değildi hayır, her ne kadar büyük tecrübeler kazanmış olamasa da Alexandra bir kadının gözlerindeki şehveti iyi tanırdı. Özellikle de gücün elinde olduğunun bilincinde olarak alayla parlayanlarını daha önce de görme fırsatı yakalamıştı. Mahidevran Sultan hiç şüphesiz onun geldiği topraklardaki Madam Bavory gibi kendinden emin bir kadındı. Ne istediğini biliyor ve bunu bakışlarına yansıtıyordu. Alexandra bir kez daha bu sefer neler döndüğünün bilincinde olarak yutkundu. Bu sarayda kadınların kadınlarla flört etmesinin doğal olduğunu bilmiyordu. Türkler hakkında bilmediği bir çok şey vardı. Bu da onlardan biriydi.

Aşk Yakar | GxG | Mahidevran + HürremHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin