"Bu zinhar yasak. Yeni gelen cariyelerin hepsi padişaha özel geldi. Hiçbirini hizmetçi olarak başka birine veremeyiz." Sümbül ağa korku ve heyecanla sağa sola yürürken Nigar kalfa da bir o kadar sakin ve rahat görünüyordu. Omuzlarını silkti tembelce ve "Sultanımız da bir hanedan üyesi ve onun bu kararını sorgulamak bize düşmez" dedi. Ardından bakışlarını yeni gelen cariyeye dönen kadın tüm neşesiyle gülümseyerek, "Hadi yine iyisin. Hem kelleni kurtardın, hem istikbalini" diye ekledi. Oyasaki Alexsandra'nın söylediği hiçbir şeyi duyduğu yoktu. Az önce terastan ayrılan kadının küstah, kendini beğenmiş ve pişkin sırıtışını unutamıyordu bir türlü. Gözlerini dikmiş hâlâ bomboş olan terasa bakarken düşündüğü tek bir şey vardı. O kadın da kimdi?