Bazen çocuklara sorumluluk yüklemek hayata karşı
hazırlamanın bir yoldur.Evde kardeşler iş görevine ayrılırdı annelerine
yardımcı olmak için bazıları bulaşık yıkardı, ütü yapardı
kimileri ise toz alırdı tuvalet temizlerdi. Reyhan’a ise
kızlara göre en zor ve sıkıcı işi kalırdı o da yanlarında
kalan anneannelerini yıkama görevi. Anneanne deyince
ton ton tatlı güzel öğütler veren bir kişi gelir
çoğumuzun aklına ama bu sefer öyle değil, hep şikayet
eden, dedikodu yapan mızmız bir anneanneydi o
yüzden hiç kimse yıkamaya yeltenmezdi. Reyhan’a
kalırdı o iş. Neyse ki reyhan çok sabırlı biri olduğu için
pek takmazmış. Her şeyiyle ilgilenirmiş. İşte böyle böyle
zaman geçip giderdi.
Bir yılbaşı günü Reyhan’ın annesi (Fatma) kızlardan
en cengaver erkek fatma gibi olan parayı çekip
çevirebilecek Gülcan’a verdi. Fatma “ Bu parayı al tüpü
doldur kızım.” dedi Gülcan’ da “ Tamam anne.” dedi
ama kızların üvey abisi bu parayı çaldı.
Gülcan da bir şey diyememişti abisine. Neyse akşam
oldu Fatma eve geldi topladı kızları Fatma “ Gülcan
kızım tüpü doldurdun mu?” Gülcan utana sıkıla bir
yandan da üzgün bir biçimde “ Anne dolduramadım
çünkü abim parayı almış.” Bunu duyan Fatma elinde
soyduğu portakalları sıralanan kızların üstüne attı. Kızlar
canları acıyarak bağırmışlardı. Elindeki portakallar
bitince yaptığının yanlış olduğunu anladı ve ağlaya
ağlaya özür diledi. Kızlar annelerinin yanına gidip ona
sarıldılar. Her ne yaparsa yapsın anneleriydi sonuçta.