Tam baltayı indirdiği anda yüzüme kanlar bulaştı, ilk kendi kanım sandım ama ölseydim bu olamazdı ama o kan bana baltayı kaldıran celladın kanıymış ama kim vurdu hiç bilmiyorum. Komutanlardan birisi "kim vurdu lan bunu?" hiç çıt yoktu sonra tekrar bir cellad getirtti. Tam yerine geçtiği anda o da kalbinden vuruldu. Ve bizim ordum TÜRKİYE OSMANLI gelmişti Cem bir anda CTV komutanlarından birini esir almıştı, "arkadaşlarımı bırakıyormusu laan" dedi. Ordan Michael " yiyorsa gel al lan" diyerek Zeynep'i bayıltarak omzuna alıp bir kaç askerle kaçtı. Zeynep'i kurtarmak istiyordum ama elimden hiç bir şey gelmezdi. Bizim 12 kişilik ordumuz binlerce düşman askerine kafa tutuyordu. Ya bu dünya bizim olcaktı, yada biz bu dünyanın. Bizim adımız koskocaman TÜRKİYE OSMANLI diyerek iki üç kişiyi alıp işini bitirdim Volkan'ın elindeki ipleri çözerek Cem'in yanına gittik. Cem belinin yanından iki tane silah çıkararak elimize verdi. Cem'in kulağına "üç deyince adamı bırak kaçıyoruz tamammı?" "tamam komutanım emredersiniz" bir, iki ve üç haydi Allah diyerek kaçıyorduk adamı bırakmıştık ama kuralsız oynamamız gerekiyordu adamın kafasını tabancayla uçurdum ve kaçmaya devam ettik. İzimizi bir süre kaybettirdikten sonra bizim ordumuza dönerek "TÜRKİYE OSMANLI nasıl izin aldınız* ve bu celladı çok iyi şekilde kim indirdi?" Cem ordan atılarak komutanım bir izin almaya hiç gerek yok sizi yalnız bırakamazdık ve bu celladı indiren kişi ise Ali Yusuf'tu. Sağolun arkadaşlar ve Ali Yusuf tekniğin iyi ama geliştirmen lazım çok amatörsün. Gruba dönerek arkadaşlar size bir şey daha söyliyeceğim. Ey TÜRKİYE OSMANLI ordusu biz CTV kanunlarını sona erdirmek için burdayız ama o alçak Michael kod adlı ibneyi yakalayıp Zeynep'i kurtarmalıyız, ilk başta ki sözümüzü hiçbir zaman unutmamalıyız. hangimiz zor durumda olursak olsun onu kurtarmak için canımızı hiçe saymamız gerekir. Haydi yol kardeşlerim sizin sızdırdığınız o mühimmatları güvenli bir yere saklayalım sakladıktan sonra orduya dönerek "TÜRKİYE OSMANLI toplaan" hepimiz toplanmıştık ama daha Zeynep'in nerde olduğu ile ilgili hiç bir bilgimiz yoktu. Ama elimiz armut toplamıcaktı araştırmaya çıktığımızda yolda 5 tane CTV askerinin bir kaç kızla sarmaş dolaş olduğunu gördük ve bir tarafa çektik " Lan Şerefsiz CTV askerleri söyleyin laan o Michael ibnesinin yerini." Çok beklersin, sana söyliyeceğimizimi sandın" "Tamam çaylak bana şu tabancayı versene" "tamam komutanım diyerek silahı elime verdi." üç kişiyi kafasından uçurdum, bir kişinin ise göğsünün o tarafa sıktım son kişiye tekrar sordum " lan şerefsiz söylüyormusun ? " "tamam tamam" diyerek Zeynep 'in kaçırıldığı yere doğru ilerledik. Çok fazla asker koruyordu ama bize nafile planı yapıp Ali Yusuf'la bir yüksek yere geçip silahlarımızı çıkardık. Taktikler çok iyiydi bizim grup, adamları teker teker indiriyordu. Biz yerimizde beklerken kafamızda tabanca hissettik arkamıza döndüğümüz anda Michael bir kaç adamıyla çok safsınız siz yine kaybedeceksiniz, "ya siz kimsiniz on iki kişi yirmi üç ülkeye kafa tutucaksınız sizi hiç kimse üslenmiyor ki ama artık her şeyiniz bitti." Şuan arkadaşlarınız içeri gidiyor ya, içeride bu kumandaya bağlı koskocaman bir bomba var birazdan hepsi ölçekler. "yapma lan şerefsiz" "maalesef Şahin maalesef" diyerek tam kumandaya basacağı zaman arkasından birisi gelip elinden kumandayı aldı "bırak lan adamları" dedi. Bir baktım bu alex ti, inanamadım Ali Yusuf bana dönerek "bu kim komutanım" dedi. "Bu bizim abimiz, büyüğümüz" dedim. Alex bizi kurtarıp aşağı doğru arkadaşlarımızı kurtarmaya inerken Alex'e "sen neden geldin Alex ?" "çocuklar sizi geride bırakamazdım" "Adamsın be Alex" arkadaşları uyarıp geri çekilirken arkamızdankeskin nişancının birisi arkamızdan silah sıktı bu kişi yine alçak Michael'di. Kimsede hasar yoktu birde Alex'e baktığımız anda o vurulmuştu hemen yanına dizilmiştik nabız yoktu. Volkanla birlikte "ne olur yardım et Elif doktor" Elif doktor bize döndü ve " maalesef kaybettik" dedi. Deliye dönmüştük. Alex artık hayatta değildi, bizi kurtarmak için kendi hayatını hiçe saymıştı. Bir yer bulup dualar okuyarak gömdük. İşimiz şu anlık Vietnam'da bitmişti, ve artık bizi de önemsemiyorlardı. Dünya savaşı diye bir şey kalmamıştı, hem de artık bizi çok güçsüz görüyorlardı ve dünyayı ele geçirdiklerini zannediyolar ama sadece şu anlık onlara emanetti sonra hep adaletin olacaktır. Zeynep'i kurtarmak için şu anlık hiç bir şey yapamayız. Onun için bilgilere lazımdı. Kılık kıyafetlerimizi değiştirerek Suudi Arabistan'a gitmek için uçağa bindik.