Restoranta varmıştık, deniz manzarası çok hoşuma gitmişti, büyük bir masa hazırlanmış, etraf güzel çiçeklerle dekore edilmişti.Minho: Beğendin mi bebeğim?
Jisung: Evet beğendim ama.. bebeğim demen çok garip geliyor sonuçta aramızda hiçbirşey yok.
Minho: Olmadığına emin misin?
Jisung: Sanırım
Minho: O zaman aramızda bugün bir şeyler olsun bebeğim
Jisung: Sen cidden..
Minho: Aşığım.
Söylediği şey kafamda yankılanıyordu, tekrarlanıyordu "aşığım" gerçekten aşık gibi davranıyordu ama emin olmakta zorlanıyorum, eski ilişkilerim yüzünden güven problemim vardı sonuçta.
***
Minho: Yemeği beğendin mi?
Jisung: Evet evet beğendim.
Minho: Tamam, aç ağzın-
Jisung: Çocukluk yapmasana!
Minho: Ama sen benim minik bebeğimsin.
Jisung: N'olur yapma Minho, tokatı geçireceğim bak.
Minho: Tamam o zaman bana başka birşey borçlusun.
Jisung: Nede-
Daha söyleyeceğim şeyi bitirmeme izin vermeden konuşmuştu.
Minho: Anlaştık o zaman istediğim bir şeyi yapacaksın.
Jisung: Of tamam.
Minho: Of'lama sincabım a-
Jisung: MİNHO.
Bir anda bağırdığım için etraftakiler bize bakmıştı ardından herkes tekrar kendi halinde takılmaya devam etti.
Jisung: Sakat mısın senin yüzünden..
Minho: Aklıma geldikçe yere yapışıyorum sakatlanmış olabilirim.
Cidden hem komik hem de romantikdi.. ona kızıyor olsam bile çok seviyordum, aslında Minho çok farklı gelmişti bana, ona garip bir şekilde güveniyordum, hemde çok..
Yemeklerin ardından içmeye başlamıştık, henüz sarhoş değildik, aklımız yerindeydi.
Jisung: Minho, gerçekten bu kadar kısa bir süre içinde bana aşık mı oldun?
Minho: İçinde bir şüphe mi var?
Jisung: Demek istediğim şey tanışalı çok kısa süre oldu. Henüz birbirimizi tamamen tanımıyoruz bile ve sen aşık olduğunu söylüyorsun.. özür dilerim belki de kafamda kuruyorum sadece garip geliyor üzgünüm.
Minho: Özür dilemene gerek yok güzelim, anlıyorum seni. Ama bana güven lütfen, ben seni görür görmez kalbimde birşeyler hissettim gerçekten.
Gözlerim dolmaya başlamıştı, duygulanmıştım.
Minho: Lütfen birbirimize bir şans verelim miniğim olur mu?
Minho eline aldığı bardağı uzattı ve, benden cevap bekler bakışlar ile uzun uzun baktı. Ben de bardağımı aldım ve uzattım.
Jisung: O zaman bu kadehler bizim için, yeni sayfamıza kaldıralım bu kadehi.
Minho'nun yüzündeki gülümseme beni ısıtmıştı, pek emin olamasam da bana güven veriyordu.
Beraber saatlerce içmiştik, hesabı ödedikten sonra Minho, beni alıp arabaya doğru götürdü. Zar zor yürüyordum ve çok uykuluydum, buna rağmen aklım yerindeydi. Dayanıklıydım.
Minho: İstiyorsan arkaya geç sen, çok uykulu görünüyorsun miniğim.
Kafamı onaylar şekilde salladıktan sonra arka koltuğa bedenimi bıraktım, Minho ceketini çıkarıp bacaklarıma örtmüştü.
***
Gözlerimi araladım, gözlerime çarpan ışık ile rahatsız olup yüzümü buruşturdum. Yaklaşık on saniye boyunca kendime gelmeye çalıştım, gözlerimi tamamen açtığımda arkasını dönmüş bana bakıp gülümseyen Minho'yu gördüm.
Anlaşılan yol boyunca uyumuştum, istediğim tek şey hala uyumaktı.
Minho'yu görmezden gelerek gözlerimi kapattım ve tekrar uyumaya çalıştım.Minho: Pıştt, ne o görmezden mi geliyorsun şimdi beni. Kalk bakalım evde uyursun.
Minho'ya sanki onu duymuyormuş gibi davranmaya devam ettim, derin bir iç çekip arabadan indi ve arka koltuğun kapısını açtı.
Minho: Madem öyle prenses seni biz taşıyacağız artık.
Minho, dikkatli bir şekilde beni kucağına aldı ve arabanın kapısını kapattı. Bedenimi ve bütün yorgunluğumu tamamen Minho'ya bırakmıştım, eve girer girmez beni kanepeye bırakıp kapıyı kilitlemeye gitmişti. Çok uykum vardı ama o an sadece onu izlemek istedim, neden olduğunu bende bilmiyorum...
Minho: Beraber uyuyalım mı bu gece? Rahatsız olmazsın diye düşünüyorum.
Başımı hayır anlamında iki yana salladım, yanıma oturan Minho'nun ellerini tuttum ve okşamaya başladım.
Gözlerimi gözlerine getirdiğimde ışıldıyorlardı, güneşten daha sıcak ve yıldızlardan daha parlaktı.
Acaba bir rüya da mıydım, ya da Minho bir rüya gibi miydi? Sanırım ikinci seçenek.. Gereksiz hızlı davrandığımızı düşünen birisi olarak benim bunları söylemem, bazılarına garip geliyor olabilir.
Haksız da değiller zaten.
***
Sabah uyandığımda kendimi Minho'nun kollarında buldum, elleri belimi sarmış tatlı tatlı uyuyordu.
Yavaşça ellerini belimden çekip ayağa kalktım, ilk bir kaç adımda tökezlesem de daha sonra normal bir şekilde yürümeye devam ettim. Boğazım çok kurulmuştu nedensizce, mutfağa gidip bir bardak su alıp salona geçtim ve kendimi koltuğa bıraktım. Hâlâ yorgundum.
Suyu içerken aklıma Felix gelmişti, onu aramalıydım. Telefonumu bulmak için etrafa bakınsam da bulamadım. Kuş olup uçacak hali yoktu ya?
-OYYYYY BWNIM GUZEL BEBEKLERIM AZGIN MUTANTLARIM SABIRLI TAKIPCILERIM SIZS AYLAR SONRA ASIRI KISA BIR BOLUM GETIRDIM LUTFEN BENI SIKMEYIN🥹🥹 BU ARADA HESABIMDA DUYURU PAYLASTIM GIDIN ONU OKUYUN BUTAYA YAZMAYA USENIYORUM🫣HE BIRDE INSTADA TAKIPCILERIMI KESFETTIM ONLAR KENDINI BILIYO HEPINIZI OPUYORUM. NEYSE BAYBAY AZGIN MUTANTLARIM BENIM 😘
(dmden yavsayanlar yavas gelin lan)Sosyal medya hesaplarima giremiyorum asagi yeni hesaplari birakacagim tiktok hesabinin sifresini hatirlamiyorum🤡
Insta: (rp hesabim ayni zamanda)
livaawi
Yb atmak istemiyom😭😭😭😭😭
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hardly Time's //HYUNLİX
FanfictionAilesi ve okul hayatı yüzünden zor zamanlar geçiren Felix sevgilisi Hyunjin için birçok şeyi göze almıştı...