Jeon Jungkook
O tam karşımdaydı.
Bana bakıp gülümsüyordu.
Bir şey hissediyor muydum ?
Kesinlikle.
Sinirin bütün vücudum da gezdiğini hissedebiliyordum.
Hiçbir zaman güçsüz bir insan olmamıştım. Tabi ki karakterimden bahsediyordum. Evet insanlar beni kırardı üzülürdüm ama bu demek değildi ki hep kırık kalacağım. Ne kadar inkar etmek istersek isteyelim zaman cidden bazı şeyleri geçiriyordu. Ve Jungkook ben de geçmeyecek izler bırakmaya çalışsa da ben yaralarımın üstünü kapatmıştım. Zor değildi.
Bana bakıp gülümseyen Jungkook hiç yokmuşçasına kızlara belli etmeden sohbetimize devam ettim. Ama içimdeki endişe gitmiyordu. Çünkü o burdaysa kesinlikle bir sorun var demekti.Yaşadığımız dünya normal değildi. Ve Jungkook tam olarak kim olduğumu bilmiyordu bile. Amacını öğrenmem lazımdı. Kızlara doğru dönüp gayet rahat gözükmeye çalıştım.
"İçecek bir şeyler alacağım istiyor musunuz?"diyerek dikkatlerini kendime çektim.
"Sakın şimdiden kafayı bulma Rosè , Jen öldürür seni" Jisoo'ya gülümsedim. Her ne kadar şaka da yapsa , fazla kaçırırsam beni dövebilirdi.
Yanlarından ayrılıp onların göremeyeceği noktadaki içeceklerin olduğu yere adımladım. Biliyordum arkamdan gelecekti. Keşke onu tanımasaydım ama biliyordum. Ve yanılmamıştım elime bir içecek aldığım sırada onun eskiden aşık olduğum sesini duydum.
"Chaeyoung...bu sen misin cidden?" Arkamı dönüp bezgin bakışlarımı ona yönelttim.
"Chaeyoung derken benim ismim Rosè" diye sert konuştuğumda şaşırmıştı. Neye şaşırıyorsa.Bu onun eseriydi.
"Ah üzgünüm Rosè , uzun zaman sonra seni karşımda görünce afalladım sanırım." Bunun üzerine istemeden de olsa gülümsedim, bir insan nasıl seviyormuş rolünü bu kadar iyi yapabilirdi ki? Onun yalanlarını dinlemek sanırım artık canımı daha çok sıkıyordu ki. Biraz daha onunla konuşursam kafasını uçurabilirdim.Bu yüzden direk konuya daldım.
"Amacın ne Jungkook?" Bakışları aniden soğumuş ve ciddileşmişti. Biliyordu, artık ona inanmadığımı ve katlanamadığımı biliyordu.
"Aslında bugün seninle vakit geçirmeyi ne kadar istesem de amacım bu değil. Sende anlamışsın o yüzden söylemem de bir sakınca yok . Bugün Lalisa için burdayım. "
Dediklerini anlamak için biraz durdum. Lalisa ile ne işi olabilirdi.Yoksa Lalisa'nın güçlerinden haberi mi vardı? Şaşkınlığımı gizleyemedim.Jungkook'la göz teması kurduğumda anlamıştım bile. Jungkook onun zihin okuyabildiğini biliyordu. Kesinlikle Lalisa'yı burdan götürmeliydim.Ona zarar gelsin istemiyordum.Sinirle soludum , istemsizce ellerimi yumruk yapmış kanatırcasına sıkıyordum.
"Benimle yetinemedin şimdi sıra arkadaşımda mı Jeon ? Bundan daha fazla karaktersiz olabileceğini bilmiyordum " tükürürcesine konuştum.Böyle konuşmamı beklemiyor olduğu belliydi.Beni hala eski ona aşık olan güçsüz aptal kız sanıyordu.Dediğim şeyin zoruna gittiğini biliyordum ve o hiçbir zaman altta kalmazdı.
"Herkes senin gibi yetersiz değilmiş demek ki Chaeyoung , Ah pardon Rosè" daha sonra cevap vermemi beklemeden yanımdan ayrılmıştı.
Onu bekleyen ve seven sevgilisinin yanına doğru...
Arkasından bakmayı kesip bizim olduğumuz masaya doğru adım attığımda defiledeki bütün ışıklar aniden sönmüştü. Lanet olsun kesinlikle geç kalmıştım.Konuşarak beni oyalamıştı. Etrafımdaki herkes başta sorun etmese de daha silah ve çığlık sesleri ortamı doldurmuştu. Harelerim benden izinsiz mavileşirken gücümün içime aktığını hissedebiliyordum. Bana güç veren şey korkumdu.
Jungkook 'u bulmak ve burdaki herkesi korumak için bir şeyler yapacağım sırada kolumdan tutulup göremediğim bir yere çekilmiştim.Tam kim olduğunu soracaktım ki konuşmaya başlamıştı.
"Sakın Rosè. Jungkook burda gördük onu , kendini göstermenin sırası değil " diyen Jisoo ile birazda olsa kendime gelmeye çalıştım.Haklıydı şuan sırası değildi.Önemli olan Lİsa ve Jennie'idi. Gözlerimi kapatıp birazda olsa kendimi sakinleştirmeye çalıştım.Derin bir nefes alıp görmesem de Jisoo'nun gözlerine bakmaya çalıştım.
"Jisoo , Lalisa ve Jennie nerde?" Jennie ' nin sesini arkamdan duyduğum da birazda olsa rahatlamıştım. Peki ya Lisa? Jungkook onu benden almış olamazdı değil mi?
"Lisa nerde ?" Diye tekrarladım.
''Bilmiyorum en son yanımdaydı daha sonra ışıklar sönmeden önce seni ve Jungkook'u görünce direk yanınıza geldim.Sorun ne Rose?'' onlara söylemeli miydim bilmiyordum ama söylemeden ne yapacaktım ki?
''Jungkook buraya onun için gelmiş.Zihin okuyabildiğini biliyor sanırım'' Bunu dememle beraber Jennie sinirle soludu.Etraftaki seslerde biz konuşurken kesilmişti.Cidden kimseye yardım edememiştim bile.Sahi ne oluyordu burda? Biri şu lanet ışıkları açacak mıydı artık?
Daha sonra ışıklar açılmış salon öncekinden de aydınlık olmuştu.
Etrafta sadece ben Jisso ve Jennie vardık. Ve daha sonra onun sesini duydum.
"Sana söylemiştim bugün işimle seninle değildi. " etrafımdaki ölü insanlara ve karşımdaki Jungkook 'a baktım.
Jeon Jungkook henüz bilmiyordu ama Lalisa'yı onun elinden aldığım zaman kesinlikle onu öldürecektim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ice Quuen
FantasyBuz kraliçesi Rosè eski aşkının esiri olup Jeon Jungkook 'u mu seçecekti, yoksa rüyalarını güzelleştiren Kim Taehyung 'un aşkını mı?