continuation|

42 5 1
                                    

Lalisa ( 1 saat öncesi)

"Bu kızın o olduğuna emin misin Jungkook?"

"Bilmiyorum babam onu istedi ve ben de aldım , biliyorsun işler böyle yürüyor"

"Her neyse sevgilim. Bu kız için biri gelmeyecek sanırım baksana 2 saatten fazla oldu "

" Zavallı Lisa , Rosè ile aynı duruma düşeceği aklıma gelmezdi "

Gözlerimi açmaya çalışıyordum. Ama zordu sadece seslerini duyabiliyordum. Jungkook ve Yeji olmalıydılar. Vücudumu haraket ettirecek enerjiyi kendimde bulamıyordum adeta göz kapaklarım birbirine yapışmış gibiydi.

Biraz daha kendimi zorlayarak az da olsa gözlerimi açabilmiştim. Ama hala görüşüm kısıtlıydı. Daha ben ne olduğunu anlamadan yakınımdan ayak sesleri duydum. Ve daha sonrasında başımdan aşağı dökülen soğuk suyu hissedebilmiştim.

Ani gelen soğukluk gözlerimi açamamı sağlamıştı. Karşımda eskiden arkadaşım diye sevdiğim Jungkook duruyordu.

"Günaydın Lali bir an hiç uyanmayacaksın sandım" yüzünde alaylı ifadesi ile benimle konuşurken Yeji'nin burda olmadığını fark ettim.

Henüz kendime yeni gelmişte olsam bedenim işe yaramasa da aklım hala yerindeydi.

"Amacını öğrenelim bakalım Jeon Jungkook " daha Jungkook ne olduğunu anlamadan göz temasımızı kurarak zihnine girmiştim.

Her bir köşede Rosè'yi görüyordum. Bir sürü kapı ile dolu olan zihninin her yerinde Rosè vardı. Ya bu bir aldatmacaydı ya da o hala onu seviyordu. Zihninde ondan izinsiz ilerlemeye devam ettim. Birinin zihnine girdiğiniz de orası size oda şeklinde gösteriliyordu. Her odada farklı bir olay dönüyordu. O yüzden şuan yeterli olan gücümle sadece bir odayı kontrol edebilirdim.

Ve bu gayet kolay olmuştu çünkü üzerinde buz kraliçesi yazan bu oda kesinlikle içeri girmemi işaret ediyordu.
İçeri girecekken şiddetli bir şekilde zihninden atılmıştım. Ki bu ilk defa oluyordu.

"Ondan uzak dur küçük sürtük" Yeji , Jungkook 'u olabildiğince benden uzağa götürmüştü.

"Neden bu kadar korkuyorsun Yeji ne haltlar çevirdiğinizi öğreneceğim diye mi?" Yeji alayla güldü. Jungkook ise hala kendine gelememişti fakat bizi duyabiliyordu.

"Eğer sonun o aptal arkaşın gibi olsun istemiyorsan fazla konuşmamanı öneririm " Yeji üzerime doğru yavaşça yürürken hiçbir şekilde kendimi koruyamıyordum çünkü şuan sadece zihnim kullanılabilir durumdaydı. Ve onlarla tekken zihinlerine girmek beni kötü duruma düşürürdü.

Gerginlikle dudaklarımı dişlerken yaklaşmakta olan Yeji'nin hamlesini bekliyordum. Tam önümde durup cebinden silah çıkardığın da yutkundum.

" Tam şuan seni öldürebilirim biliyorsun değil mi?"

"Yeji dur onun babamın istediği kişi ile alakası yok." Yeji şaşırmış bir şekilde Jungkook 'a döndü . Bay Jeon neden beni istemiş olabilirdi ?

"O zaman sevgilim bu onun ölmesi gerektiğini işaret ediyor " daha sonra aynı şekilde karşıma geçip silahı alnıma dayadı.

Tam o sırada bir soğukluk hissettim. Ama bu tanıdıktı. Gülümsedim. Biricik sincabım beni tek bırakmamıştı.

Jungkook, Yeji'nin yanına gelip elini beline koydu ve yanağına bir öpücük bıraktı.

"Son sözünü söyleme zamanı Lali" Jungkook... eski dostumdan bunları duymak beni üzse de yapacak bir şeyim yoktu. Sadece zamana ihtiyacım vardı.

"Sıçtınız, onunla uğraşmayacaktınız"

"Kimden bahsediyor bu?"

O sırada depo benzeri bu yerdeki kocaman kapı gürültü ile açıldı. Rosè ve onun bütün güzelliği gözler önüne serilirken biraz da olsa rahatlamıştım.

"Oh bak sevgilim kimler gelmiş eski kuklamız "

Jungkook şaşırmış bir şekilde Rosè'ye bakıyordu sadece. Rosé ise soğuk ifadesini koruyor ve bana doğru ilerliyordu. Yeji onun önüne atılmak için haraket edeceği sırada olduğu yerde kalmıştı.

"Jungkook ah değişen tek şey ismim sanıyorsun. Ama ben 3 yıl önce burda işkenceler edip öldürmeye kalktığınız kız değilim " Rosè yanıma gelip bulunduğum ve bu zamana kadar oturduğumu bile fark etmediğim sandalyemdeki ipleri çözdü ve kalkmama yardım etti. Teni buz gibiydi.

"Seni şuan öldürmeyeceğim Yeji sadece bana yaşattıklarını yaşamanı istiyorum " Rosè bir kaç dakikalığına elimi bırakıp Yeji'ye yaklaşayarak hiç beklemediğim şeyi yapar elinde oluşturduğu sivri uçlu buz kütlesini karnına saplamıştı. Yeji acı ile bağırırken yerinden kıpırdayamıyordu bile.

"B-bırak onu Chaeyoung! Delirdin mi sen?" Jungkook 'un haykırışı bütün depoyu doldurmuştu.

Fakat Rosè umursamıyordu. İşte benim kızım!

"Bu bir uyarı Jungkook aradığını buldun. Karşıma daha güçlü çık."

Ve daha sonra onların bir şey demesine bile izin vermeden birlikte depodan çıktık. Arkamızda yavaşça donmakta olan depoyu geride bırakarak.

"Aman tanrım Rosè gerçekten çok havalıydın seninle gurur duyuyorum" bunu dememle beraber Rosè'nin mavi olan gözleri tekrar kahverengi olmuştu.

"Teşekkür ederim Lisa"

❄️

Gözlerimi açtığımda gördüğüm tek şey karanlık bir depo ve yıllardır aşık olduğum adam ile sevgilisiydi.

Nasıl gidiyor , bir iki bölüm daha yazacağım eğer çok tutmazsa silerim sanırım. Neyse iyi geceler!!

 Neyse iyi geceler!!

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Ice Quuen Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin