"Hadi Jeon koş sen gelene kadar karlar eriyecek" Jungkook bu dediğime gülmüş ve hızlıca montunu üzerine geçirmişti.
"Karların o kadar hızlı eriyeceğini sanmıyorum güzelim" bana güzelimdemesi ile gözlerimin parladığına emindim. Ondan ne zaman bir iltifat duysam kalbim yumuşacık oluyordu.
"Baksana sen daha hızlı eriyorsun" demesi ile koluna vurmuştum. Pes eder gibi ellerini kaldırdı ve ellerimizi birbirine kenetledi.
Tuttuğuelimeöpücük kondurduğunda gülümsedim. Onu her şeyden çok sevdiğimi hissedebiliyordum.
Yol boyuncasürekliayağımızkaymışdüşmüştük, sürekli gülmekten karnım ağrıyordu artık.
Jungkook ile her zaman buluştuğumuz parka gelmiştik etraf karla kaplıolduğundan daha güzelgörünüyordu her şey .
"Jungkook baksana ne güzelgörünüyor " diyerek etrafımda dönüyordum.
Jungkook ise bana bakarak " evet gerçekten çokgüzel " demişti. İçimi sonsuz huzur kaplerken bakışlarımı gökyüzüneçevirdim. Kocaman gökyüzün altında küçücükkalbine sığdırmıştı beni Jungkook. Aşk cidden böyle bir şey miydi?
Ellerimizi ayırmadan parkın ortasındabirikmiş karların üzerine attık kendimizi.Kar hafiften çiselemeye başlamıştı yine .Kıyafetlerim ıslansa bile umursamıyordum. Bu anı hiçbirşey bozamazdı. Birden Jungkook hızlabanadönüpkonuştu.
"Chaeyoung hiçbir şey bizi ayırmasın" Jungkook 'un gözlerindengeçen parıltılar bir bir kalbime işliyordu. Ben seni böyle severken bizi ne ayırabilirdi ki?
"Asla ayrılmayacağız Jungkook "
Ne büyük yalan ama.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.