a|

46 3 2
                                    

Ne kadar kolaydı değil mi insanların mutluluğunuzu  elinizden alması. Bazen bir söz veya bir davranış ne kadar da çok kırıyordu kalbimizi. Birbirimizi mutlu etmek kolayken neden üzüyorduk?

Lalisa gideli henüz bir kaç saat oluyordu.  Eve gelir gelmez üzerimi değişip onun yanına gitmek için hazırlanmaya başlamıştım. Yerini biliyordum. Dediğim  gibi ben Jungkook 'u o kadar iyi tanıyordum ki. Beni ne kadar küçük görüp hafife aldığını çok iyi biliyordum.

Saçlarımı gelişi güzel topladıktan sonra Jennie ve Jisoo'yu uyandırmamak için yavaşça odamdan çıktım. Eğer uyanıp yanıma gelirlerse beni durdurmaya çalışacaklardı. Ve kesinlikle gelmek isteyeceklerdi. Ama onları tehlikeye atmak istemiyordum.Özellikle Jennie kendini koruyacak her hangi bir güce sahip değilken. Yeterince öfkem ve gücüm vardı tek başıma halledebilirdim.. Ama ne kadar güçlü olursam olayım en yakın arkadaşlarımdan kaçamıyordum çünkü şuan Jennie ve Jisoo ışıkları açmış bana bakıyorlardı.

"Ah cidden Rosè çocuk muyuz biz seni durdurmayacaktık." diye yakınmıştı Jennie.Onun bu tatlı isyanına istemeden de olsa gülümsedim.

"Özür dilerim ama daha fazla bekleyemem biliyorsunuz"  dediğim de Jisoo tatlı gülümsemesi ile bana baktı.

''Ne zamandır bunu beklediğini biliyoruz'' dedi bana güven vermek istercesine Jennie.

" Senin için değil ben Jungkook için endişeleniyorum ama eğer ondan intikam alacaksan biraz havalı ol bu hal ne" Bunu demesi ile kendime bakıp kıkırdadım. Altımda gri eşofmanım beyaz tişörtüm ve siyah converselerimle ucubeye benziyordum. Cidden böyle intikam planı çok komik olurdu.

"Neyse ki tasarımcı arkadaşın seni düşündü.  Odandakini giyip git ve ona Roseanne Park'ın kim oldugunu göster !"  Dediğin de heyecanla gülümsedim.Onlar benim ailemdi düşünce kaldırıp bana yolu gösteriyor ve beni hep destekliyorlardı.  Onlar vaken istemsizce gülümsüyordum.İkisine de sarılıp  yanaklarından öpmüştüm.

"Teşekkür ederim kızlar " Jisoo benden uzaklaşıp elleri ile kendine hava yapmaya başladı.

" Aish ağlayacağım sanırım.  Nerde olduklarını biliyor musun?"  Sorusu üzerine duraksadım. Biliyordum..

Nerden mi biliyordum? Biliyordum işte.

Kafamı sallayıp onu onayladığımda daha fazla uzatmadan odama girdim ve Jennie'nin bana ayarladığı kıyafetleri alıp üzerime geçirdim. Sarı saçlarımı da gelişi güzel salık bıraktığımda hazırdım.En yakın arkadaşımı kurtaracak ve intikam alacak kadar güzeldim.

❄️

Daha önceden geldiğim bu depo benzeri yerin önüne gelince duraksadım.Anılarım kafamın içinde dolaşıp bana işkence ediyordu sanki.Ama sorun değildi yapabilirdim.Bunlar yaşanıp bitmiş şeylerdi.

Etrafta kimse yoktu.Cidden sanırım sadece ikisi vardı.Bu kadar aptal olamazlardı değil mi? Direk olarak ön kapıdan girecektim.Zaten içeri girdiğinizde sizi uzunca bir koridor karşılıyordu.Koridoru yavşça yürüyor bir taraftan da geldiğimi belli ediyordum.Göözlerimin tamamen mavi renge büründüğünü hissettiğimde gülümsedim.Bu hissi seviyordum.

Attığım her adımda etrafım daha da soğumaya başlıyordu.Kısacası  bütün depoyu buz ile sarmalıyordum.Koridorun sonuna geldiğimde aşağıya inmek için mervideni kullandım. Önüme oldukça büyük kitli bir kapı çıktığında gergince soludum.

Yapabilirdim.

Yapabilirdim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sizce nasıl gidiyor?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sizce nasıl gidiyor?

Ice Quuen Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin