Merhaba arkadaşlar,
Bu bölüm, hikayedeki önceki bölümlerden bağımsız, dizide mevcut olan olaylara paralel olarak ilerleyen bir bölüm. Umarım keyif alırsınız😊
Araz, çatıya giden merdivenleri ağır ağır çıkarken, kendini çok yorgun hissediyordu. Her şey çok fazlaydı sanki. Gelincikler, Kelebekler, okulda olanlar, Sevda, Vural... Bütün aksilikler ardarda gelmeye yemin etmiş gibiydi. Biraz nefes almaya ihtiyacı vardı.
Çatıya açılan kapıdan çıktığında, gözlerine inanamadı bir an. Kalbinden geçen şey adeta bir serap gibi gözüne görünüyor zannetti.
Çünkü duvarın dibinde Aylin oturuyordu.
Gözlerini kırpıştırdı, gördüklerinin gerçek olup olmadığından emin olmak istercesine başını iki yana salladı.
Gerçekti.
Kalbine dolan sıcaklıkla birlikte, Aylin'e doğru yürüdü.
"Prenses?"
Aylin, Araz'ın sesini duyunca başını kaldırıp baktı. Sonra yorgun bir gülümseme yayıldı yüzüne.
"Araz? Ne yapıyorsun burda?"
Araz Aylin'in yanına çöküp oturdu, tıpkı onun gibi sırtını duvara yasladı.
"Gelir burada yıldızların altında seni hayal ederim diye düşünmüştüm ama, şansıma bak ki gerçeği çıktı karşıma."
Aylin'in gülümsemesi genişledi.
"Delisin sen."
"Ben sana deliyim kızım."
Bir süre öylece bakıştılar. Sonra Araz birden aklına gelmiş gibi sordu.
"Sen peki? Sen neden geldin buraya? Melek gelecek demiştin, ben de o yüzden aramadım hatta."
Aylin iç çekti.
"Zülfikar'la çıktı onlar. Ben de bi daraldım evde, buraya geleyim dedim."
Araz Aylin'in sıkkın yüzüne baktı.
"Mertler mi yine?" diye sordu.
Aylin onaylarcasına başını salladı.
"Mert ve Can... Hala soğuğuz. Melekler öyle değil bak, onlar daha anlayışla yaklaşıyor, ama Mert'le Can..."
Araz, sevgilisinin dolan gözlerine ve titreyen dudaklarına bakarak içinden küfretti. Kızın üzülmesine dayanamıyordu.
"Üzülme ya bu kadar... Yumuşarlar belki zamanla."
"Nasıl üzülmeyim Araz?" dedi Aylin kırık bir sesle. "Onlarla böyle olmaya hiç alışık değilim, canım yanıyor."
Araz ne diyeceğini bilemedi. Kolunu Aylin'in omzuna sarıp kızı kendine doğru çekti. Aylin başını Araz'ın omzuna koydu.
"Düzelecek prenses..." dedi Araz Aylin'in saçlarını okşarken. "Nasıl bilmiyorum, ama düzelecek."
Bir süre sessizce oturdular öylece. Derken Aylin hafifçe kafasını kaldırıp baktı Araz'a.
"Bir şey soracağım Araz."
"Gönder gelsin prenses," dedi Araz gülümseyerek.
"Sen hiç endişelenmiyor musun? Sizinkiler sana sırt çevirirse diye?"
Araz duraksadı bir an.
"Tabi ki endişeleniyorum," dedi sonra dürüstçe. "Ama ben birini hayatıma alırken, bir gün o kişinin gideceği ihtimalini bilerek alıyorum Aylin. İnsan daha çocukken annesi tarafından terk edilince böyle oluyor sanırım." Acı acı güldü bunu söylerken. "Kendini insanların gidebileceği fikrine alıştırıyorsun hep. Kelebekler için de bu böyle. Artık kimsenin gidişinin ardından yıkılmam ben."
Derin bir nefes aldı, gözlerini Aylin'in gözlerine dikti.
"Sen hariç prenses... Sen yıllar sonra ilk defa kaybetmekten korktuğum bir şey verdin bana. Seni kaybetmekten deli gibi korkuyorum."
Aylin şefkatle gülümsedi Araz'a, hafifçe yüzünü okşadı.
"Beni kaybetmeyeceksin Kelebek," dedi yumuşak bir sesle. "Bir şekilde orta yolu bulacağım ben. Evet, arkadaşlarımdan vazgeçemem, bu doğru, ama senden de vazgeçmeyeceğim. Böyle bir ihtimali düşünmedim bile."
Araz'ın yüzü aydınlandı. "Sahi mi?"
"Sahi tabi." dedi Aylin gülerek.
Araz Aylin'in gülümseyen yüzüne baktı, bu iyileşen ruh halinden faydalanmaya karar verdi.
"Aylin..." dedi çekingen bir sesle. "Benim uzun zamandır merak ettiğim bir şey var ama, seni üzersem diye sormaya çekiniyorum."
Aylin şaşırarak doğruldu. "Sor Araz, merak ettim ben de şimdi."
"Şey... Neden yaptın o şeyi, Aylin, yani ıslahevine girmene sebep olan şeyi?"
Aylin Araz'ın "hırsızlık" kelimesini kullanmamak için verdiği çabaya gülmeden edemedi. Derin bir nefes alarak cevap verdi.
"Ben yapmadım Araz."
Araz bu cevabı o kadar beklemiyordu ki, bir süre ağzı açık bakakaldı Aylin'e.
"Nas... Nasıl sen yapmadın, ne demek sen yapmadın?"
"Kardeşimdi," dedi Aylin burukça gülümseyerek. "Üvey annem suçu üstlenmemi istedi, babam da sesini çıkarmayınca..."
Araz bembeyaz olmuştu. Zamanında söyledikleri, Aylin'in hırsızlığıyla ilgili yaptıkları imalar... Hepsi tokat gibi çarpıyordu yüzüne.
"Sen yapmadın..." diye tekrar etti sayıklar gibi. "Sen masumdun..."
Aylin Araz'ı sakinleştirmek istedi.
"Tamam Araz, boşver geçti bitti..."
"Ne demek geçti bitti Aylin?" diye bağırdı Araz. "Sen o kadar boşu boşuna hapis yattın, sustun. O adam seni öldürmeye geldi okula, canından oluyordun, sustun. Polisler sizi tekrar götürmeye geldiler, sustun. Niye sustun Aylin, nasıl sustun bunca zaman?"
"Kardeşim için... Onu korumak için sustum Araz." Acı acı güldü Aylin. "Hoş, yine de koruyamadım ya."
Araz hala kendine gelememişti.
"Aylin ben... Ben ne diyeceğimi bilmiyorum. Bu bilgiyle ne yapacağımı bilmiyorum.."
Aylin, Araz'ın ellerini tuttu.
"Bir şey yapmana gerek yok Araz," dedi şefkatle. "Ben sadece bil istedim, bunu sana kendini kötü hissettirmek için ya da bana daha farklı bak diye söylemedim."
Araz, Aylin'in yüzüne koydu elini.
"Ah be prenses..." Sevgiyle gülümsedi. "Sana daha önce kimsede olmayan bir şey var sende demiştim bir keresinde. Ne kadar haklı olduğumu kendim bile bilmiyormuşum... Sen tanıdığım hiç kimseye benzemiyorsun. Beni de bu büyülüyor..."
Aylin ortamdaki ağır havayı dağıtmak için muzip bir tavırla saçlarını arkaya attı.
"Eh, öyleyimdir, fena büyülerim ona göre."
Araz kahkahayı bastı.
"İstediğinizi yapabilirsiniz prensesim," dedi. "Bu Araz emrinize amade."
Sonra ciddileşti yeniden.
"Her şey yoluna girecek Aylin merak etme," dedi kararlı bir ifadeyle. "Senin üzülmene izin vermeyeceğim bundan sonra. Her şeyi ben çözeceğim senin için."
Aylin gözleri dolu dolu baktı Araz'a.
"Söz mü?"
Araz Aylin'i tekrar kollarının arasına çekti, burnunu Aylin'in saçlarına gömerken mırıldandı. "Söz..."
"Dünyayı güzellik kurtaracak... Bir insanı sevmekle başlayacak her şey."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEN AYDINLATIRSIN GECEYİ
FanfictionGHBG'nin atarlı çifti Araz ve Aylin üzerine tek bölümlük hikayeler..