3.Bölüm -'O' Kız-

1K 72 30
                                    

Biliyorum... Çok geciktim! Ama açıklama yapmıştım... Watty donuyor! Bilgisayarım hala tamirden gelmedi ve annemin bilgisayarını kullanıyorum... İlham perilerim zaten def olup gitti,gelmiyorlar... Epeycedir... İlham olmadan yazmak gerçekten de zor. İğrenç oldu bence. Son 2 bölüm bu arada... Mini hikaye olacaktı,söylemeyi unutmuşum. ^^ Ayrıca bu bölüm küfür içerir... :3

Bölüm 3 -'O' Kız-

-YAZAR-

Delikanlı,duydukları karşısında şok olmuştu. Bu... Olamazdı. O kız... Bu kız mıydı? İnanamıyordu. Yorganın altında yumruklarını sıktı ve dinlemeye devam etti. Demek ki her şeyi saklaması bu yüzdendi. Bu yüze güzel demiş olduğuna inanamıyordu... Ayağa fırlayıp hesap vermek istiyordu,ama yapamazdı. İçinden bir ses yapmamasını söylüyordu. Bu kız... Her zaman bu kızda kendisini çeken bir şeyler olduğunu düşünmüştü,demek ki nedeni buydu... O gittikten sonra bunu Slender Man'e sormayı aklına yazarak hafifçe kıpırdandı. Bunun üzerine kız hemen sustu. Son bir kez oğlandan tarafa bakıp odadan çıktı.

-Poker Face-

Söylememeliydim. Göstermemeliydim. Bunca zaman gizlemiştim. Neden şimdi? Eğer ortaya çıkarsa asla affedilmem. Sikeyim! Ben bir gerizekalıyım! Odama hızlı bir giriş yaptım ve acil durumda son çare olarak kaçabilmek için çantamı toplamaya başladım. (Y/N : Cümleye bak. Asagdsgsa.) Zaten pek bir bok yoktu. Yedek kıyafet ve yedek maske,birkaç bıçak,atıştırmalıklar,mp3 çalarım ve kulaklıklarım. Çantayı kapının arkasına fırlattım ve pencerenin mandalını açık bıraktım. Böylece kolayca kaçabilecektim. Her ne kadar umursamaz bir insan olsam da yaşamak hoşuma gidiyordu. Ama önce Slendy ile konuşmam lazımdı. Temkinli adımlarla aşağı indim. Bazı ev sakinleri 'avlanmaya' gitmişti. Haricindekiler uyuyordu. Onun uyumadığını biliyordum ama. Muhtemelen ormanda yeni notlar asmakla meşguldü. Kapıyı sessizce açtım,dışarı çıktım ve yine arkamdan sessizce kapattım. Slendy'nin uzun figürünü ağaçların arasında seçebiliyordum. Hızlı adımlarla yanına gittim. Yüzümde maskem vardı. (Y/N : Önceki bölümde yok dediysem özür dilerim... Hatırlamıyorum,okumaya çok üşendim...) Ah,siktir. Slendy beni görünce ifadesiz yüzünü bana döndürdü. Gözleri olmamasına rağmen bana baktığını iliklerimde hissedebiliyordum. İç çektim ve "Sanırım öğrendi." Dedim basitçe. Slendy kafasını salladı ve "Bu belli bir şeydi çocuğum." Dedi. Dudağımı ısırdım ve "En azından biraz daha geç olabilirdi." Dedi. Slendy yine kafasını salladı ve elinde tuttuğu notları bir kütüğün üstüne bıraktı. "Ne kadar geç öğrenseydi o kadar kötü olurdu." Dedi. Sikeyim,haklıydı. Elimi saçlarımın arasından geçirdim. Ağabeyimden daha önce hiç bu kadar çok nefret etmemiştim. Piç herif. Umarım cehennemde rahatsındır,pezevenk. Yine de Slendy'ye gülümsedim ve ani bir hareketle hemen üstümdeki dala çıkıp onun boynuna sarıldım. "Teşekkür ederim." Slendy bir süre ne yapacağını bilemese de sonra büyük ellerinden biriyle başımı okşadı ve "Ben bir şey yapmadım küçüğüm." Dedi. Kıkırdadım ve "Olabilir,ama bana çok yardımcı oldun." Dedim. Sonra ağaç dalından aşağı atladım ve eve doğru yürüdüm. Bu sırada Jeff ve Eyeless 'avlanmaktan' dönmüşlerdi. Jeff beni görünce "Yo." Diyerek selam verdi. Eyeless sadece başını salladı. Eyeless'ın göremeyeceğini bildiğim için "Size de merhaba." Dedim basitçe. İkisi de omuz silkti ve eve beraber girdik. Herkes odasına girdi. Benimse içim içimi yiyordu. Televizyonun karşısındaki uzun kanepeye bacaklarımı toplayarak oturdum. Bir kez olsun... Sadece bir kez... Neden işler istediğim gibi gitmiyor? Hayatı sikeyim! Pencereden dışarı bakarak saati tahmin ettim. Muhtemelen şafağın sökmesine birkaç saat kalmıştı. Zaman geçtikçe benim endişem de artıyordu. Koltuğa uzanarak kafamı yastığa gömdüm. Birkaç saat uyusam çok iyi olacaktı...........

-BEN Drowned-

Sabah uyandığımda hava yeni aydınlanıyordu. Urgh... Slender Man ile konuşmayı unuttum... Avuç içimle ağrıyan başımı ovaladım ve ayağa kalktım. Günlük kıyafetlerimi üzerime geçirdim. Hiçkimse ayakta değildi. Aşağıda da kimse yoktu. Ama... O kız... Monica...Koltukta uyuyordu. Yüzünde maskesi duruyordu. Onu oracıkta boğazlamak için içimden gelen dürtüyü zorla bastırdım ve mutfağa yürüdüm. Slender Man oradaydı. Dikkatini çekebilmek için bacağına dokundum. Ne bekliyordunuz? Omuzuna hiçbirimiz yetişemiyoruz. Hele ki ben. Nihayet bana baktığında "Seninle konuşmamız lazım." Dedim. Ve "Monica hakkında." Diye ekledim. Elindeki sabunlu tabağı lavabonun içine bıraktı ve ellerini kuruladı. "Neden bunu onunla konuşmuyorsun? Tam orada uyuyor." Dedi. Başımı salladım. "Onunla konuşmak istemiyorum." Dedim. Koltuğa yürüdü. "Ne yapıyorsun?" diye sordum. Monica'nın yanına vardığında "Onu uyandırıyorum. Bu onu da ilgilendiren bir mesele. Hiç değilse aramızda olmalı." Dedi. Omuz silktim. O da Monica'yı uyandırdı. Duyamadığım bir şeyler konuştular ve mutfağa geldiler. Monica tek elini saçlarının arasından geçirdi. Sessizdi. "Açıkla." Dedim. Monica'nın omuzları düştü. "Açıklanacak bir şey yok. Yıllar önce,seni ölüme terk eden ağabeyimdi. Ve... Yardım istediğin ama ağabeyine uymayı seçen küçük kız da bendim..."


The Game [Ben Drowned]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin