Gemiden inerken sert bir rüzgar çarptı yüzüme. Inazuma'nın kendi tarzında "hoşgeldin" deme biçimiydi bu herhalde. Hoş gelmiştim ama acilen kalacak bir yere ihtiyacım vardı. Sıfırdan yeni bir hayat kurmanın zorlukları yavaş yavaş kendini belli ediyordu. Ben bu düşüncelerimle mücadele ederken Beidou, yanımda birine seslendi.
"Thoma !" Başımı çevirip baktığımda turuncu, sarı ve hatta azıcık kahverengi tonlarını içeren saçlara sahip genç bir adam hızlıca yanımıza geliyordu.
"Selam, kaptan Beidou. Bu sefer ne için emrinize amadeyim ?"Thoma, bunu dalga geçerek söylemişti ama anlaşılan Beidou'nun daha önce de birçok kez işini görmüştü. Beidou ise "abartıyorsun"dercesine elini salladı ve yüzüne benim de çok iyi bildiğim bir şey istemek üzere takındığı gülümsemesini takındı.
"Abartıyorsun Thoma. Sanırsın senden sürekli yardım istiyorum." Thoma bunun üstüne hiç çekinmeden Beidou'nun şu ana kadar ki olan isteklerini tek tek eliyle saymaya başladı.
"Liyue'den gelen malların Inazuma pazarında satılması için yardım, Geminin bu topraklarda herhangi bir kötü muameleye maruz kalmaması için yardım, önsezi avı fermanı yürürlükte iken senin buralarda Tenryo heyetinin gözüne batmadan rahatça gezebilmen için yardım, gezginin bir yabancı olarak Ritou sınırı dışına çıkabilmesi için yardım ve bunun gibi daha birçok yaptığım yardım var. Daha saymam gerekiyor mu ?" Ben sırayla bir Beidou'ya bir Thoma'ya bakarken, Thoma sonunda benim varlığımı fark etmiş olacak ki bana da selam verdi.
"Kusura bakma, bir an kendimi kaptırıp senin varlığını unutmuşum. Benim adım Thoma. Gördüğün gibi bu aralar kaptan Beidou'nun işlerini gören şahıs oluyorum." Bunları gülerek söylemese idi belki bıkkın durumda olarak gözükebilirdi ama söyleyiş tarzına, mimiklerine bakılırsa pek şikayet eder hâli yoktu.
Ben de kendimi tam tanıtacaktım ki Beidou'nun araya girmesi ile sözüm kesildi. Hafif alınmıştı galiba.
"Hey ! Senin işin zaten birilerinin işini görmek." Birilerinin işini görmek bir iş türü müydü gerçekten burada ? Yani tamam maceracılar loncasına kayıt olarak bu mümkündü ama Thoma'ya baktığımda hiç maceracı gibi gözükmüyordu.
"Hanımımın bu meseleyle ne ilgisi var ? " Doğru ya. Beidou gemide iken heyet ve klanlardan bahsetmişti. Görünen o ki Thoma da onlardan birine hizmet ediyordu.
"Her neyse. Sahi, Ritou sınırının dışına çıkarmak demişken bu iyiliğine bir kez daha ihtiyacımız olabilir arkadaşım. Kendisini tanıtmak için biz tartışırken pek fırsat vermedik ama..." Beidou, elini omuzuma koydu ve gözleriyle beni işaret ederek konuşmasına devam etti.
"Kendisinin ismi Lauren. Liyue'den buraya benimle birlikte geldi ve bir süre burada kalmak istiyor. Gezgine yardım ettiğin gibi ona da yardım edersin diye umut ediyorum." İçten içe bende umut ederek ve dıştan belki de en sevimli gözükebilecek halime bürünerek Thoma'ya baktım. Bu hâlim o herkesin bahsettiği sert duruşu olan "iblisler fatihi Xiao"da bile işe yaramıştı. Şimdi de işe yaraması lazımdı. En azından tek umudum buydu.
Thoma derin bir nefes alarak bana baktı ve içtenlikle gülümsedi. Demek ki işe yaramıştı.
"Yardım etmek isterim istemesine de gezgini tüm Teyvat duymuştu ve hanımım da onla tanışmak için can atıyordu. O sebeple onun da yardımıyla gezgini kolay bir şekilde Inazuma şehrine geçirmiştim ama şu anki durum çok daha farklı ve ilgili fermanlar kaldırılmış olsa da Inazuma'da hâlâ yabancılara iyi bakılmıyor. Lauren'ın Ritou'dan çıkması kolay olmayacaktır." Sorunlar adaya ayak basar basmaz baş göstermese olmazdı tabi. Bir yanım "Liyue'de seni arılar mı kovaladı? Ne zorun vardı da Inazuma'ya geldin ?" dese de aldırış etmemeye çalışıyordum. Beidou bı sırada omzumdaki elini çekti ve Thoma'nın omzuna dostça vurdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Inazuma Masalı- Kamisato Ayato
FanfictionBir yanda Inazuma'nın yönetimindeki üç heyetten birinin başkanı olan genç bir adam diğer yanda ise bir zamanlar Fatui'nin en başarılı silahşörlerinden olan genç bir kadın. Kader onları bir araya nasıl getirecekti ? Ya da getirebilecek miydi...? #Alı...