Flashback
5 yıl önce
Yapılan düello sonucunda Tartaglia verdiği sözü tutmuş ve Lauren, Minlin'deki hazine avcılarının kampına düzenlenen baskına başarıyla liderlik etmişti. Bu sebeple Fatui içerisinde de takdir kazanmış ve çoğu kişinin bir nevi saygı duyduğu biri haline gelmişti.
Aslında bu görevin ahım şahım bir tarafı da yoktu. Hatta her hafta belli aralıklarla hazine avcılarının bulunduğu bölgelere ele geçirmek için baskınlar yapılırdı. Sadece bu görevlerin başında bulunmak kişiye itibar yüklüyordu o kadar.
Şimdi ise yine Fatui'nin Liyue kampında tekrardan talim yapmak için hazırlanıyordu genç kız. Eğer Fatui'de yer alan bir silahşörseniz talim yapmak günlük bir rutininiz haline geliyordu fakat bu sefer kılıç talimine değil daha zayıf olduğu alana ağırlık vermek istedi Lauren. Kılıç kullanmada oldukça iyi olsa da okçulukta çok iyi sayılmazdı ve bazen oklar, kılıçtan çok daha fazla iş yapabiliyordu.
Okçuluk arenasına geldiğince kendiliğinden hafifçe tebessüm etti. Arena boştu. Çünkü neredeyse herkes öğle yemeği vakti geliyor diye dağılmıştı ama genç kızın hiç yemek yiyesi yoktu. Ayrıca ok atarken yalnız olmayı, sadece sıcak rüzgarın esintisiyle baş başa olmayı daha çok seviyordu.
Arenanın köşesinde duran talim yaylarından birini yanında duran ok paketleriyle beraber yanına alarak hedef tahtaların bulunduğu alana doğru ilerledi. Okçulukta çok iddialı olmadığı için kendi yayını edinme girişiminde bulunmamıştı.
Genç kız hedef atış çizgisine geldiğinde okunu atmak üzere yayını gerdi ve derin bir nefes alarak hedeflediği noktaya doğru okunu serbest bıraktı : sonuç asıl hedefin etrafındaki üçüncü daireydi. Kötü bir sonuç değildi ama iyi de değildi. Bir türlü ortayı tutturamıyordu.
"Yanlış pozisyon ile atıyorsun ve ayrıca oku atarken fark etmeden yayın yönünü değiştiriyorsun." Lauren gelen sesin üzerine arkasına hiç bakmadan dudaklarına ufak bir gülümseme yerleştirdi. Bu sesi tanımak için kim olduğunu görmesi gerekmiyordu :Ajax.
"Deniyorum ama olmuyor. Ya tamamen ok hedef tahtasından şaşıyor ya da tahtadaki diğer noktalara gidiyor. Ayrıca Mondstadt'da ok atma pozisyonunu bize bu şekilde göstermişlerdi : Sağ ayak bir adım önde ve kollar hiç kırılmayacak, vücut düz bir şekilde hedefe doğru bakacak."
Asilzade, genç silahşörün cevabı üzerine yaslandığı köşeyi bırakarak hızlı adımlarla kızın yanına geldi.
"Tahmin edeyim, bunu gösteren de Signora idi. Aramızda kalsın ama Signora okçuluktan asla anlamaz. Size de kafasından uydurduğu bir şeyi belletmiş. Kendisi zaten ok ve yay asla kullanmıyor."
"Böyle söylediğine göre sen anlıyorsun."
Genç kızın soru sorarcasına söylediği laf üzerine Ajax diğer dolaplardan ayrı ve kilitli bir şekilde duran dolabın yanına gitti ve oradan gümüş yay üzerinde mavi şeritler olan kendi yayını alıp kızın yanına geri döndü. Bu arada yapılan düello ve ardından aralarında geçen kısa sohbetler sonrasında artık Lauren, haberciye "sen" zamiri ile seslenmekte bir beis görmüyordu. .
"Ben kılıç ve yayı genelde birlikte kullanırım ama özellikle uzak mesafeler için ok birebirdir. Bu benim kendi yayım. Adı 'kutup yıldızı'." Lauren bir yandan, asilzadenin elindeki yayı süzerken bir yandan da bu yayın gerçekten çok hoş olduğunu düşünüyordu. Sadece görünüşü değil ismi de etkileyiciydi ve bu sebeple merakla sormadan edemedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Inazuma Masalı- Kamisato Ayato
FanfictionBir yanda Inazuma'nın yönetimindeki üç heyetten birinin başkanı olan genç bir adam diğer yanda ise bir zamanlar Fatui'nin en başarılı silahşörlerinden olan genç bir kadın. Kader onları bir araya nasıl getirecekti ? Ya da getirebilecek miydi...? #Alı...