1‚ Naber Ucube?

643 26 26
                                    

-----------------------------------------------------------------

"Uyan hadi taetae!"
Sabahın köründe bana bağırarak uyandıran Jimin'e dönerek ona aptal bakışlarımı attım.

"Ulan yine mi sabah oldu? Git git bitmiyor okul anasını satayım."Diye isyan eden bağırışımı Jimin'e haykırarak kendimi tatmin etmeye çalıştım. Sahi üniversite sınavıda yaklaşıyor bu kafayla nasıl hallederim hiç mi hiç kestiremiyordum.

"Keşke biraz bana çekseydin. En azından sabahın köründe odayı bağırışlarınla doldurmazdın. Aptal velet seni." diyerek cıklamıştı Jimin.

Haklıydı da.

Jimin benimle aynı okul fakat farklı bir sınıftaydı. Dersleri çok yüksekti ve her derste özenle not alır, özenle ders çalışırdı.
Adeta okuma hırsı onu çepeçevre bürümüş bir öğrenciydi.
Hem okulda hem sınıfta 1. Olmasıyla öğretmenlerin biricik gözde öğrencisiydi.

"Şuna bak hala dikiliyor! Kalk da hazırlan."
Jimin son kez bağırdıktan sonra odamdan çıkıp Namjoon hyunga seslenmişti.

"Hyung bir şey de! benim bu çocuğa sabrım kalmadı artık. Anladık okulu sevmiyor ama bari sabahları bizi yormasın." diyerek çıkıştığında dayanamayaraktan yataktan fırlama kararı aldım.

"Kalktım ulan kalktım. Az biraz yakınalım istiyoruz onada bir laf buluyorsunuz ama. Cık cık..." Diye ağlamaklı bir ses çıkardım.

Ama ne kadar okulla ilgili yakınsamda okuldan tam olarak nefret ettiğim söylenemezdi. Sonuçta okulu okul yapan arkadaşım vardı.

Hem ev arkadaşım hemde okul arkadaşım olan Jimin.

Her sabah bağırarak uyandırıyor olsada gayet makuldu. Çünkü ağır bir uykum vardı.
Akşam yatmaz sabah kalkmazdım yani o şekil bir insandım.

"Haplarımı nereye koymuştum?"
Oflayarak kendi kendime söylenirken bakışlarım komidinin üstündeki haplara dikkat kesildi.

Kendimi hatırladım hatırlayalı hep bu hapları kullanıyordum. Jimin ve Namjoon hyunga göre astımım vardı ve içmediğim zamanlar aşırı sinirli olup, aşırı terliyordum.
Kimi zaman okulda olay çıkartıyor kimi zaman ise öksürük krizlerine giriyordum.

Astım böyle bir şey miydi?

Yıllarca ne eziyet çektiğimi en iyi Jimin ve Namjoon hyung biliyordu.
Bazen okadar çılgına dönüyordum ki ne ilaçlar nede onlar beni dizginleyebiliyordu.
Hayatım allak bullaktı.

Ama özelliklede hayatımı zorlaştıran bir başka olay her gün aralıksız aynı kabusu görmemdi. Biliyordum anne ve babam ne kadar beni terketmiş olsada içimde ki hep bir merak hep bir düşünce rüyalarımı yıllarca kabusa çeviriyordu. Kim bilir ne zaman sonlanacaktı tüm bu belirsizlikler.

Haplarımı içtikten sonra hızla üstüme kıyafetlerimi geçirip aşağıya kahvaltı etmeye indim.
Namjoon hyung adeta halil ibrahim sofrası kurmuştu. Kahvaltıdan gözlerimi alamazken Namjoon hyung bana seslendi.

"Tabii yaa işte böyle adamı şaşırtırım. Yok mu bir yorumun?"

Ona olabilecek en tatlı gözlerle bakarak
"Sofra mükemmel görünüyor şimdiden ellerine sağlık en sevdiğim biricik hyungum!" diye seslendiğimde sesimden minnettarlık akıyordu.

"Ne demek, afiyet olsun hyungunun gülü."
Dediği sırada Jimin söze atılmıştı.

"Yahu benimde emeğim var biride çıkıp demiyor ki seninde eline sağlık Jimin. Cık cık alınıyorum ama!" dediğinde Namjoon hyungla kahkahalarımızı durduramamıştık.

My İmaginary Love || TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin