2, Karanlık

263 22 14
                                    

-----------------------------------------------------------------

"Naber ucube?"
Bu ses yan sınıfımdan Woojin'in sesiydi.
Bana alayla bakan gözleri yanımdaki Jimini baya sinirlendirmişti.

"Ne istiyorsun aptal?"
Diye tıslayan Jimin hiç uğraşmak istemeyen bakışlarla tavrını ortaya koyuyordu.
Bu aksine Woojin'in daha çok hoşuna gitmiş olacak ki sırıtışı büyümüştü.

Woojin, okulda beni sevmeyen bir kısım öğrencilerin en başında geliyordu.
Çünkü kendisini bizzat dövmüşlüğüm vardı ve o günden sonra inatla bana sataşmaya devam ediyordu. Belliki babasına ve parasına fazla güveniyordu. Her geçen gün bu hareketleri ne kadar katlanılmaz olmaya başlasada geçiniyorduk işte.

"Yediğin dayak beynine ulaşmamış bakıyorum da." diyerek çağrısına kulak verdiğimde cevabı hiç gecikmemişti.

"Herkes yerini biliyor Kim Taehyung. Fakat sen bilmiyorsun ve işte o gün geldi."
"Yerini bileceksin."

Diyerek gülümsemesini silip yerine ciddi bir ifade takınmıştı. Tüm bu sözlerde neydi?
Bu aptal ne halt yemeye çalışıyordu?
İlaçlarımdan olsa gerek fazlasıyla sakindim.
Fakat aynı şey Jimin için söylenemezdi.

"Hadi ordan pabucumun Woojini! Ne haltlar çeviriyorsun bilmiyorum ama inan sikimde değilsin. Şimdi çekil yolumuzdan"
Diye gür bir sesle konuştuğunda Jimin fazlasıyla özgüvenli görünüyordu.
Benim yerime Jimin hallettiği için fazla üsteleyip konuşmadan Jiminin peşi sıra yürümeye başladım.

Woojine ise arkamızdan bize sinirli bakışlar atmaktan başka pek bir şey düşmüyordu.

...

"YA YA YA ŞA ŞA ŞA HOSEOK HOCAMIZ ÇOK YAŞA!!"
Sınıfa girer girmez duyduğum bu nidalar sınıfım tarafından Hoseok hocaya dökülüyordu. Tüm sınıf ayaklanmış bir şekilde ritimle alkış çalarken sınıfın kapısında dikilmiş şaşkınlıkla onlara bakıyordum.

"Hocam siz olmasanız kim bizi maça götürecekti iyiki varsınız!" diye seslenen Ryujine baktım. Oldukça maskülen tarzı, siyah saçları, kırmızı botlarıyla tüm ihtişamıyla maça gitmek için heyecanlı görünüyordu.

Sınıftan onu onaylama sesleri gelirken daha fazla ayakta dikilmek istemediğimden sırama doğru yürüyüp oraya yerleştim.

Sabah sabah bunların sesi yetmiyormuş gibi havanın kasvetinede sıçmışlardı. Ne vardı 2 dakika kıçlarının üstünde otursalardı? Hergün ayrı bir mevzu, ayrı bir dava bunlarınki. Bir türlü bu gürültülü sınıfa alışamamıştım en nihayetinde.

Sınıf ortamı kişiliğime hiç mi hiç uymuyordu.

"Sende geliyor musun maça? bir gelsen havan değişir aslında."
Gelen sesle kafamı sol tarafa çevirdim.

Sıra arkadaşım Yeonjun.

Bana saygıyla yaklaşan nadir insanlardan biriydi Yeonjun. Ona minnettardım.
En azından dehşete düşmüş gözlerle bana bakmıyordu.
Aramızda fazla bir samimiyet olmamasına rağmen bana samimi bir şekilde seslenmişti.

"Umm, sanırım hayır. Kendimi maça gidecek kadar enerjik hissetmiyorum."
Diye yanıtladığımda anlayışla kafasını sallayıp diğer arkadaşlarıyla sohbete dalmıştı.

Bazen insanlardaki bu enerjiyi ve mutluluğu sorguluyordum. Bir insan kendisini nasıl bu kadar besleyebilirdi ki?
Yada nasıl beslemeye bu kadar gayret edebilirdi? Bu onların benden daha güçlü olduklarına mı işaretdi? Yoksa benim acizliğime mi.
Bu yaşadığım 18 yıl boyunca sanki içimde saklı bir ateş, bir gürültü vardı. Ve sanki onu bile isteye ortaya çıkarmıyor gibi hissediyordum. Gördüğüm tüm bu kabuslar sanki çözülmeyi bekleyen bozuk bir plak gibiydi. Tüm bu sırları aralayacak olan.
Adeta hayatım bir yapboz, bende tamamlanmayı bekleyen bir parça misaliydim. Tüm bu hislerim aile sevgisi eksikliğinden miydi? Ne annem ne babam onlar kim hiç bir fikrim yoktu. Geçmişim tam olarak neydi, hiç bir bilgi beynimde tur atmıyor, beni bir merak hortumuna sürüklüyordu.

Namjoon hyung'un anlattığına göre beni bir kaldırımda, büyükçe bir meyve sepetinin içinde bulmuştu. O zamanlar sadece 20 yaşında olan hyungum tek başına geçindiği bir evde öz kardeşi Jimin ile yaşıyordu. Onlarda benim gibi anne ve babaları olmadan büyümüş, genç yaşta kendi çarelerine bakmak zorunda kalmışlardı. Hyungum beni şans eseri gördüğü bir kaldırımda bulmuştu. Ve o yufka yüreği dayanamamış benim küçük bedenime bakma kararı almıştı. Böylelikle onun sayesinde anne ve baba özlemi duymadan olabilecek en sıcak kollarda büyümüştüm. Onlara çok şey borçluydum...

Tüm bu düşüncelere dalmışken kafamda hissettiğim acıyla sessiz bir şekilde inledim.

Yine oluyordu.

Kâbusumu uyurken gördüğüm yetmiyormuş gibi gündüzleri sancısını çekiyordum.
Kâbusumda gördüğüm orman belli belirsiz kafamda belirirken gözlerim geriye çekiliyordu.

En sonunda dayanamayarak hoseok hocadan izin dahi almadan sınıftan fırlama kararı aldım. Bu kâbusun sancıları diğer günlerden daha ağır gibiydi.
Normalde ufak bir sızı olurken bu sefer beynim iflas ediyormuşcasına dönüyordu.

Hızla sınıftan çıktığımda gördüğüm son şey Hoseok hocanın arkamda bıraktığı derin bakışlarıydı.

...

Tuvalete vardığımda ilk işim lavaboya tutunmaktı. Kalbim güm güm çarpıyor, beynim hızla dönüyordu.
Zar zor musluğu açarak suyu yüzüme çarptığımda hafiften toparlandığımı hissettim ve ufakta olsa ağrım hafifleyince derin bir nefes almıştım. Acım tekrar şiddetlenmesin diye de cebimden çıkardığım ağrı kesiciyi ağzıma atıp, ağzımı musluğa dayadım. Suyu kana kana içiyordum. Yetmiyecekmişcesine.

Bir 5 dakika ağrı kesicinin işe yaraması için kendime süre tanıdığımda ağrı hafiften yavaşlıyor gibiydi.
Gözlerimi aynaya diktiğimde sarı, kumral arası saçlarım dağılmış, gözüme giriyor olduğunu farkettim. Saçlarıma iyi bakıyordum fakat hergün rutin olarak bu olayları yaşadığımdan ötürü hep dağınık görünüyordu. Saçlarımı düzeltmeye yeltendiğimde ise feci ağrı tekrar şiddetlenmiş eskisine bakaraktan daha sarsıcı olmaya başlamıştı.

Artık bilincimin son noktalarına vardığımda kendimi zorlayamadım ve gözlerimi kim bilir ne zaman açıcağım bir zamana dek karanlığa yumdum...

-----------------------------------------------------------------

AĞAĞAĞĞAĞAĞAĞ
MERHABA ASKLARİİMM YENİ BİR BÖLÜMLE SİZLEYİİMM🙆‍♀️🙆‍♀️
DAHA FAZLA BEKLEYEMEDİM VE BUGÜN İÇİNDE 2. BÖLÜMÜ YAZDİİM UMARIM BEĞENİRSİNİİZZ💪💪

BAŞKA BİR BÖLÜMDE GÖRÜŞMEK ÜZEREE 🤧✊

Ellie~

Ellie~

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
My İmaginary Love || TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin