kisa kisa da olsa uaziyoz buna sukru
matematik sinavindan ciktim saglam girdi bir alinti birakmak istiyorum simdi
“Hep geçer diyorlar ya Olric. Sence geçer mi? Geçer elbet efendim; Bazısı teğet geçer, Bazısı deler geçer, Bazısı deşer geçer, Bazısı parçalar geçer, Ama mutlaka geçer.”
Aynen böyle hissediyorum iste
-beg.
15 dk süren yolculuğun ardından kokoreççiye varmıştık. Pijamalarımla otobüse bindiğim bu yolculuk tekrarını aratmayacak türdendi.
Siparişlerimizi verip bir masaya oturduk.
Neden hâlâ beraber oturuyorduk anlamış değilim, çok sorgulamayın kafayı yersiniz.
Telefonumun çalmasıyla elimi cebime attım.
*Bir Beden Büyüğüm arıyor..*
Karşımdaki adama aldırış etmeden yanıtladım aramayı.
"Efendim abicim?"
"Nerdesin sen?"
"Kokoreççi."
"Bekleyemedin beni dimi?"
"Maalesef.. Yeni mi geldin daha?"
"Yok bayağı oldu, daha yeni fark ettim ama yokluğunu."
"Ben de seni çok seviyorum işte."
"Neyse hangi kokoreççidesin?"
"Bilmiyorum ki, evin yakınındakinde kalmamıştı. Bi tane dağ ayısı da benimle aynı durumdan muzdarip olduğundan beraber başka bi taneye gitmeyi teklif etti. Siparişimizi bekliyoruz şu an."
Dağ ayısı derken karşımdaki adını bile bilmediğim yakışıklı herife dik dik bakmayı ihmal etmemiştim.
Side eyes.
"He tamam. Kaybolup beni sakın uğraştırma, nasıl gittiysen öyle dön tamam mı? Bi de ben de kokoreç istiyorum. Bana da al."
Ah ulan bu ne gamsızlık bu ne gavatlık. Tanımadığım bi adamla geldim diyorum herife herifin umurunda değil.
"Tamam hadi bay."
Başka bir şey demesine fırsat vermeden kapatmıştım telefonu.
Henüz cebime koymadan bir bildirim düştü ekranıma.
Bir Beden Büyüğüm
Ne olur ne olmaz
Hareketli konum gönder bakayım bana
Yemeğini yedikten sonra ara beni
Gelip alacağım seni
Kafiyeli oldu ha
Şair mi olsam acaba ben
Hadi afied bal sugar göz bebeğim
İstemsizce büyük bir sırıtış peyda oldu dudaklarımda.
Konumu gönderip cebime attım telefonumu.
Yemeklerimizi yerken sessizliği bozan dağ ayısının tok sesi oldu.
"O kadar aynı sofrada yemek yedik, adını öğrenmek istememde bir sakınca yoktur herhalde?"
"Hitomi."
Kokoreçle dolu ağzıma aldırış etmeden yanıtladım.
Onaylarcasına kafasını salladı.
"Benimkini sormayacak mısın?"
"Hayır. Dağ ayısısın işte. Yetiyor o bana."
"Hadi ama, ne dağ ayılığımı gördün şunun şurasında."
Ne sen sor ne ben söyleyeyim.
"Merak etmiyorum beyefendi, beni alakadar etmiyor."
"Hajime, adım yani."
"Tamam."
Dağ ayılığı rolünü ben üstlendim herhalde şimdi de.
"Peki."
Donuk sesinden bozulduğunu anlamak çok da zor değildi.
"Aynen."
"Evet."
"Doğru."
"Bence de."
"Nereye kadar devam edecek bu?"
İkimizin de sessizliğini korumasıyla sohbet burada sona ermişti.
.ulan oik
dag ayimiz iwachaan cikti
iwoskoyla kokorec keyfisi
bolum hakkindaki fikirlerinizi alalim simdi
sonra da Allah'a emanet olun
ŞİMDİ OKUDUĞUN
oikgilin damından atlayamadım (iwaizumi X reader)
Humordamsız girilmez oikin damı mı varmış lan. oik bacin elden gidiyeah