3.4

91 7 18
                                    

sea yine ben-erv
.

-İwaizumi ile Tomoe (Hitomiyi kast etti isimler karisti herhalde -beg aynen oyle olmus qosjwodjosjdidhjd-erv) dans ederken-

-Tomoe

Dans edecek biri olmadığından, olsa bile abim onu öldüreceğinden, sadece oturuyordum.

Aslında Kuroo olabili-

Hayır lan ne Kuroosu?

Aha, geldi lüzumsuz.

"Senin kadar güzel bir kız, neden dans etmek yerine oturuyor?"

"Seni ilgilendiriyor mu?"

"Ben ilgileniyorum." diyerek gülümsedi.

Cevap vermeden kurtuluşum olmadığını bildiğim için iç çekerek konuştum.

"Çünkü bu kızın, gözlerinden alev fışkırtan bir abisi var."

Hafifçe güldü.

Oha, bunun kibar gülen hâli de mi varmış?

"Benimle dans etmek ister misin?"

Şaşkınlıkla Kuroo'ya baktım.

"Kulakların duymuyor herhalde; abim diyorum, alev diyorum."

"Peki, abinden korkmadığımı söylesem?"

"Yürek yemişsin derim."

"Hayır Tomoe. Sebebi bu değil."

Kaşlarımı havaya kaldırdım.

"Neymiş peki?'

"Seni seviyorum Tomoe, çok fena seviyorum. Değil abin, dünyayı toplasalar vazgeçmem senden. Çünkü sana aşığım Tomoe, öyle böyle değil hem de."

Asla beklememiştim böyle bir şeyi. Sürekli adımla dalga geçen, her fırsatta benimle uğraşan kişi; gelmiş bana aşkını itiraf ediyordu. Güzel cümleler kuruyordu, ama ben buna kanmayacaktım.

"Nereden bileyim beni kandırmadığını? Sürekli benimle uğraşıp şimdi de dalga geçmek için bana bunları söylemediğine nasıl inanayım?"

"Kalbimi açıp sana gösteremem belki Tomoe ama sevdiğimi hissettirebilirim. Bir kere şans versen bana? Seni dünyanın en mutlu kızı yaparım. Mecnun'un Leyla'yı, Kerem'in Aslı'yı sevdiğinden daha çok severim seni. İnanman için ne gerekiyorsa yaparım. Abini de ikna ederim. Yeter ki bi' şans ver."

Çok güzeldi söyledikleri. İçinden geçirip diline dökemediği şeyleri ise gözleri anlatıyordu sanki. İlk aşık olduğunu söylediği anda inanasım gelmemişti ama bakışları her şeyi açıklıyordu. İç sesim ne ara verdiyse bu kararı, ben de onu seviyordum. Bir şans versem ne olabilirdi? Zaten şu hâlde yalan söylediğini düşünmüyordum. Gerçekten sevdiğini, sözleriyle bile derinden hissediyordum.

Uzattığı elini tutmakla tutmamak arasında gidip gelsem de en sonunda elini tutmuştum ve bu, ona şans verdiğimi de gösteriyordu.

Büyülenmiş gibi hiçbir şey söyleyemeden kendimi Kuroo'yla dans ederken bulmuştum. Hoşuma gitmediği de söylenemezdi.

Biraz sonra yanımıza gelen kişiyi fark ettiğimde içimi bir korku kapladı. Abim, öfkeyle dolmuş şekilde bize doğru geliyordu.

Ne yapacağımı düşünürken bana bakan Kuroo'yu fark ettim.

"Sakin ol, halledeceğim." diyerek içime az da olsa su serpmişti.

Abim yanımıza vardığında beni Kuroo'dan ayırıp ona bakarak konuştu.

"Seni kardeşimden uzak durman konusunda uyardığımı hatırlıyorum Kuroo."

"Uzak duracağımı söylediğimi sanmıyorum." umursamazca verdiği cevap abimin daha da sinirlenmesine sebep oluyordu.

"Tomoe'yi seviyorum İwaziumi ve sen ne dersen de vazgeçmeyeceğim. İstediğin kadar bağır, yumruk at ama ben Tomoe'ye aşığım ve hiçbir şey bunu değiştiremez."

"Ne diyorsun lan sen? Ben kardeşimin iyiliğini düşünüyorum, sen onu mutlu edemezsin."

Dedikleri fazla gelmişti, dayanamayıp ben cevap verdim bu sefer.

"Bırak da buna ben karar vereyim abi."

Abim afallayarak bana döndü.

"Seni sevdiğimden yapıyorum Tomoe, sen üzülme diye."

"Sen sevgini böyle mi gösteriyorsun? Sevdiğim şeylerden beni ayırarak mutlu olacağımı mı sanıyorsun?" diyerek çıkıştığımda duraksadı.

"Tomoe..."

"Nasıl Atsumu, Oikawa'ya; Oikawa da sana bir şey demiyorsa, sende aynısını yapmayı dene lütfen. Çünkü ben Kuroo'yu seviyorum Hajime."

Abim durup düşündü biraz.

Kuroo'nun gülümsemesini yakalamıştım o sırada.

"Özür dilerim Tomoe. Fazla üstüne gittim, fark etmediğim için özür dilerim."

Beni düşündüğünü söyleyerek bir şeylere engel olma çabası, hiçbir özürle affedilemeyecek bir durumdu benim gözümde.

"Dileme Hajime, eğer ki böyle yapmaya devam edip en ufak bir değişim göstermeyeceksen sakın özür dileme. Özrünün ardı boş olduğu sürece bir halta yaramadığını ikimiz de çok iyi biliyoruz. Sen de onun gibi olma."

Yanlış yapmıştım.

Basit bir durum için açmamam gereken bir defteri yeniden açmıştım.

Pişmanlıkla dolu gözlerini bir anda öfke bürüdü yeniden.

"Onun gibi olduğumu düşünüyorsan çek git Tomoe. Beni onunla bir tutan birini istemiyorum yanımda."

Yaptığım ima basit değildi, ve onun kalbini kırmıştı. Ama yine de, benden gitmemi istemesi kabul edilemezdi.

Bir şey söylemeden uzaklaştım yanından.

İstediği gibi, gidecektim. Beni istemiyorsa, zorlamanın manası yoktu ya?

Çantamı alıp çıkışa ilerledim.

Peşimden gelmeye çalışan Kuroo'nun seslenişleri uğultu gibi geliyordu kulağıma.

Beni istemiyordu.

Gitmemi istemişti.

Gidiyordum.

Artık şu koca dünyada sahip olduğum tek kişiyi de kaybetmiştim.

Yalnızdım.

Eskiden yalnızdık.

Yalnızdık ama, biz'in varlığı bile bu yalnızlığı en aza indirgiyordu.

Şimdiyse ben, hiç olmadığım kadar yalnızdım.

Tek başıma yalnızdım.

.
Oha lan cok guzel oldu -ERVA

YA GUZEL OLMUSTU SON ANDA BOKA SARDİRDİM GERCEKTEN MUTLULUGA OLAN DUSMANLİGİN BATSİN BEGUM -BEG

Agzim acik kaldi aq -erv

oikgilin damından atlayamadım (iwaizumi X reader)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin