OYUN

dördüncü bölüm

Sırf o pislik yüzünden bir haftadır özgürlüğüm elimden alınmıştı..

Ne yaparsa yapsın gaddar ebeveynlerim özür dilemeyecektim..

Ama canım çok sıkılıyordu..

Odada sanki hapisteymişim gibi hiç bir şey yoktu tablet telefon herşeyime el koymuştu gaddar babam..

Sonuçta bu da suç yani özgürlüğümü kısıtlıyordu ama polistim güya ben atama yerimi İstanbul'da uzakta olurdu inşallah..

(Şimdi şöyle kankalar meslek hakkında fazla bilgim yok polislik güzel bir meslek olduğu için yazıyorum yanlışlarım varsa söyleyin bilgilendirme bitmiştir)

Görürdü o zamanlar günlerini bensiz kalsınlar da akıllıları başlarına gelsin elin pisliği için beni böyle ceza vermesi ayıp be ayıp of yeter ya yeter bıktım..

Diye bağırasım var belki sinir krizi geçirip bu odadan bir kaç saat kurtulurdum..

Kapı sesi ile kilitli kapım açıldı sema gardiyanım gelmişti annemin yeni adıydı bu o hoşgeldiniz gardiyan hanım yanlız ben yemek istemiyorum..

Kes sesini terbiyesiz tabi oh ekmek elden su gölden yan gel yat ye iç yat..

Elinde ki tepsiyi yatağa dökünce gördüğüm bez cif camsil ile yeni işkencemi öğrenmiştim..

Kalk çabuk seni terbiyesiz seni hep baban yüz verdi sana şimdi de baş gelemiyor..

Tabi tabi onun için ikiniz beni bu odaya hapsettiniz bu yaptınız suç bir kere ben polis  olarak size tazminat davası açıçam dememle terliği koluma fırlatmasıyla acıyla inledim..

Nereye istersen oraya şikayet et çok da korktum..

Kolumun acısı ile kemçirmek istesem de tekrar terlik şiddetini yemek istemediğim için sesiz kalmıştım..

Polis de olsan anne şiddeti bitmiyordu..

Oflaya puflaya temizlik malzemelerini alıp oturma odasına girdim..

Her yer tertemiz duruyor gardiyan hanım nereyi temizliyecem?

Bak her yeri en ince ayrıntısına kadar sileceksin ben de oturup izliyecem seni en ufak bir kaytarma olursa o zaman gününü gösteririm..

Yüzümü buruşturup en nefret ettiğim üniteden başladım..

Ne işe yarıyor ki bu ünite ben evlenirsem sade abartısız bir evim olsun istiyorum..

Daha birde bu ünite saçma sapan biblolar ile dolu yok şaha kalkmış at yok fil yok nar sanki çok işe yarıyor ama yok illa durmalı sanki oturma odası mutfak içinde fincan bardak takımına kadar var..

Annem kaç kez silmemek için içindekileri kırmama rağmen aynısını bulup tekrar aldı..

Çok söylenme orta şekerli türk kahvesi yap bana bakır cezvede yap..

Olur efendim oh valla türk kahvesi iç uzan ne güzel valla mutfak da bir sürü bulaşık vardı of ya of kesin bulaşıkları da bana kitleyecek sinirle kahveyi yapıp verdim..

Köpüğü de az olmuş mecbur içeceğiz artık seni alacak adama acıyorum..

Ellerimi belime yerleştirip bir kere ben hizmetçi değilim bir zahmet kocam temizlik yemek yapmayı öğrensin her gün ben yapacak değilim..

"Nah bulursun"

Ne kadar ayıp el hareketi hiç yakışmıyor anne sana kadın sinirlenince içinden canavar çıkıyor resmen bir gün o yapar bir gün ben sonuçta ikimizde çalışacağız..