5.BÖLÜM

48 6 17
                                    

sabah olmuştu şuanda kahvaltı yapıyordum, o adamın yanında karnımı doyurucak kadar yemezdim, yemekten önce konuşmak için gidiyordum. akşam ben yazdıktan sonra geri cevaplar yazmıştı ama hiç birine akşam bakmadım şimdi de görüldü atmadan okumuştum.

arslan soylu

:numaramı nerden buldun

:ve bana emir vermeyi kes öyle bir hakka sahip değilsin

:sen benim attığım mekana geliceksin konumunu yolluyorum.

tabiki onu dinlemeyecektim. o orda beklesin ben atığım mekanda olucam. hazırlanmaya başladım siyah boğazlı bır buluz  , siyah deri etek ve açık kahve bir ceket aldım üstüme omzuma attım kollarımı içinden geçirmemiştim siyah gözlüklerim ve çantamla tamamdım.  çıkmadan önce siyah butilerimi giyip çıktım.

  çıkmadan önce siyah butilerimi giyip çıktım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

arabama binip seçtiğim mekana gittim . daha doğrusu mekan bana aitti , ama onlar bilmesede olurdu diğerlerini bilmedikleri gibi. gittiğimde saat 1 di bilerek 1 saat oyaladım çünü eğer kendi attığı mekanda bekliyorsa yarım saat bekledikten sonra oraya gelmeyeceğimi anlayıp buraya gelicekti. genelde beklemeyi sevmem bekletmeyide  ama o beni dinlemiyip bana emir vericeğini sanmıştı,  cezası da 1 saat beklemekti, hoş bu benim ceza anlayışım için gayet pasif kaçardı da işte...   

cam kenarındaki masayı ayarlatmıştım oraya doğru adımladığımda , karşımda masamda gördüğüm adamla önce şaşırsamda belli etmedim , bu dünkü ağaların yanında bana böm bön bakan adamdı, demek o yüzden di o süzmeler beyfendi 'müstakbel eşine' bakıyordu :)

yanına adımladım da ayağa kalktı, başım la selam verip oturacağım sandalyenin yanına geçtim, garsonlardan biri gelip  sırtımdaki ceketi alıp ,  sandalyemi çekti ben oturur ken oda askılağa gidip ceketimi astı .

karşımdaki adama baktığım da şaşkınca bir bana bir de garsona baktı, ezerim diye sandığı kadın saygı görülen biri olduğunu görünce şaşırmıştı büyük ihtimal.

"karadağın mekanına daha önce geldinmi , seni tanıyorlarmı " dediğinde önce biraz yüzüne baktım daha sonra yavaş ça gözlüğümü çıkarttım .

"dün geldim , istanbulda da  giderdim , hizmet  bakımından ve şıklık bakımından gayet iyiler" diyip cevapladım.  evet kendi mekanımla övünürdüm çünkü nerde olursa olsun iyi iş çakırırlardı ekibim.

"demek öyle , bana bile böyle saygı göstermediler şaşırdım"

"e yani normal , sen hiç sandalyesi çekilen bir adam gördünmü, yani ben görmedim " dediğimde sırıtmıştım , bunu dememle bozulmuştu. tam konuşucaktı ki sorunlu beyfendi geldi. 

"güneş hanım, arslan bey hoş geldiniz ne arzu edersiniz"

"sade filtre kahve"  

"sade filtre kahve"  

ikimizde aynı şeyi demiştik buna bende o da şaşırdı.

"ortak bişe ha "

" ilk ve son bence "

"bence de "

ikimizde kahveler gelene kadar hiç bişe konuşmadık , sadece bir birimze baktık kahveler gelince , bir yudum aldım bu iyi gelmişti oda bir yudum alıp , boğazını temizledi demekkii başlıyorduk konuşmaya .

"mesajlarıma neden bakılmıyor. bana öyle emir li bir mesaj atıp ortdan kaybolmazsın"

"anlayana o mesaj yeter di çünkü, ben sana soru sormadım. yapan gereken gelmen gereken yeri söyledim ."

"nerden geliyo bu güven , ya gelmeseydim benim dediğim yerde bekleseydim "

"eğer gelmeseydin, ki  illaki gelicektin , o zaman burda kahvemi içer ve burdan otelime giderdim, yani anlayacağın seni beklemezdim. sanuçta benimle konuşmak istiyicektin ve şuan olduğu gibi kendi isteğinle ayaklarıma gelicektin "

bunu dediğim de yüzü sinirden kat katı kesilmişti , bu halini görünce dudağım kenarı kıvrıldı.

benimle başa çıkacağını sanıyorsa yanılıyordu, onu hayal kırıklığına uğratacaktım.

o daha karşısındakini tanımıyordu . yazık

" nesin sen  çok bilmiş bir ukala bir kadınmı"

"ne bekliyordunuz beyfendi, her dediğinizi yapıcak emrinizden çıkmayan bir kadınmı, ah hayır ben bu kalıp lara sığmam , söz dinlemekten çok dinletmeyi severim . işi ne gelirse gelmese de sen bilirsin çünkü ben hiç takmam"

" bana emir veremezsin küçük hanım "

" ah sana jeton geç düşüyo galiba bence sen ne yap biliyormusun , şimdi kahveni iç bir düşün ben sana ne dedim , bir algıla   yarına kadar yarın aynı saate de burda ol anlamış halde"

"sen- sen"  demişti sinirden konuşamıyordu bile 

ayağa kalkıp masanın üstüne bir yüzlük koydum.

ayaklanmamla genç garson gelip ceketimi getirdi,  omzuma atıp  yüzü sinirden kızaran adama son kez bakıp sin sice sırıtıım

"hadi sana iyi düşünmeler"  diyip gözlüğümü takıp mekandan çıktım.

arkamda sinirden çatlayacak bir boğa bırakarak , pardon arslan:)

BÖLÜM SONU

SORULARINIZI VE YORUMLARINIZI BEKLİYORUM

KARAKTERLERLE İLGİL, DÜŞÜNCELERİNİZ

KAMER KARADAĞ

ARSLAN SOYLU 

GECE_ GECENİN BEKÇİLERİ

VE DİĞERLERİ



Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 04, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Ay ve GeceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin