BÖLÜM 20

78.2K 4.3K 898
                                    


Yaşlı Amca - İstanbul Beyefendisi.
Çokça Çınar vibe alıyorum bu şarkıdan<3

Medya = Benden bölüm bekleyen siz aakaosksodkd

Lütfen bol bol yorum yapmayı unutmayın, 350 yorumu geçersek çok mutlu olurum🖤


**

YAZARIN ANLATIMIYLA.

BEŞ AY ÖNCE.


Çınar esnedikten sonra yatağından kalktı ve birkaç hareket yaparak uykusunu açmaya çalıştı. Normalde çok uyuyan biri değildi ancak askere geldiğinden beri tüm düzeni mahvolmuştu. Onu en çok zorlayan şeyler arasında tartışmasız uyku geliyordu.

Uzun bir gün olacaktı. Yine ve yine. O sadece bir aydır askerdeydi ama gerçekten yorulmuştu. Sabahtan akşama kadar bulaşık yıkıyordu. Evet, gerçekten bulaşık.

Onların yerine gelecek birileri olana kadar yüzlerce tabak yıkayacaklardı. Yorucuydu. Çok yoruluyordu.

Çınar öyle böyle derken saatlerini geçirdi. Tekrar koğuşa girdiğinde direkt kendini yatağa yönlendirmişti. Ranzanın üstü boştu, yerine yeni birinin gelmesini bekliyordu ve anlaşılan o ki gelmişti o kişi. Yatağına doğru yaklaştıkça ranzanın üzerinde yatan kişi daha çok kadrajına girer oldu.

Derken yatağının yanında durdu ve saniyelik bir bakış attı yatan kişiye. Baya yorulmuşa benziyordu. Ne zaman gelmişti acaba? Umursamadı. Tam o da kendini yatağına bırakacakken yeni gelen asker başını ona doğru çevirince yüzünü görmüş oldu.

Birkaç saniye boş boş suratına baktı. Yeniden bakışlarını yatağa çevirmişti ama eski yerine dönmesi çok sürmemişti.

Tanıyordu bu yüzü. Çok önceden beri...

Yutkundu. Başak ve Barış'ı merak edip internetten birkaç kere araştırmıştı. Babasından da almıştı bazı bilgiler. Mesela Başak çocuk gelişimi okuyordu. Yanlış hatırlamıyorsa şu an ikinci sınıftı. Barış inşaat mühendisliği okumuştu. Mezun olduğunda askere gelmişti. Biliyordu bunları. Fotoğraflarını da görmüştü.

Araştırmıştı kısaca. Merak etmişti çünkü.

"Lan," diyerek hafifçe sarstı Barış'ı. Barış zaten uyumadığı için gözlerini açmıştı hemen. Kaşlarını çatarak Çınar'a baktı.

Çınar ise karmakarışık duygulara sahipti. Çocukluğu gözlerinin önündeydi. Tam on üç yıl sonra, yeniden.

"Barış?" dedi Çınar. Sesi öyle bir tonda çıkmıştı ki... Barış'ın da Çınar'ı hatırlayacağını düşünüyordu. Hatırlamalıydı. Barış'la çocukken iyi anlaşırdı.

Barış anlam veremeyerek gözlerini kırpıştırdı. "Buyur kardeşim?" dedi. "Sen benim adımı nereden biliyorsun?"

Çınar'ın yüzündeki hafif gülümseme silindi.

Araştırmamıştı. Merak etmemişti çünkü.

"Çınar ben," dedi Çınar düz bir sesle. Barış uyku ve uyanıklık arasında olduğu için şu an konuşulanlara bir anlam veremiyordu.

"Çınar?" dedi sorarcasına. Çınar hafifçe tebessüm etti.

Adını bile hatırlamıyordu.

Ne çabuk silinmişti hafızalarından...

Her ne kadar bunu söylemeyi sevmese de "Çıno," dedi sadece. Yine hatırlamazsa kendisini yatağa bırakacak ve uyuyacaktı. Bunu hatırlamasını ümit etti. Çocukken ona durmadan Çıno derdi ve Çınar çok sinirlenirdi. Neden Çıno diyordu ki? Çınar gayet güzel bir isimdi. Kısaltmasına gerek yoktu.

CEBİMDEKİ ASKERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin