Bölüm-6

246 17 11
                                    

Bugün ne kahvaltı ne de makyaj yapabilecek kadar yaşadığımı düşünmüyordum. Yarı ölüden biraz halliceydi durumum.

Bi savaş içinde olmayı asla istemedim.
Dağılmaktan değil dağıtmaktan korkuyor ruhum.

Kendisininden korkan insanın vardır bi bildiği. Kendisinden korkan insanın yoktur bi kaybedeceği...

Derin bir nefes alıp bindim arabaya. Okulun yolu uzamıştı sanki. Düşüncelerim daha çok beynimi kemirsin diyeydi galiba bu.

Yaklaştıkça geriliyordum. Neydi bu korku! Gerçekten başarmışlardı. İliklerime kadar bütün gücümün çekildiğini hissediyordum.

Arabadan inmemle başka bi dünyaya giriyordum sanki. Titreyen bacaklarla yürümeye başlamıştım. Aslında korktuğum tam olarak neydi bilmiyorum. Ama bu bir kişi değildi. Korkutuğum içimi kaplayan kasvetti.

Allahım insanlar bana bakıyordu.
Bi ellerinde ki kağıtlara, bi bana bakıyorlardı.

Bir şeyler olduğunun farkındaydım. Hatta uyandığım anda hissetmeye başlamıştım. Ondandı içimin kasveti.

Cesaret edip soramadım ne olduğunu.
Kimi acıyarak bakıyordu.
Kimi nefretle,
Kimi gülerek...

Beni görenler yüzünü buruşturup yolunu değiştiriyordu. Umursamıyormuş gibi görünmeye gayret ediyordum.

Kitaplarımı almak için dolabımın önündeydim. Ama hala insanlar ne yapacağımı meraklı gözlerle izliyordu.

Dolabı açmamla onlarca kağıdın yere yığılması bir oldu.

Korkarak eğilip aldım yerden bir kağıdı.

Kağıtta olabileceğin en kötüsü vardı.
Yanlış anlaşılmaya en müsait görüntü...

İlk gün okulun arkasında Sang Yeon'un üstüne düştüğümde biri fotoğraf çekmiş.

Fakat görüntü o kadar çirkindiki ne olduğunu bilmesem benim bile inanacağım türden.

Sang Yeon yerde yatmış gülümsüyor bense onun üzerinde ve çorabım yarıya kadar indirilmiş...

Sadece yanlış bir görüntü diye sevinsem mi bunu kanıtlayamayacağım için üzülsem mi yoksa bu fotoğrafın herkesin elinde olmasına sinirlensem mi bilemedim.

Kağıdı aldığım gibi Sang Yeon'un sınıfına gittim.
Gözüm dönmüştü.

Kapıyı çarparak girdim girdim sınıfa.

İlk önce şaşkın gözlerle bana baktı sınıftakiler daha sonra içlerinden bir tanesi "ahh sizin özel konuşacaklarınız vardır yalnız bırakalım" dedi ama o an gözün sadece Sang Yeon'u görüyordu.

Sınıfa girdiğimde okuduğu kitaptan başını kaldırıp bana bakmıştı. Ama benim olduğumu görünce ifadesizce tekrar kitaba yöneldi.

Çıldıracaktım...
Sırasının yanına gidip kağıdı masaya fırlattım

-Neler oluyor!

-Görmüyor musun senin sakarlığın yüzünden rezil oldum ve sınıftan çıkamaz hale geldim

-Kime çektirdin o fotoğrafı? En başından hepsini ayarlamıştın değil mi?

Kitabı sertçe masaya vurarak yerinden kalktı

-Saçmalama! Senin kadar bende mağdurum. Seninle bunları yaptığımın düşünülmesi hoşuma mı gidiyor sence! Aptallaşma...

Bir an afalladım, mahçuptum
Başıma yavaşça yere eğdim kısık bir sesle

Kore PapatyasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin