Çok düşündüğüm kafa patlattığım ve yine bir sonuca varamadığım bir saat daha. Ilık ılık rüzgar esiyor. Gökyüzü tüm karanlığıyla üzerimize çökmüş. Hayat kimileri için bu saatlerde bitiyor, kimileri için ise yeni başlıyor .Bir karmaşa var ama nerede anlayamıyorum. Sesler boğuk geliyor. Zihnim mi bu karmaşaya neden olan, anlayamıyorum.
Gözlerimi sıkıca yumup açıyorum. Oturduğum koltuktan kalkıyorum . Sesler netleşiyor nihayetinde. Annemin sesi iyi geliyor. O halde bir kavga yok ortada .İstemsiz rahatlıyorum. Elimdeki sigaradan son bir nefes daha alıp küllüğe atıyorum. Zihnim uyuşmuş, bedenim ağrı içinde bahçeden eve giriyorum. Kardeşimin sesi çıkmıyor, muhtemelen odasında. Seslerin geldiği odaya gidiyorum. Misafirlerimiz var. Kısa bir hoş geldiniz deyip odama çıkıyorum. Üzerimi değiştirip yatıyorum. Uykumu almalı, yarınki görüşmede iyi görünmeliyim. Bu sefer iyi geçecek, iyi olacak, iyi olmak zorunda diyorum kendi kendime. Ve her gece olduğu gibi tekrarlıyorum: " Gökyüzü de karanlık ama yıldızlar parlıyor."> Yeni bir kurguyla yazmaya geri döndüm sonunda. Kısa bir bölüm paylaşıp bu kurguyla ilgili bilgilendirmek istedim sizi. Genç bir kadın ve bu kadının iç dünyasıyla dış dünyasının farklılıklarını, yaşamış olduğu bazı sorunlarıyla bugünü anlatıyorum. Biraz depresif gelebilir başta ama kitap devam ettikçe ve olaylar geliştikçe bu depresiflik kalmayacak. Şimdilik Ahu ve Ata arasında romantik bir aşk kurgulamıyorum. Birbirlerine karşı hep bir çekim olacak ama her iki karakter de tekrar bir ilişkiye hazır değil. Umarım seversiniz, keyifle okursunuz. Ayrıca bir ricam olacak lütfen görüşlerinizi bana bildirin, yorumlarda yazın. Böylece daha güzel bir kitap ortaya çıkarırız. Sizleri seviyorum, iyi okumalar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ON İKİYE BİR KALA
Ficção GeralMutluluğunu, üzüntüsünü, acısını ve en önemlisi yarım kalmışlığını içinde yaşayan bir kadın: Ahu. O, kırık ve kandırılmış bir kadın. Ailesi, güvenme kimseye demiş. Oysa, kimse, ailesi oluverecekmiş. Ailesi tarafından güvensizliğe itilecek bir kadın...