▪︎
Beklenti.
Jimin,sevdiği adamdan bir açıklama almak beklenti içerisindeydi.
Jungkook ise düşününce bile kendini kaybettiği geçmişini dile getirmek için cesaretini toplama beklentisindeydi.
Araya giren haftasonu nihayetinde sonlanmıştı.Sadece iki gün bile ikili için yıllar gibi geçmişti.
Biri merakla iki günü atlatırken diğeri korkuyla geçirmişti.
Jimin iki günün ardından diğer günlere oranla daha dinç bir şekilde okula gelmişti.
Jungkook'un evine geldiği günden beri annesi üzerine fazlasıyla titriyordu.Zorlasa bile birşeyler yediriyor uyuması için dakikalarca yatağında oturup saçını okşuyordu.
Sınıfta ve ders sırasında Jungkook'un bakışlarını üzerinde hissetsede bakmıyor,üzerindeki gözler çekildiğinde ise beklentili hareleri uzun bedene sabitleyip bir müddet sonra başını çeviriyordu.
Şimdi ise kısa bir antreman içerisindeydi.Elindeki topu sektirip havaya kaldırdıktan sonra karşısındaki takım arkadaşına pas atmıştı bu sırada aklından çıkmayan düşüncelerle derin bir nefes almıştı.
Jungkook'un nefretinin nedenini çok merak ediyordu,aylarca bu neden yüzünden hakaret işitmesi ona merak etme hakkı veriyordu.
Elbette nedeni ne olursa olsun bunu kullanarak başkalarının hayatına ve kararlarına saygısızlık etmesi doğru değildi.
Geçmişinden birşey olduğunu düşünüyordu bu onun içten içe meraklanmasına sebep olurken Jungkook'ta bu kadar yoğun bir nefret oluşmasını sağlayacak kadar derin olmalıydı.
"Jimin."
Saha dışından duyduğu tanıdık sesle kendisine yönlendirilen topu tutup başını hızlıca çevirirken Jungkook'u görmesiyle aceleyle elindeki topu arkadaşlarına sektirip devam etmelerini söylemişti.
Uzun bedenin gerginlikten titreyen göz bebeklerini sahanın tellerine yaklaşınca fark etmişti.Bu yüz ifadesi titrek bir nefes almasını sağlarken aralarına giren tel örgüyle mesafesini en aza indirdi.
"Konuşalım mı?" dilinden dökülen sözlerin aksine kararsız hareleriyle pembe saçlıya baktı.
Jimin'e karşı suçluydu,haksızdı,pişmandı ama hayatının en kötü parçasını ilk defa dile getirecek kadar aşıktı.
Jimin'i kaybetmeyi göze almayacak kadar seviyordu,konuşmalarından sonra bir şansı olmasa bile bunu kabul ederdi ama vazgeçmezdi.
Korkusunu zorbalığının arkasına saklaması aşkına mâl olabilirdi.
Her an titremeye başlayacakmış gibi duran bedeni başıyla onaylayıp sahadan çıkmasan önce astığı ceketini almıştı.
Bir yandan ceketini giyip diğer yandan ona ilerleyen bedene adımlarken gözleri kapalı gökyüzünde gezindi.
Konuşmalarının uzamasını umuyordu aksi takdirde yağmura yakalanıcaklardı.
Düşündüğün daha uzun olacağını bilmiyordu.
▪︎
Yeşil çimenlerin üzerlerine oturmuş sessizliğini koruyan ikili farklı beklentilerinin içerisinde kaybolmuş gibiydi.Ne Jimin merakını gidermek için ağzını açıyordu nede Jungkook konuşmak için cesur hissediyordu.
Yağmurdan önce esen rüzgardan Jimin'in üşüyen mırıltısını duyduğunda tepki vermişti Jungkook.
Başını çevirip giydiği kısa formanın şortundan açıkta olan bacaklarını kendine çekmiş kısa bedene baktı.
Buna bile bir tepki veremeyecek kadar kaybolmuştu,böyle bir durum içerisinde olmasalardı kıskançlıktan Yoongi'yi cimdikleyip saçlarını çekiştiriyor olurdu.
Ceketini çıkarıp açık bacakların üzerine örterken Jimin hissettiği sıcaklıkla ona baktı.O ise ela harelere bakmadan başını çevirip eğdi.
"Küçükken filmlerde görürdüm,bu ceket verme sahnelerini.Kız üşür oğlan ceketini verir falan hep klişe bulurdum..." diye başladı sözlerine.
Jimin'in yüzü anlamsız bir hal almıştı.
"...o zamanlar 'kimse için ceketimi çıkarmam' diye kendimi emin kılardım."
Sesi kısıldı sonlara doğru,titrek bir nefesle kesildi kelimeleri.Jimin hala anlamamıştı,duyduklarını.
"Ama çıkardım." burnunu çekti içinin sıkışmasından dolayı.
Görmesede anlamıştı Jimin,onun ağlamak üzere olduğunu.
Başını eğdi daha iyi görmek için,hiçbir şey anlamamıştı ama bir cekettin bile uzun bedene hatırladığı anların ağırlığını anlamıştı.
"Jungkook,iyi mis-"
"Lütfen,lütfen bölme Jimin.O kadar zor ki benim için kelimeler dilimden dökülmüyor..."
Başını kaldırıp karşıya bakarken yanağına firar eden yaşı sildi uzun beden.
Jimin,endişeyle ona bakıyordu.Anlattıklarını zerre anlamamıştı ama daha anlatmadan ağlaması dudaklarını bükmesine sebep olmuştu.
Aylarca hakaret işitse bile,onun üzülmesi kalbini sızlatıyordu.
Bacaklarını kendine daha çok çekip,büyük ceketle örterken kulağına alınan derin bir nefesin sesi doldu.
"İlk defa birisi için ceket çıkardım Jimin..." ağzından kaçan hıçkırıkla kala kalmıştı kısa beden.
Belli ki söylemeden önce düşüyordu uzun beden ve düşündükleri ona sadece acı veriyordu.
Çünkü,kendini sıkmasa bağırarak ağlayacak gibiydi.Titriyordu elleri,göz bebekleri yuvalarında hızlı hızlı kıpırdıyordu.
Telaşla ona baktı pembe saçlı,kendine engel olamadan elini kaldırıp onun omuzuna koyacakken duyduğu kelimeler kanını dondurmuştu.
"...erkek kardeşimin cansız çıplak bedenine sarmak için çıkardım o ceketi."
Ve omuzları sarsıla sarsıla ağlamaya başladı Jungkook,sesini bastıramayacak kadar acılıydı yüreği...
▪︎
Evet,ağlatamadım sizi :)
Çünkü bölümü ikiye böldüm✂️
Ama diğer bölüm net ağlayacaksınız🤧
Bu bölümü nasıl bir kafa karışıklığıyla yazdığımı bilseniz "bırak,yazma" derdiniz..
Ama sizin için kendimi zorlayıp,yazdım..
Okuduğunuz için teşekkür ederim🏵💛
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Feminen [JİKOOK]
FanficJeon Jungkook,feminenlerden nefret ediyordu. Ama bilmediği bir şey vardı o da aşık olduğu bölüm birincisi Park Jimin'in feminen olduğuydu. 1.Jikook🏵 1.Kookmin🏵 1.Jungkook🏵 1.Kook🏵 1.Mpreg🏵️ 1.Öneri🏵️ 1.Düzyazı🏵️ 2.Taegi🏵