Bazen bizim tüm haklarımız elimizden alınır, bazen sadece nefes alırız. Ruhumuz ise bizi çoktan terk etmişdir. Bedenen canlı ruhen ölü varlıklara dönüşürüz
Hiç merak ediyormusunuz ? Beni? Ben kendimi merak etmiyorum mesela ,çünki zaten bir ölüden farksızım.
Güneşi çok seviyordum gerçekten , insaların çoğu ayı daha çok sever, amma aya o parlaklığı verenin güneş olduğunu anlamazlar. Güneş çok güzeldir ,o tüm acıları saklar, amma Ay bizim gerçeklerle yüzleştiğimiz vakit ortaya çıkar. Ay kötüdür ve qaddardır. O yalnız insanların masklerini indirip asıl kişiliklerini ortaya koydukları bir zamanda görünür. O çok masum görünse bile aslında Ay Güneşten daha çok suça sahiptir.
8 yıl önce....
Bir pazar sabahı her zaman olduğu gibi yine okula gitmek için uyanmıştım. Gözlerimi açar açmaz sanki ruhuma bir ağırlık çökmüştü, nedenini kendim bile anlamamıştım . Yataktan inip banyoya gitdim ve rutin işlerimi hall etdim. Üzerimeyse hiç beyaz rengi sevmesemde beyaz bir elbise giydim.Aşağı indiğimdeyse sanki bir gariplik vardı, çünki ablam her sabah benden önce uyanır ve kahvaltını hazırlardı. Hayat doluydu ablam, hep daha şendi bense daha içe kapanık bir çocuktum hep. Annem ve babamın trafik kazasındakı ölümünden sonraysa hayat bana küsmüştü. Yada ben hayata .
Ablam kendi odansındadır diyip hemen kolidorun sonundakı odaya doğru irerledim. O çalıştığı için tüm yükümüz onun omuzlarındaydı. Hatda bazen eve bile gelemez mesai e kalırdı. Tabii ki, doktor olmak kolay değildi. Pek çok zorlukları vardı ve ablam bu zorluklardan hep alnı ak çıkardı.
Odasının önüne geldiğimdeyse hiç ses yoktu. Kapıyı iki kere tıkladım ve abla diyerek bir kaç kere ablamı çağırdım amma hiç cevap alamadım. Hemen odanın kapısını açtığımdaysa tüm dünyam başıma yıkılmıştı.
Kalbimin bir kuş gibi kanat çarptığı damarlarımdakı kanın sanki daha yavaş aktığl ve etrafın sustuğu bir andı. Çünki ablam tam da odanın ortasında gözleri yarı açık yarı kapalı şekilde duruyordu dizleri üzerinde duran ablamın başındaysa bir süliet...
O an gözlerim karaldı ve sanki tüm evren ayaklarımın altından kaydı. Artık üzerimdeki ağırlık şiddetini artırmıştı. Daha fazla dayanamadan dizlerim üzerine çöktüm. Ne konuşa biliyordum ne de haraket ede biliyordum. Gözlerimse bana itaet etmiyordu sanki açık tutmaya çalışsam bile olmuyordu. Yere yığılmadan önce son görüdüğüm ablam ve o silüetin ortadan kayıp olmasıydı. ...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ay Işığı
EspiritualBir Ay Işığında tutuldum ben sana , aydınlığa gerek yoktu gözlerin zaten her yeri aydınlatırken. Al ömrüm senin olsun , sadece seni seveyim, sadece sana bakayım. Yalnızca benim ol bu Ay Işığında .