MEKTUPLAR

118 38 30
                                    

12.10.2040
Alıp başımı gitmek istiyorum hiç olmayacak diyarlara, durup dinliyorum doğru bildiğim tüm yanlışları, kalıyorum orada, hapise dönüyor yine hayatım, ruhum bir kuş gibi çırpınmaya başlıyor, ağlamak istiyorum, gözlerimden yaş akmıyor bana neler oluyor doktor hiç bilmiyorum…

20.10.2040

Mutluluk diyorlar ya hani işte öyle bir şey yok doktor, sadece bir meltem var yüzümüze değip kaçan ve bir de huzur var o da benden hep uzak oldu.

23.10.2040
Etrafımdakilere benzedikçe yüzüm hep güldü, ne zaman ki kendim oldum işte o zaman ruhum güldü doktor.

26.10.2040
Yaptım doktor bunu bile bile yaptım. Korkmadın mı diye soracaksın korktum ama neyden biliyor musun? yine korkuma esir olmaktan korktum, kendim olamamaktan korktum… yine insanların benliğimi değiştirmesinden korktum…

29.10.2040

Bedendeki yaralar geçiyor doktor ama ruhta açılan yaralar geçmiyor beden yine eski haline dönüyor, ama ruh yaşlanıyor, beden ruhun yaşını göstermiyor. Bu benim suçu mu doktor, o yaraların ortaya çıkardığı hasarı sergilediğim için mi suçluyum ben? İçlerindeki acılar korkular, kin ve öfke onları bitirmişti zaten ben bunu gün yüzüne çıkardım sadece. Hem herkes mutsuz değil bu durumdan. Onları bu hale getirenler bu durumdan gayet memnun.

22.11.2040

Anlatacağım doktor susmaktan yoruldum, içimde sözcükler zehirli sarmaşıklar gibi öldüyor tüm benliğimi. 
Nereden başlayacağımı bilmiyorum, sanırım en baştan başlamalıyım yani insandan, insanlıktan…

27.11.2040
Onu ilk kez o kaldırım taşlarının üzerinde gördüm. Oradan geçen herkes için basit bir dilenciydi, ilk başta benim içinde öyleydi aslında. Herkes onun yanından geçip gidiyordu, varlığı hiç kimsenin umrunda değildi doktor. Ben de geçip gidecektim yanından, mendiline para bırakıp çekip gidecektim. Eğer o bakışları görmeseydim. Durdum doktor, bakışlarıyla durdum. Elimi cebime attım, parayı çıkardım önündeki mendile fırlattıp kaçarcasına hızlı hızlı yürümeye başladım. Ama o an kaçamayacağımı anlamıştım çünkü ruhum orada kalmaya çoktan karar vermişti, bu durumda bedenim ne yapabilirdi ki doktor? 

04.12.2040

Biliyorum doktor kızgınsın çünkü geç kaldım, ama ben ona geç kalalı kimseye yetişemez oldum. Tamam kızma,  nerede kalmıştık? Gözleri aklımdan çıkmadı doktor, çıkmıyor. O gözlerde ne vardı biliyor musun? Bir hiçlik, sonsuzluk kadar derin bir hiçlik…  o gözler acı çekmeyi bırakmıştı, o gözler umudu bırakmıştı. Yani o gözler yaşamayı bırakmıştı be doktor… sadece nefes alan bir bedenin gözleriydi o gözler. 

Eve geldim, yemek hazırdı, herşey yolundaydı, hiçbir sorun yoktu bu evde, masaya oturdum, öylece kaldım bir kaç saniye, dakika,saat, yıl… 

15.12.2040

Delice etrafıma bakındım, işte yine başa döndüm, yine ve yine… Yoktu doktor, bu sefer bedeni de gitmişti ama nereye? Onu bulmaya kararlıydım, bulacaktım. Ne pahasına olursa olsun… Ve buldum onu sonunda ya da sonsuza kadar kaybettim buna sen karar ver doktor…
Satılmıştı doktor, bilmem kaç paraya, bir savaştan kaçmış diğerine tutulmuştu… 
Savaş doktor savaş bir insanın hayvandan farklı olup olmadığını anladığın tek yerdir. Ve biz insanlar bu yerlerde  çoğu zaman insanlığımızı göstermeyiz doktor.

17.12.2040

Onun bakışları vardı bakışlarımda. Hiçliğin, çaresizliğin ta kendisi olduğunu öğrendim doktor onun tabutuna dokunduğum an da… Düşünce yok, öfke yok, kırgınlık yok, sadece koca bir hiçlik… Bu dünya o kadar kötü müydü? Bir insana kendini hiç hissettirecek kadar kötü müydü doktor? Bir insanı acıdan kaçtığı için öldürecek kadar kötü müydü?..

GECMİŞİN MEKTUPLARI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin