❝ KİRLİ FIRTINA ❞

276 38 32
                                    

✨✨✨

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



✨✨✨

               İSİMSİZ | PROLOG | 2

Yaşamlarının huzur sarısından, ölüm bakırına dönüşeceği o akşamdı.

Güneşin ellerini yeryüzünden çektiği, gölgesini sildiği ve yerini koyu tavanına astığı yıldızlara bıraktığı gece yarısında, sokaklarda polislerin siren sesleri yankılanıyordu. Emniyet müdürlüğünden ekip arabaları aceleyle çıkıyor, son hızda yollara düşüyor, emniyetin içindeki polislerin telefonları hiç susmuyordu.Kavurucu bir karmaşa vardı.

"Alo?...Kendisini son gördüğünüz yer neresi dediniz?"dedi kadın memur, bir kulağında telefonu tutarak.

"Beyefendi!Kayıp vakası için aramadıysanız niye hattı meşgul ediyorsunuz?Dalga mı geçiyorsunuz siz devletin polisiyle?"dedi masa başındaki kadın memurlardan bir diğeri."Şaka yapıyor gibi mi duruyoruz oradan?Bir insan genç kız kayıp genç kız!Bir can! Sizin hiç vicdanınız yok mu?Ya sizin meşgul ettiğiniz hatta gerçekten gören birisi aradıysa? "

"Hayır!"diye bağırdı başka bir kadın polis masasından telefona doğru."Biz yirmi bir yaşında bir genç kız arıyoruz.Küçük bir oğlan çocuğunu değil!Siz okuduğunu anlayamıyor musunuz ya?Nasıl bu iki kişiyi karıştırabiliyorsunuz?"

"Gördüğünüz kişiyi tarif edebilir misiniz?"dedi heyecanla genç memur telefona doğru."1.60 boy mu?"Hayal kırıklığı ile nefesini verdi."Hayır.Aradığımız kişinin boyuna uymuyor."Kafasını kaldırdı ve müdürüne olumsuz anlamda kafasını salladı."Yanlış ihbar amirim."

Emniyet içindekiler diken üstünde aramaları açarken, ekip araçlarının ardı ardına yanıp sönen mavi- kırmızı ışıkları, huzursuzluğun resmini çiziyordu.Ekip arabasının içerisinde bulunan polislerin üzerlerinde taşıdığı zamanla yarışın, korkunun, çaresizliğin aynasıydı.Korkuyorlardı.Çünkü aradıkları kişi, İstanbul'un en önemli hukukçularından olan savcının ve aynı zamanda başkomiserlerinin kardeşiydi.

"4500 dan 5545'e.4500'dan 5545'e...Olay yerine vardık ama bulduğumuz ceset, otuzlarının üzerinde olduğunu düşünüyoruz.Ardığımız kişiye ait değil."Ölüm sessizliği arasında çöken omuzlar.Kırpışan kirpikler.

"1500'dan merkeze.1500'dan merkeze.Olay yerinde bulunan, dört yerinden bıçaklanmış kimliği belirsiz ceset adli tıbba götürülmek üzere kaldırıldı."O huzursuz edici sessizlik oldu.Aracın içindeki herkesin gözlerine sinen bir katran vardı, korkuyla cümlenin devamında."Aradığımız kişiye ait değil."

Derin bir sessizlik, çarpışan korkulu bakışlar, yüksek nabızlar...Huzursuzluğa düşen her bakışta, gölgesi devleşen o sorular.

Kız kardeşi kaçırılmış mıydı, kaçmış mıydı?

"Bütün emniyet seferber olmuş durumda.Yarısı aşağıda, kardeşinin arkadaşlarını sorguluyor.Öncesinde saatlerce senin sorgulamana rağmen.Bir kısmı, bütün telefon konuşmalarını inceliyor.Geri kalan adamlarım sokaklarda.Bütün İstanbul'u sokak sokak, metrekare metre kare arıyorlar.Bütün muhbirlere souyorlar.Bütün otellere, yurtlara, garlara, havaalanlarına bakıyorlar.En iyi ekibim yurt odasını inceliyor.Senin de iki gecedir didik ettiğin, parkesine kadar ezberlediğin o odayı.Bir Allah'ın kulu durmuyor iki gündür.Ama yok.Yok! Tek bir saç teli, tek bir görgü tanığı tek bir boğuşmaya dair iz yok! Bir tane ya bir tane iz yok.Yurttan içeri girdiği anda yaşanılanlara dair tek bir iz yok.Yok! Sır!"Emniyet Müdürü, elini saçlarından geçirdi öfkeyle ve başını kaldırıp çaresiz gözlerle kapının önünde dikilen ateşten bedene baktı."Elimizde ipucu yok.Bırak ipucuyu, gölgesi bile yok.Görüntüler bomboş.Hiçbir şey yok.Hiçbir şey!Bunların kafayı yedirttiğini biliyorum ama yok."

İSİMSİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin