bolum 7

1.1K 131 169
                                    

jisung'dan
"Bu arada, saçın böyle dağınıkken çok güzel."

Elim saçlarıma uzandı bilinçsizce. Daha sonrasında saçıma bakmayı unutup evden çıktığımı fark ettim. Yanaklarım yandı hafif hafif.

"Aç mısın?" Ben daha cevap veremeden midem hafifçe guruldadı. Ben utançtan daha çok kızarırken Minho yine kıkırdadı.

"Mutfaktan ramen var. Yer misin?" Başımı olumlu anlamda salladım. Beni takip et dercesine başını salladı.
_

Yemek yedikten sonra Minho'yla beraber tekrardan salona geçmiştik. Ben projenin detaylarından bahsederken o da pürdikkat beni izliyordu.

Proje sosyal deneyler üzerineydi. Dışarı çıkıp sosyla deney, röportaj filan yapacaktık.

Ben anlatırken bir kedi miyavlaması sesimi kesti. Daha sonra kucağıma bir kedi oturdu. Elimle başını ve çenesinin altını severken konuşmaya devam ettim. Konuşmam sırasında bir başka kedi de Minho'nun yanına, koltuğa uzandı.

Minho'ya projeyi tamamen anlattığımda başını salladı ve konuştu.

"O zaman dışarı çıkalım. Eve yakın işlek bir cadde var, projeyi orada yapabiliriz." İşlek cadde diyince bir an emin olamadım. Kalabalık ortamlara girmek kabus gibiydi benim için.

"Sen kenarda çekersin, ben de röportaj kısmını hallederim. Merak etme." Gülümsedi. Ben de gülümsedim. Daha sonra ikimiz de evden çıkmak üzere ayaklandık. Kucağımda oturan kediyi nazikçe koltuğa bıraktım. Minho da kediye bakarak adını söyledi.

"Şimdi bıraktığın kedi Soonie, buradaki de Doongie." İsimleri kulağıma bir hoş gelmişti.

"Çok güzel.."

"..yani isimleri" Panikle toparlamaya çalışırken büyük ihtimalle bir aptal gibi gözüküyordum.

"Hadi çıkalım."
_

Tekrardan Minho'nun evine girdiğimizde hiç sorgulamadan salondaki koltuklardan birine atmıştım kendimi. Çok yorucu ve bir o kadar da eğlenceli bir röportaj süreciydi benim için.

Minho insanlarla konuşurken sürekli bana bakıp göz filan kırpıyordu, çok tatlıydı. Arada bir insanlarla da gülüşüyordu filan. Ben de öyle kameraya falan çektim.

"Atıştırmalık iter misin?" dedi Minho elindeki tabakla karşımda dikilirken. Ev sanki benimmiş gibi koltukta yana kayıp "Gelsene" dedim.

"Çilek sever misin?"

"ÇİLEK Mİ?"

"Evet Jisung, çilek."

"BAYILIRIM." dememle tabaktaki çileklerden birkaçını ağzıma doldurmam bir oldu. Minho gülerken o da ağzına bir çilek attı. Gülüşü güzeldi aslında.

Saat akşama yaklaşıyordu ve biz burada Minho'yla 3. çilek tabağını gömüyorduk. Ciddi anlamda koltukta karşılıklı oturmuş -çoğunluğunu ben olmak üzere- hiç konuşmadan çilek gömüyorduk. Tabak bitince sırtımı oturduğum koltuğa dayadım. Minho da kalkıp elindeki tabağı götürdü. Daha fazla çilek getirse de yiyemezdim artık, karnım yeterince şişmişti.

Minho bu sefer eli boş döndüğünde geri koltuğa oturmak yerine karşıma dikildi.

"Ben hem lavaboya gidip geliyorum. Sen takıl istediğin gibi."

Kafafmı onaylamak adına sallayıp telefonumu açtım. Sanal arkadaşımla bayağıdır konuşmuyorduk, ama sanki zaten hep onunla konuşuyormuşuz gibi hissediyordum ya, neyse.

hanjissuuuung
projem çok güzel geçtii

leeemnh
proje arkadasini sevdin mi

sanal arkadaş | minsung✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin