1 hafta sonra
Provalara geç kalan minho'yu aramak için bang telefonunu aldığında kapının açılma sesini duydu ve başını kaldırdı.
Minho, sinirden kıpkırmızı olmuş bir şekilde odanın ortasına ilerliyordu."Yandık...felix kaçalım."
"Sakin bebek ekmeğim seni korurum."
Jeongin, felix'in arkasına resmen sığındığın da tüm üyeler onu izliyordu. Neden bu kadar sinirli olduğunu bilmiyorlardı.
"Minho, sorun ne? Barut gibisin."
"Evet ve birazdan şu şahısa doğru patlayacağım!"
Minho, seungmin'i işaret ettiğinde ortamı ölüm sessizliği kapladı.
"Ben mi?"
"Evet, evet. Tam sana!"
"Ne saçmalıyorsun hyung?"
"Bu gerizekalının üst üstte 2 gün bayıldığından haberiniz var mı?"
Bütün üyeler, özellikle chan, gözlerini pörtleterek ona döndüklerinde seungmin göz devirdi.
"Kapa çeneni."
"Sen kapa çeneni. Bunu bize nasıl söylemezsin?"
Bu sefer bang chan atağa geçtiğinde minho histerik bir kahkaha attı.
"Beyefendi, erkenden geliyor buraya hiç bir şey yemeden sonra pratik yaparken bayılıp kalıyor."
Hyunjin, şok olmuş bir ifadeyle ağzını kapatıp yere oturdu. Seungmin, siniri tüm vücudunda hissedebiliyordu.
"Senin karşında...3 yaşında bir bebek yok. 22 yaşında bir adam var Minho!"
"Ooo adımla seslenmek! Bak şimdi korktum."
"Kes sesini! Bayılıp kalan benim sana ne oluyor ha!?"
"Ben varım ben!! Senin hayatında ben varım. Varlığımdan haberdar mısın seungmin?"
Minho, eliyle kendini göstererek ona yaklaştı.
"Seni zorla diyete soktuklarından haberdar olan ben varım!"
" Ne diyorsun minho?"
Bang chan, artık gerçekten sinirlenmişti.
"Bu salak! İnternetten okuduğu eleştiriler doğrultusunda diyete girip duruyor. Ve o çok sevgili menejeri bundan aşırı mutlu!"
"Minho yeter!"
"Yetmez!"
Bir adım daha atıp dibinde durduğunda jisung ayağa kalkma ihtiyacı hissetti. Seungmin doğrudan dibindeki adamın gözlerine bakıyordu.
"Sana dedim ki...ben de bir seçeneğim. Bir şey olduğunda geleceğin bir kapıda benim. Bazı şeyleri düzeltmek için götümü yırtıyorum seungmin! Güvendiğin, yardım alabileceğin biri olmak için götümü yırtıyorum! Ama sen inatla beni hiçe sayıp, kendine eziyet etmeye devam ediyorsun."
Haklıydı. Bu odada ki tüm üyeler bu duruma hak veriyorlardı. Bang Chan daha fazla dinlemeyip, şirketle konuşmak için odadan ayrıldı. Changbin olayın büyüyeceğini bildiği için arkasından gitmişti. Minho durmadı.
"Bu saatten sonra, pes ediyorum. Ne halin varsa gör."
Minho ondan uzaklaşıp arkasını döndüğünde bu sefer seungmin konuştu.
"Çok güzel ya! Gerçekten harika!"
Son kelimesinde öyle bir bağırmıştı ki sesi olduğundan daha gür ve kalın çıkmıştı. Durumun ciddiyeti göz önünde olmasaydı irkilen hyunjşn buna yükselebilirdi.