12

2.1K 153 84
                                    

Saat öğlenden sonra 4. Koca evde yalnız iki adam, kıçlarını sonunda çıkartabildikleri yataktan kalmış, mutfakta yemek hazırlıyorlardı.

Daha doğrusu Minho hazırlıyor, seungmin de ona elinden geldiğince yardım ediyordu. Diğerleri toplanıp restorana gittiklerinde bu ikisi uyumayı tercih etmişlerdi ve şimdi de Lee know söz verdiği gibi ona yemek hazırlıyordu.

Seungmin, tencerenin içindeki pişmekte olan yemekten bir kaşık alıp, yanında bir şeyler doğrayan Minho'nun ağzına götürdü.

"Aç bakayım."

Minho, kaşıktaki yemeği tattığında gözlerini açtı.

"Hmm oldukça lezzetli. 10 dakika daha, sonra altını kapatabiliriz."

Seungmin, tencerenin kapağını geri kapatıp, bulaşıklara yöneldi. O sırada bulaşık makinasını doldurmaya çalışıyordu.

Minho, sebzeleri profesyonellikle doğrarken, bir yandan da onu izlemeyi ihmal etmiyordu tabiki. Bu sıralar çokça yaptığı bir şeydi bu.

Üzerindeki hırka ve bol eşofman altıyla oldukça tatlı ve ateşli bir vibe veriyordu. Başını salladı.

"Başka istediğin bir şey olmadığına emin misin?"

"Eminim. Yeterince uğraştın Minho."

Minho göz devirdi. Seungmin bunu gözünde büyütüyor olabilirdi ama onun için hiç bir şeydi.

Doğramayı bitirdiği sevzeleri de tencereye attıktan sonra artık pişmelerini beklemeleri gerekiyordu.

Dolaba yönelip, sofra için bir şeyler çıkarttı. Elinde duran tabakta ki kimchi'yi bulduğu çubukla, ona doğru uzattı. Seungmin yemekten çekinmedi. Minho da kendine bir tane alıp masaya koydu.

Çok geçmeden yemeklerde, sofrada hazırdı. Masanın baş köşesine minho oturdu ve seungmin de onun hemen sağ tarafındaydı. Biraz uzakta olması hoşuna gitmediği için, minho onu sandalyesinden tutup kendine çekti. Bir bacağını da sandalyesine dayadıktan sonra kedi gözleriyle ona baktı.

Bu seungmin'i güldürmüştü. Minho özenle tabakları hazırladı. Hem yiyor, hemde birbirlerine yediriyorlardı.

"Bütün günü yediğimize göre, bence bu saatten sonrasını da yemeliyiz."

"Hmm bir planın var mı?"

"Uzun zamandır parka gitmiyoruz."

"İyi fikir."

Minho, elindeki çubuğu ona uzatıp,onu besledi.

"Bir ara biftek hazırlamam gerekiyor."

"O nerden çıktı?"

"Biftek yemek istemiyor musun yoksa?"

"Konuyu çarptırma. Bifteğe kim hayır diyebilir?"

Minho, güldü.

"Geçen gün felix istemişti. Ama sen..."

Minho, öldürücü bir yavaşlıkla ona doğru eğildi.

"Odağımı kaydırınca tamamen unuttum."

"İşime gelmedi demiyorsun da bana oynuyorsun. Seni hergele!"

Minho, kocaman bir kahkaha attı. Seungmin'in hoşuna gitmişti.

"Ne ara beni çözmeye başladın kim seungmin?"

"Ben istedim, sende hay hay diyip tüm çözümleri bana sundun Minho."

Evet, haklıydı. Resmen tüm fabrika ayarlarıyla oynamıştı bu çocuk.

Gagwanz -2min-✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin