Jan Eiskalt için Fericire'ye hangi amaçla geldiğini bilen zaten Alina'yı ikna edip evine götürmesi hiç zor olmamıştı. Bir otel veya ev hiç fark etmiyordu. Kendinden vazgeçmiş olan Alina başka çaresi olmadığına inanıyordu. Hata yapmayan insan yaşıyor sayılmaz. Bindiği hata treninden bir önceki durakta inebilseydi sonu bu kadar acı olmayacaktı belki de. Şu an bulunduğu evde olmasaydı geri kalan ömründe mutlaka başka acılar çekecekti. Fakat bu çekeceği acıların bu akşam yaşanacaklar kadar büyük olmayacağı kesindi.
Kulüpte çok fazla alkol almış olan Alina, ayakta durmakta zorlanıyordu. Jan, onun koluna girerek evin üst katına çıkmasına yardım etmek zorunda kalmıştı. Genç kadının mide bulantısı ve kusmamak için kendini zor tuttuğu her halinden belliydi. Jan, bu kusma olayının yatak odasında olmasını istemiyordu. Jan, bu gecenin sadece kan dolu olmasını istiyordu. O yüzden Alina'yı banyoya götürdü ve genç kadının midesinin rahatladığından emin olduktan sonra yatak odasına gelmesine yardımcı oldu.
Her şey plan dahlinde ilerliyordu. Midesi boşalan Alina, kendisine yapılan içki teklifine hayır demedi. Jan, ayağa kalktı ve masanın üzerinde bulunan kadehlerden birini eline aldı. Arkası dönük bir şekilde kapağını açtığı şişeden boşalttığı viskiyi kadehe doldurdu. Jan'ın şu anda hızlıca yapması gereken tek şey ikram ettiği içkiye Alina'ya fark ettirmeden çekmeceden aldığı bir adet Merp50 atmaktı. Alina hiç bir şeyi fark edecek durumda değildi. Jan, beklediğinden daha kolay bir şekilde uyuşturucuyu içki kadehine attı.
Gece boyu aldığı alkol ve elindeki kadehin içinde tamamen çözülmüş haldeki Merp50 yüzünden vücudu tamamen gevşemişti. Yüzünde donuk bir ifade vardı ve sabit bir noktaya bakıyordu. An be an uyuştuğunu hisseden Alina bu durumun işini kolaylaştıracağını düşünüyor ve halinden şikayetçi görünmüyordu. Kulüpte attığı kahkahalardan eser kalmamış derin bir sessizliğe bürünmüştü. Kulüpteki istemsiz kahkahaları ömrünün son kahkahaları olacaktı. Acılı bir ölüme yürüdüğünü hala anlamamıştı.
Yaklaşık on dakika sonra Alina yarı baygın şekilde yatakta uzanırken Jan kutsal gösterisi için son hazırlıklarını yapıyordu. Senelerdir zihninde tasarladığı muhteşem gösteriyi nihayet gerçekleştirecekti. Bu gösteride kurban rolü oynamak zorunda kalan Alina, tepkisiz bir şekilde onu izlemekle yetiniyordu. Gösteri başlıyordu ve Alina başına gelecekleri adamın elindeki bıçağı görünce anladı. Uyuşmuş vücudunun beyninin anladığı olaya tepki vermesi imkansızdı.
Jan, bir yıl önce bu evi satın aldığından itibaren bugün için hazırlıklarını eksiksiz olarak tamamlamıştı. İlk aldığında iki metre olan bahçe duvarını dört metreye çıkarmış, evin ses yalıtımını mükemmel hale getirip dışarıya ses çıkmasını imkansız hale getirmişti. Bu sessizlik isteği kurbanlarının çıkaracağı seslere karşı bir önlem olarak gözükse de asıl düşüncesi bu üç katlı villanın bodrum katına yerleştirdiği kemik öğütme makinasının çıkardığı gürültünün duyulup dikkat çekmesini engellemekti.
Jan, gerçekleştireceği vahşetin öncesinde yaptığı hazırlıklar dışında sonrasına da hazırlanmıştı. Arka bahçede karanlık bir odada tutulan Kerberos ismini verdiği ve günlerdir aç bıraktığı köpek cinayet sonrası için yaptığı en önemli hazırlıktı. Bu köpek günlerdir aç olmasına rağmen bulunduğu odadan küçük bir havlama sesi bile gelmiyordu. Jan, bu devasa köpeğin çıkaracağı seslerin dikkat çekeceğini düşünmüş ve sesini önleyici bir yalıtım yerine köpeğin ses tellerini aldırmayı tercih etmişti.
Günlerce aç bırakılan ve çeşitli eziyetlere maruz kalan bu köpek zaman geçtikçe daha da vahşileşmişti. Karanlık bir odada bekliyor ve aradan geçen günlerin sonunda odanın demir kapısının sürgüsü açılıp çiğ et atılıyordu. Köpek bu etlere öyle iştahla saldırıyordu ki geride bir et kırıntısı bile bırakmıyordu. Jan, zalimlikle terbiye ettiği bu canavara bugüne kadar çiğ et dışında hiçbir yiyecek vermemişti. Kerberos kendisine bu gece verilecek ödüle hazır olarak bekliyordu. Kerberos farkında olmasa bile az sonra gerçekleşecek vahşetin sonrasında en önemli görev onun olacaktı.
Jan, kutsal gösterisini herhangi bir bıçakla yapmanın bu mucizevi ana saygısızlık olacağını düşündüğünden, servetinin küçük bir kısmını katıldığı müzayedede satın almak için harcadığı Doğunun Cevheri adlı Warenski tarafından tasarlanmış bıçak ile vahşet gösterisini gerçekleştirecekti. Bu bıçak ilk andaki öldürme işlemini tamamlayacak ve gösteri bittikten sonra yerini duvardaki dolabın içinde sıralanmış olan profesyonel kesici ve parçalayıcı aletlere bırakacaktı.
Alina'nın uzandığı yatakta örtülü olan çarşaf sıvı geçirmeyen bir maddeden imal edilmişti. Bu sayede yatağa kurbanın kanının geçmesi engellenecek ve çarşaf yerinden sökülerek hazırda bulunan başka bir çarşaf takılacak. Sökülen çarşaf yıkanmak üzere bodrum kata götürülecekti. Odada normal halı yerine yine aynı malzemeden yapılmış ve tüm odayı kaplayan örtülerin olması da bu sebeptendi böylece çok profesyonelce bir temizlik işlemi yapılacak hiç bir yere kan bulaşmamış olacaktı.
Alina, bayılmış olmayı ve başına gelenleri bilinci kapalı şekilde yaşamak isterdi. Bilinci açık şekilde tüm hazırlıkları izliyordu ama en ufak bir tepki veremiyordu. Alina, yıllardır yaşamak zorunda kaldığı kırsaldaki hayatı yerine daha iyi şartlarda yaşamayı hak ettiğine inanıyordu. Nasıl bir hayatı hak ettiği kesin olmasa da böyle acılı bir ölümü hak etmediği kesindi. Dünyanın en adi suçlusu bile bu denli bir vahşeti hak edecek kadar suç işlemiş olamazdı.
Dünya var olduğu günden itibaren tek bir konuda adil olabilmişti. Yaşanan hayatlar arasında hakim olan adaletsizlik ölüm konusunda herkese eşit davranıyordu. Ne yaşarsa yaşasın her insan ölüyordu. Bazıları dünyanın verdiği acılardan kurtulmak için ölmeyi tercih ediyor bazıları bu dünyadan asla ayrılmayacağını düşünüyordu. Acıların ölümle biteceğini düşünenler gibi asla ayrılmayacağını düşünenler de yanılıyordu. Ölüm isteyeni hemen bulmuyor istemeyeni ansızın yakalıyordu.
Jan, tüm ölümlüler içinde en büyük acıyı çekmiş olanlardandı. Yaşadıklarının hiç olmamış olması için her şeyden vazgeçebilirdi. O, çektiği acılardan kurtulmak için ölümü seçenlerdendi. Aradaki fark çektiği acılardan kurtulmak için seçtiği ölüm kendisi için değildi. Kurtuluş için başkalarına ölüm saçmayı istiyordu. Vahşice bir ölümü hediye ettiği kişiler bu hediyeye hayır diyemeyecek kadar güçsüz durumda olacaklardı.
Alina, babasıyla evi terk ettiği günden sonra hiç görüşmemişti. Babası isteklerine karşı çıkmış ve kızının kendisini dinlemeyip gitmişti. Bu sebepten dolayı kızına küsmüştü. Kızının düştüğü durumu bilse her şeyi unutup koşarak gelirdi. Alina'nın şu an da o kadar ihtiyacı vardı ki babasının koşup kendisini kurtarmasına. İçinden babasına sesleniyordu. Bir mucize olsa kapıyı kırıp odaya girse ve kızını alıp götürse, kaçmak için yıllarca uğraştığı küçük kasabasına. Babası dünyanın en güçlü adamıydı. Çünkü o Alina'nın babasıydı.
Jan'ın kendi elleriyle öldüreceği ilk kurbanı kıpırdayamaz bir halde yatakta uzanıyordu. Ulaşmayı umduğu haz için sabırsızlansa da hazırlıklarını çok acele etmeden yapıyordu. Aceleci davranmanın kutsal amacına saygısızlık olacağını düşünüyordu. Bu amaca saygısızlık yapmak annesine kötülük yapmak anlamına gelirdi. Bunu asla istemezdi. Dünyanın en masum kadını annesiydi ve hiçbir kötülüğü etmiyordu. Dünyanın en iyi kadını onun annesiydi. Çünkü o Jan'ın annesiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vahşetin Karşı Konulamaz Hazzı
Mystery / ThrillerAcılar içinde geçen bir hayat. Yaşadığı ve yaşattığı acılar asla affedilmez. Vahşetin hazzını bir kere tadan insan, insan olmaktan çıkar. Bu hikayeye bulaşmayın, vahşete ortak olduğunuz an vazgeçmeniz imkansız olur...