Christina:Cozef? Olamaz bu imkansız. Senin ne işin var? Sen Avstraliyada değilmiydin? Ne zaman geldin? Neden benim haberim yok? Peki neden buraya geldin? Nereden öğrendin burada olduğumu?
Alex(küçük ücey abisi): A bir dakika dur. Dedektiv gibi soru üzerinde soru veriyorsun. Bavulları içeri taşımağıma yardım et sonra istediyin her soruya cevap veririm ablacım.
Christina: Ah doğru ya sen uzun yoldan geldin. Geç içeriye. (içeri geçerler) Pardon Alex. Karşımda uzun yıllar sonra seni görende şaşkına döndüm. Eee ne içersin?
Alex: Su olsun. Evet doğru söyleyorsun tam tamına 15 yıl oldu. Gitdiyimde küçük kız idin,ama şimdi ayıya dönmüşsün.
Christina: Ayı? Ayı sensin öküz. Hem öküzsün hem de ayıyısın. Neden orda olarken beni bile aramadın?
Alex: Lise,sınav,iş kurmak,işleri düzenlemek derken zaman bulamadım. Ama merak etme bundan sonra burdayım.
Christina: Diyorsun? Ben inanmıyorum. 1 yıl olsun şu bavulları nasıl buraya getirdinse kendinide ve bavulları da öyle aparacaksın.
Alex: Abla ya. Bu sefer doğru söyleyorum. Vallah.
Chrustina: Tamam inandım sana. Ee söyle bakıyım Ceyms de mi döndü?
Alex: Hı hı(su içerek cevap verir)
Christina: Orda napdı yani napdınız? Ceysmle aran düzeldi mi?
Alex: İş yapdık. Başka hiç bir şey.Aram da düzeldi.
Christina: O işlerin içinde başak iş de mi yapdınız?
Alex: Ne işi?
Christina: Kız işi kız.
Alex: Aman abla ya. Orda doğru düzgün kız yok. Hepsi salak. Ayrıca biz oraya iş için gitmişdik sevgili yapmağa değil!
Christina:Peki ya nereden burada olduğumu öğrendin?
Alex: Annemden öğrendim. 2 gün önce geldik ve gördüm sen yoksun. Sonra annem fareni kenara sıkışdıran gibi beni kenara keçib sıkışdırdı. Sonra da senin buraya geldiğini ve benim de ormana yani senin yanına gitmeyimi söyledi.Ben de bu fırsatı bırakmadan arabaya atlayıb geldim.
Christina: Hıı demek annen söyledi.
Alex: Aslında ormana gelmek fikrini iyi düşünmüşsün. Gürültüden uzak yerde sessiz sakin hayat yaşıyorsun.
Christina:Çooook sakin sessiz hayat yaşıyorum çooookk. Öyle sakin hayat yaşıyorum ki ormanda ilk günüm aksiyonlu sakin hayata başlanğıc yapdı.
Alex: Aaa noldu?
Christina: 20 tilki ile aksiyon zamanlar geçirdim de.
Alex: Ne?!(su boğazında kalar)
Alex: Öh... öh... Ne? 20 tilki mi?
Christina: Evet
Alex: Peki nasıl kurtuldun?
Christina: Kurd ve sihal sayesinde.
Alex: Bi yerine bi şey oldu mu?
Christina: Ayağım burkul ama iyiyim.
Alex: Oh iyi olduğuna sevindim. Ablacım sen hiç merak etme abin burda. Ben varken sana tilkini bırak hayalet bile dokunamaz.
Christina: Üfff Alex üf. Yine de başladın kahramanlığa.Hadi yukarıya çık yerleş. Ha bu arada kaç gün kalacaksın?
Alex: Bilmem planlamadım.
Christina: Tamam. O zaman çık yerleş sonra da aşağıya gel. Seninle bir sürü işim var.
Alex: Offf annem gibi bana kadın işlerimi yapdıracaksın?
Christina: Hadi,hadi uzatmadan çık yukarıya.
Christoferden:
Ormandaki evime geldim. İçeri keçib kendime kafve yapdım. Bir yandan kafvemi içerken bir yandan da kızı düşünüyordum. İnşallah bu ormanda başına bi şey gelmez ve kendini koruğı becerer. Yoksa bu ormanda sağ çıkamaz. Neden geldi ki o? Bu ormanda yaşamak onun için zor olacak. Aman boş ver onu. Zaten o bir insan kendini her türlü şekilde koruya biliyordu. Asıl sen kendini düşün christofer. Kurdlara bu yaraları nasıl açıklayacaksın? Bir yolu bul yoksa ellerinden kurtulmayacaksın. Ahhhh karnım. Tekrardan sana afferin christofer. Yarımsaat önce koskoca tabakda yemek yedin ve şimdi de yemek istiyorsun. Evde de bişeyler yok. Bari gidim ev için ormanda bi şeyler alıyım. (evden çıkar)
Christinadan:
Alex: Geldim. Ee napacam ben?
Christina: Tut şu sepetleri ben de şunları alıyım.
Alex: Sepetlerle napacaz ki?
Christina: Ormandan bi şeyler toplamaya gidiyoruz.
~2 saat sonra~
Alex: Çin işgencesi mi yapıyorsun mübarek? Ellerimde kollarımda ayaklarımda derman kalmadı. Artık eve mi gitsek?
Christina: Dur en sevdiyin meyveni de toplayak gideriz.
Alex: Toplamasak mı acaba?
Christina: Bak geldik işte. Ha tabii istersen geri döne biliriz. Benim için hiç bir sorun yok. Ama eğer çilek istersen benden ben vermicem. Gelib ormanın karanlık yerlerinden toplayıb yeyersin çileyini.
Alex: Of peki tamam toplayak. Ama çabuk bitirelim.
Christina: Zaten çabuk bitecek. Sonra da evde istediyin kadar uyuyarsın.
Alex: İstermisin?
Christina: Aaaa(ağzını açar)
Alex: Ayı
Christina: Sensin ayı.
Alex: Ben şu tarafı toplayım,sen de şu tarıfı topla
Christina: Emredersiniz başkanım.
Alex: He güzelll. Başkanım de bundan sonra. Çünki ben bir başkanım.
Christina: Sen şirketinde başkansın burda değil!
(her biri kendi tarafına geçer)
Alex: Abla
Christina: Efendim canım
Alex: Ben yokken beni çok özledin mi?
Christina: Ceymsi yok ama seni çok özledim. Hatta beni aramadığın için kızgındım sana.
Alex: Bundan sonra hep yanında olucam aşkım. (kısık sesle söyler)
Christina: Ne? Ne dedin canım?
Alex: Söyleyorum ki, hani ormanda korkunç hayvanlar seni kovalıyordu.
Christina: Vallah kovalıyordu.
Alex: Hı hı sen söyledin ben de inandım. Sessiz orman işte. Neden yalan söyledin?
Christina: Yalan söylemiyorum. İnanma zaten.
Alex: Yok desem ki,tilki ve ya kurd şimdi şu ağaçlıkdan çıkıb üzerimize doğru gelse inanırdım. Ama ormanda bir tane bile ne tilki gördüm ne de kurd.
Alex: Abla?
(ağaclıkdan korkunc inleme sesi gelir)
Alex: Ayı resmen ayı. İnsan parmağa diken girende böyle ses mi çıkarır?
Christina: Bana mı ayı dedin? Bak çoçuk ağzını toparla yoksa fena olur.
Alex: Sen onu boş verde barmağın nasıl oldu?
Christina: Ne parmağı? Parmağıma hiç bi şey olmadı ki?
Alex: Cidden mi?(ellerini alır ve tüm parmaklarına bakar)
Alex: Hiç diken batana benzemiyor. O zaman az önce kim ayı sesi çıkartdı?
Christina: Acaba sesler karnındaki sesler olmasın?
Alex: Çok komik. Ayrıca ben acıkmadım.Yoksa....
Christina: Sus söyleme!(ağzını kapatır)
(tekrardan o sesler gelir)
Alex ve Christina: Aaaaaaaaaaaaa