1.Bölüm

30 4 0
                                    

Sonunda o gün gelmişti. Toplam da on beş krallığın prensesleri ve prensleri eğitimini tamamlamıştı. Bu öyle normal bir okul değildi. Prenslere savaş eğitimi, at kullanma eğitimi gibi eğitimler veren; prenseslere nezaket kurallarını öğreten bir okuldu. Eğitimini tamamlayan her prenses gibi Valerie'de krallığına geri dönüyordu. Çamura basmamak için dikkatlice at arabasından indi. Abileri de sırasıyla sarayın önüne geliyorlardı. Onları beklemeden saraya doğru yürüdü. Onun için açılan kapıdan içeri girdi. Biraz daha ilerlediğinde kral Arthur ve kraliçe Patricia 'yı gördü. Reverans yaparak onları selamladı. Hemen arkasından abileri de selam verdi. Kendileri için hazırlanan masaya oturdular. En son sekiz yıl önce bu masada beraber yemek yemişlerdi.

"Uzun zaman oldu."

Kral Arthur' un sözüyle herkesin başı ona doğru döndü.

Kraliçe sakin bir şekilde "evet", dedi.

Herkesin başı sessizce tabaklarına geri döndü. Burada kesinlikle bir aile sıcaklığı yoktu. Donovan hariç kimse döndüğüne memnun değildi. Küçüklüğünden beri Donovan'a hep daha iyi davranılırdı. Çünkü kraliçenin tek veliahtı Donovan'dı. Diğer veliahtların anneleri ölmüştü. Kraliçe Patricia tek tek hepsini öldürtmüştü. Gerek zehirleterek gerek hançerle...

Valerie yutkundu. Onların sesini duymak içindeki intikam ateşini harladı. Midesi bulandı. Ne kadar masadan kalmak istesede kalkamazdı. Kral ve kraliçe kalkmadan masadan kimse kalkamazdı. Kral Arthur Valerie'ye döndü.

"Eğitimini tamamladın. Artık evlenebilirsin."

Valerie kralın ondan kurtulmak istediğini biliyordu. Ama bu kadar çabuk olacağını hiç düşünmemişti. Daha saraya geleli yarım saat bile olmamıştı.

Kral Arthur sözüne devam etti, "iki güne meydan hazırlanır. Sırasıyla diğer krallıkların veliahtları seninle evlenebilmek için yarışacaklar."

"Siz nasıl uygun gördüyseniz", dedi. Thunder ona bir şekilde yardım ederdi. Tek sorun onunla nasıl iletişim kuracağıydı. Kuşla mektup mu göndermeliydi? Sinirden elindeki bıçağı sıkıyordu.

Kraliçenin doyduğun anlayınca Kral Arthur kraliçeyle beraber ayağa kalktı. Onun ayağa kalktığını gören prenses ve veliahtlar da ayağa kalktı. Kral Arthur "odalarınıza geçip, dinlenebilirsiniz", dedi. Bir hizmetli - kabaca bir köle- Valerie'ye odasını gösterdi. Valerie ona kibarca teşekkür edip odasına geçti. Genellikle beyaz ve grinin hakim olduğu bir odaydı. Üstünü değiştirdi. Sarayda pek rahat şeyler giyemese bile daha sade bir şeyler giydi. Yatağa uzandı. Biraz dinlenmek istiyordu. Bu sarayı hiç özlememişti. Katı kurallardan nefret ederdi. Belki de bu yüzden hayatı boyunca bu kurallara mahkumdu. Gözleri hafifçe kapandı. Kendini uykunun kollarına çoktan bırakmıştı.

° ° °

Kapının tıklanmasıyla gözlerimi yavaşça açtım. Sabah olmuştu. Kapıdaki hizmetli on dakika içinde kahvaltıya inmem gerektiğini söyledi. O lanet masaya tekrar oturacaktım. Annemin katillerine boyun eğmek zorunda olmak o kadar iğrenç bir histi ki. O anlara şahit olduğumda daha altı yaşındaydım. İçimdeki öfke göz yaşına dönmeden kendimi topladım. O anları hatırlamak sadece bana acı veriyordu.

12 Yıl Önce

Küçük kız bahçeden kopardığı mor çiçeği elinde sarayın merdivenlerini çıkıyordu. Annesine çiçek koparmıştı. Sevinçle odaya daldı. Annesi odasında değildi. Sarayda annesini aramaya başladı. Kapısı aralıklı bir oda gördü. İçeriyi dinlemeye başladı.

"Beni zehirlemeye çalıştın ölmedim. Peşime katil taktın ölmedim. Peki beni nasıl öldüreceksin?"

Annesinin sözleri kafasını karıştırmıştı.

TAHT OYUNUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin