1

514 46 29
                                    


25 yaşına yeni basmış biri olarak dedektif olmak gerçekten zordu. Bu işte adımlarım bebeklerle aynı olsa dahi istediğim bir şey değildi. Açıkçası bu mesleğe uygun olduğumu bile sanmıyordum. Yine de babamın başının altından çıkan bir şeydi. Beni küçüklükten beri bu meslek için hazırlıyordu. Vücudum ona göre gelişmiş olsa dahi istediğim meslek hala daha bu değildi. Ben şarkı söylemek istemiştim.

Özgürce dünyayı dolaşmak ve bu kanlı işten uzak durmak... Yine de bir yandan adrenalinin vücudumda bıraktığı etkiyi seviyordum. Açıkça hoşum gidiyor beni ayakta tutuyor olmasına bayılıyordum. Belki zamanla bu mesleğe alışabilirdim. Önümdeki dosyalara göz gezdirirken bunun yalan olduğunu biliyordum. Pek fikrimi değiştiren biri olmadığım için böyle kesin konuşuyordum.

Şu anda önümde duran dosyalardan oldukça fazla bunalmıştım. Kalkıp dışarı çıkmak, adımlarım beni nereye götürmek isterse oraya gitmek istiyordum. Ama kader sadece ofisten tuvalete, tuvaletten de kahve makinesine adımlamama izin veriyordu. Ki bu da adrenalin seven vücudum için büyük bir işkenceden başka bir şey değildi. Yine aynı rotamı takip ettikten sonra dosyaların başına çökmüştüm.

Açıkça benden daha deneyimli ve yaşlı olanlar bana köşeden kıs kıs gülerken sinirlerim yatışmıyordu. Baş komiser olan babam bana görev vermek yerine pişmem için küçük işlerle ilgilenmemi istiyordu. Oysa araştırma yaptığım birçok tezim vardı. Ama Chan hala daha küçük ve akılsızdı. Kendi kendime homurdanırken köşedeki yaşlı bunakları görmezden gelmeye çalışarak işime odaklandım.

Çok önemli olan olaylardan biri de yaşlı bir teyzenin çantasını kaybetmesiydi. Tabii bu da yaşlı ve unutkan oldukları için kamera kayıtlarına bakmamın yeterli olacağı anlamına geliyordu. Elimdeki tükenmez kalemin ucunu ısırmayı bırakıp köşedeki yapışkan mavi ayracın üstüne kamera kayıtları yazdıktan sonra diğer dosyaya geçtim. İşim başımdan aşkın olmasa dahi düzenle yapmaya özen gösterirdim.

Sabahtan beri bütün dosyaları ayırıyordum ve tam tamına yirmi yedi tane kamera kayıtlarına bakmam gereken dava çıkmıştı ki elimdekiyle bu sayı yirmi sekize ulaşmıştı. Ayrıca daha ifadesi alınması gereken kişiler, kayıp davaları için şüpheliler aranmalı ve- Düşünce akışımı bozan şey boğazını temizleyen bölüm amirim Lee Minho'ydu. Düzenli çalışmama bakıp gülümsedikten sonra başıyla kendisini takip etmemi söylediğinde bu karara boyun eğmiştim.

Genelde konuşkan olmayan amir Minho yüz ifadelerinden anlayacağınız düz bir insandı. Bazı zamanlar için oldukça tuhaf davransa da idare ediyordum. Belki de olduğum bölümde sevdiğim tek kişi olabilirdi. Babamın kapısını çaldıktan sonra beni içeri gönderip kendisi girmemişti. Buna şaşırsam da babamın önünde eğildim. "Beni istemişsiniz efendim."

"Ah, hoş geldin Chan." Babam elindeki dosyayı bir kenara koyduktan sonra üstünü güzelce düzeltmiş, düzgün olan bir şeyi daha nasıl düzeltebilirse, masanın yanındaki sandalyeye oturmamı işaret etmişti. "Seni önemli bir görev için çağırdım. Oldukça tehlikeli ve dikkat gerektiren bir görev." Kaşlarım çatılırken önüme gri renkli bir dosya koymasını izledim. Açıkça tehlikeli olmalıydı çünkü böyle bir dosya rengi gördüğümü hatırlamıyordum.

"Adamımızın ismi Seo Changbin."


Çok ciddiyet beklemeyin.. genelde birinci kişi ağzından yazdığımda ciddiyet yok oluyor çünkü dımxdzkfjgsdşoıfjsşo 

ama yine de yeri gelince ciddi olacağım

ama yine de yeri gelince ciddi olacağım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

bizim haşmetli seo changbin

tag, you're it, binchanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin