3

231 37 42
                                    

Gözlerim şaşkınlıkla aralanırken olayın ciddiyeti kafama dank etmişti. Yani söz konusu adam her an her yerden çıkabilirdi. Bu yüzden bakışlarımı ciddileştirdikten sonra Jeongin'e içeri girmelerini işaret ettim, sonra silahımı indirip yavaş adımlarla karşılarına geçtim.

"Dediğiniz kişiyi tanımıyorum. Sadece şunu söylemek isteri-"

"Hey! Beni mi arıyorsunuz salaklar?"

Şaşkınlıkla sözümü kesen kişiye baktığımda yanında üç adamla birlikte duruyordu ve o kadar aptaldı ki korunmasız bir şekilde kendisini altın tepside sunuyordu. Ben de zeki olduğunu sanmıştım. Onaylamayan bir ses çıkardıktan sonra silahına davranan ilk adamın üstüne atlayıp silah tutan elini dizime geçirip düşürmesini sağladım.

Eğer amir oğluysanız hayatınızdaki bir diğer avantajınız yakın dövüş sanatında usta olduğunuzdu. Yani karşımdaki adam saniyesinde burnu kırılmış bir şekilde yatarken tek yaptığım elimi sağa sola savurmaktı. Pislik herif. Burnuna istediğimden daha sert vurmuştum. Bakışlarımı kaldırdığımda bana bakan iki çift göz gördüm. Gözlerinde mavi lensler takılıydı ve saçları alnının iki tarafından şekilli şekilde ayrılmıştı.

Çekici görünse de benim hedefim işleriyle alakalıydı. Bu yüzden evin kenarında durup herhangi bir adamın gelme ihtimaline karşı tetikte durdum. Zaten yerdeki adamın halinden sonra kimsenin yanıma gelmeye cüret edeceğini sanmıyordum. Böbürlenip gülerken çocukların dışarıda durmuş bana tezahürat yaptığını fark etmemiştim.

"İnie!" Kınayıcı bakışlarım onu bulurken sadece omuz silkmekle yetinmişti. Aera bacağıma yapıştığında dikkatim dağılmış şekilde onlarla ilgilenmeye başlamıştım. Bu yüzden biri arkamda tetiği çektiğinde silahıma davranmak üzereydim. "Sakın yapma." Soğuk ses tonu bir küfür savurmama sebep olurken ellerimi kafamın hizasında tutup yavaşça ayağa kalkmıştım.

"Merhaba." İçten gelen bir gülümseme sunduktan sonra yavaşça geri adımlayıp çocukları bacaklarımla geriye itmeye çalışıyordum. "Gitsenize! Bela mı arıyorsunuz?" Onlara bakıp azarladığımda bakışları sadece Seo Changbin'deydi. Yok bu çocuklar ciddi manada ciğer yemiş. Elinde silah vardı ve ben şu an tamamen korumasızdım.

"Şu an üstünlük onda öyle bakmanız onu etkilemeyecek pis bücürler." Ayağımı dişleyen Hye ile çığlığımı yutmak zorunda kaldım. "Biz senin efendiniz. Bizimle doğru konuş!" Tam ağzımı açıp sırası olmadığını söylemek üzereydim ki gelen kıkırdama sesi diyeceklerimi yutmama sebep olmuştu. Kabul ediyorum, çok güzel bir sesi var. Sadece güzel değil, çok fazla güzel. 

"Neden gülüyorsun? Canına mı susadın?" Aeara bir adım öne çıkıp ona kötü bakış atarken eğlenmiş görünüyordu. Yok ben bu bücürleri fazla dik kafalı eğitmişim. Daha sonra Binna öne çıktığında elleri belindeydi. "O senin hayatını kurtardı. O adamın burnunu kırmasaydı, ölebilirdin."

Hye de onu doğrular şekilde öne çıktığında çocukların arkasında kalmıştım. Tam tersi olması gerekiyordu. Hüsrana uğramış bir şekilde nefesimi verdiğimde yerimde tepinmek üzereydim. "Sizi bu kadar kendime benzetmemeliydim." Diye mırıldandığımda yediğim üç öfkeli bakış ağzıma görünmez bir fermuar çekmeme sebep olmuştu. Bazen benim çocuk onların yetişkin olduğunu düşünüyordum.

"Tamam, ona bir zarar vermeyeceğim. Sadece sormak istediğim birkaç soru var. Daha sonra tamamen bırakacağım."

"Tamam."

"Gözüm üstünüzde."

Gözlerimi devirdikten sonra adımlarımı ona doğru atıp ilerlemesini bekledim. Benden biraz kısaydı. Ama yine de vücudu daha yapılı görünüyordu. Tabi ki görünecekti! Sonuçta param çok olsaydı ben de elbet güzel bir spor salonuna giderdim. Her neyse. Kendine gel Chan! Ciddi yüz ifademi büründükten sonra azıcık ilerleyip durduk. Bakışları bana döndüğünde kısaca üstümde dolaştı.

"Kimsin sen?" 

"Bu seni neden ilgilendirsin?" Ağzımı tutamayarak tek kaşımı kaldırdığımda sadece sırıtmakla yetinmişti. Açıkça eğleniyor gibi bir hali vardı ki bu benim hoşuma gitmemişti. Bu yüzden baygın bakışlarım yüzünde kısaca dolaştı. Ne istiyordu şimdi benden? Teşekkür etmesi yeterliydi. 

"Cevabını bekliyorum bebeğim." 

Taktığı takma ad yüzüme sıcaklık gitmesine neden olurken kaşlarımı çatmıştım. Bana neden böyle sesleniyordu? Açıkça rahatsız olmuştum. Ya da gey olan bir yanımın açığa çıkması hoşuma gitmemişti demek daha doğru olabilirdi.

"Chan."


evet bölüm sadfşoasdjfoısfj

tag, you're it, binchanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin