Mitsuko'nun bakış açısı
Bugün gitmeden önce onu gördüm. Savaş gereçlerinin içindeydi ve gözüm korkmuştu. Neden olduğu hakkında hiçbir fikrim yoktu. Onu böyle görmemiş gibi değildim ama nasıl davrandığına eklenen durum, duyguyu yoğunlaştırdı.
En ufak bir korkmuş gibi görünmese de onun için gergindim.
Buna alışıktı ve ben ona gunbaisini verirken titriyordum.
Almadan önce ona baktı ve doğrudan gözlerimin içine bakarak, "Benden daha gergin görünüyorsun..." dedi.
Başımı salladım, "Senin için korkuyorum."
Kıkırdamadan önce bana baktı, "Bir şeyi birçok kez yaptıktan sonra doğal hale geliyor. Eminim bu, anıları geri getirecektir."
Ona sarılmadan önce kaşlarımı çattım, "Güvende ol," dedim.
Başını salladı ve uzaklaşmaya başladı ama onu durdurdum.
"Ne?" dedi.
Ona hızlı bir öpücük vermeden önce ellerimi omuzlarına koydum. Yumuşak bir öpücük bıraktım dudaklarına.
Gözleri genişledi ve konuşmadan önce kıkırdadı, "Zetsu," dedi.
Birdenbire ortaya çıktı.
"Ona iyi bak," dedi.
Ben onun uzaklaşmasını izlemeden önce Zetsu sadece başını salladı.
O ve Obito gittiler ve ben bu garip beyaz adamla kaldım.
Zetsu'yu tanımak için fazla zaman ayırmamıştım, bu yüzden onun nasıl biri olduğu hakkında hiçbir fikrim yoktu ama gördüğüm kadarıyla tam bir ucubeydi.
Katları falan karıştırdı ve belirli zamanlarda beni izlediğini gördüm. Beni gerçekten ürküttü. Burada Obito ile bırakılmayı tercih ederim.
iç çektim İyiydi.
Tavana ve sonra yanıma bakarken sessizce yatakta uzandım. Onun sıcaklığını özledim. Şu an ona sarılmaktan başka bir şey istemiyordum.
Elini tutup göğsüne yatmak istedim.
Dışarı çıkmama izin verilip verilmediğini merak ettim.
Başımı salladım, Zetsu odamın kapısının önündeyken ve Madara ona kaçmama izin vermemesi için katı emirler vermişken değil. Her zamanki gibi, bana karşı dikkatliydi.
Onu sığınaktan çıkmaya zorlamamın bir yolu olup olmadığını merak ettim. Yakınlarda bir acil durum mu var? Bir şey. Bir fikir için beynimi zorladım ve bir süre sonra aklıma bir fikir geldi.
Önce dışarıdan belli bir bitki almam gerekiyordu. Tam bahçedeydi.
Şu an hazır değildim ama yakında olacaktım. Belki de kendimi topladığım günlerden günler sonra.
Hemen planı uygulamaya koymak için hazırlanmaya başladım.
"Zetsu-san."
"Bahçeye gidebilir miyim?"
Korkunç bir sessizligin ardından "Tamam" diye cevap verdi.
Ürperdim. O ürkütücü soğukkanlı sesiyle oradaydı. Onunla ilgili her şey beni ürpertiyordu.
Muhtemelen hala beni izlediğini bilerek oraya yürüdüm.
Neredeydi? Neredeydi? Orada kırmızı mürekkep üreten koyu kırmızı bir bitki vardı.
Berbat kokmalarına rağmen kokluyormuş gibi yapmadan önce hepsini topladım.
Kapıyı kilitlemeden ve neşe içinde zıplamadan önce onlarla birlikte içeri girdim.
Planımı başlattım ve işe yarayacağına inandım.
"Zetsu," dedim sesim zayıftı.
"Ne?"
"Buraya gelebilir misin?"
Kapı yavaşça açıldı ve Zetsu oradaydı. Beni orada görünce bir adım geri çekildi.
"Aman Tanrım" dedi.
Koyu kırmızı lekelerle kaplandım.
"B-bulaşıcı."
Hemen geri adım attı, "Amara bitkisini bulmama yardım et. O Konoha'da... eğer yapmazsan ve ben ölürsem... Madara büyük ihtimalle seni öldürür."
Bu onu ikna etmişe benziyordu çünkü saklandığı yerden hemen çıktı.
Yere düştüğünü görür görmez sırt çantamı aldım ve sığınağın dışına çıktım.
Gidip Madara ile buluşacaktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
trough it all; madara x reader
Teen FictionMadara Uchiha'nın Aşk Hikâyesi :) bir çeviri kitabıdır. kurgunun asıl sahibi: @Jewleya