"Hadi Potter!"
Draco Uçtuğu süpürge üstünde Harry'e bağırdı.
"Seni yine sahaya gömeceğim Malfoy!"
"Görürüz Potter! "
"Draco biraz sakin ol. " kıkırdadı Nott. "Aşkının sinirini bozma. "
"Kapa çeneni Theo. Arkadaş olsak bile bu onu Quidditch'te yenmeyeceğim anlamına gelmiyor. "
"Peki peki. "
"Malfoy! Hadi ama seni bekliyorum! "
Draco bunun üzerine Harry'e doğru uçtu.
"Demek öyle Potter? "
"Evet gel ve beni yenmeyi dene! "
Harry üstüne doğru gelen Draco'yu görünce kendi de hareket etmeye başladı. Snicth'i ararken bir yandan da Draco'ya geçit vermiyordu.
"Noldu Malfoy? " Sırıttı Harry.
Draco bir şey demeden alçalıp Harry'nin önüne geçti.
"Noldu Potter? "
"Görürsün sen! "
Harry de Draco da yan yana uçuyordu. Tabi arada birbirlerinin yolunu kesmeye çalıştılar. İkiside inatçıydı ve bu inadın biteceği yoktu.
Harry gözlerini kıstı. Uçan Snicth'i gördü. Hızlıca ona doğru uçtu. Birden karşısında Nott'u gördü.
"Nereye Potter? " derken Draco' ya işaret verdi. Draco da işareti alıp Snicth'e doğru uçtu.
"Hey! Ama bu olmaz ki! "
"Oldu bile Potter! " dedi Draco elinde Snicth'i tutarken. "Bugün bir tarih yazıldı! "
"Nott olmasa kazanırdım. "
"Belki oda şansa. "
Tüm oyuncular yere inip soyunma odasında üstünü değiştiriyordu. Harry hem çok fazla hareket ve sıcak yüzünden kızarmıştı. Duş almaya karar verdi. Üstünü çıkarıp duşa girdi. Draco ise o anda üstünü değiştiriyordu. Yutkundu. Şu anda Harry ile birlikte o duşun altında olmayı çok isterdi.
"Hey Malfoy. "
"Noldu Potter? "
"Tebrikler. Maç için. Çok iyi oynadın."
"Sağol Potter. Sende iyi oynadın. "
"Nott olmasa kazanırdım değil mi? "
"Olabilir. Harry Potter'a karşı kaybetmek büyük bir şeref. "
Güldü buna Harry.
"Rövanş ister misin? "
"Olabilir."
"Bu sefer seni yeneceğim. "
"Bu rekabete bayılmıyor değilim. Arada hoşuma gidiyor. "
"Benim de. "
"Yenince hoşuna daha çok gidiyor. "
"Kesinlikle." Harry duşunu bitirip havlu ile beraber çıktı. Kabine girdi.
Draco ise suratı kıpkırmızı bir şekilde çıktı.
"Rövanş maçında iyi şanslar. "
"Sanada."
*
"Aferin sana Draco. ""Ah Pansy o duşun altında olmak vardı onunla... "
"Draco! Seninle Potter hayalleri konusunda ne demiştik? "
"Toplum içinde söylemem gerektiğini. Ama ne yapayım. "
"Mesela bunu burda söyleme. "
"Ortak salon toplum alanı mı ya? "
"Evet."
"Of yaa. Şu Potter benim cazibemi görmüyor. "
"Nasıl görsün Draco? "
"O kadar şey yaptım. "
"Ağaçtan laf atmak olmuyor Draco. "
"Pff."
"Merak etme eninde sonunda anlar. "
"Umarım."
"Hey bir şey diyeceğim. Onla beraber Hogsmade'e falan git. Neyi sevip sevmediğini öğren. Yakında Potter'ın doğum günü. İşimize geliyor. "
"Pansy sana sahip olduğum için çok şanslıyım. "
"Bir şey değil Draco. "
*
Draco kapısının çalınması ile uyandı. Kalkıp kapıyı açtı."Potter? Buraya nasıl geldin? "
"Parkinson açtı kapıyı bana. Her neyse gel hadi. Gryffindor masasında yiyelim. "
"Gerçekten mi? "
"Evet. Kimse bir şey diyemez merak etme. "
"Tamam o zaman. " Draco hemen gidip yüzünü yıkadı. Sonra üstünü giyinip Harry'nin yanına gitti. Beraber Gryffindor masasına gittiler. Önce herkes bir şok yaşasa da çok sürmedi.
*
"Üzgünüm Harry Gelemem biliyorsun.""Sorun yok Çocuklar. Aile eğlenceniz iyi geçer umarım. "
"İstersen ben gelirim Potter. "
"Gerçekten mi? "
Göz devirdi Draco. "İşim de var orda."
"Peki yarın Gideriz Hogsmade'e. "
"Tamamdır."
Selam.
Bu bölümü dışarda yazdım lan helal bana. O yüzden yazım hatası varsa kusura bakmayın.
İyi okumalar oy ve yorumları bekliyorum.