minho-jeonginminho
jeongin
konuşabilir miyizjeongin
jisungu inşaat alanına çağır
çatı katınaminho
ilk önce benimle konuşmalısınjeongin
hyung lütfen
bekliyorum_
Sert tuğlalara dayadığım sırtımın acımaya başlamasıyla yerimden kalkıp duvarın kenarına oturdum.Siyah eşofmanım inşaat kumuna bulanmıştı.Hava esiyordu ve araba sesleri insana huzur veriyordu.Saçma gelebilirdi ama hoşuma gidiyordu sesler.Uzattığım bacaklarımı sallarken sert bir rüzgar esti ve gözümde tutunmaya ant içmiş gözyaşını akıttı.Daha sonradan çatının kapısı açıldı ve adım sesleri yerdeki tozlarla daha da keskinleşti.
Jisung'un geldiğini biliyordum.Kokusundan biliyordum onu.Arkadaşımı-bunu söylemem ne kadar doğru bilmiyorum ama-iyi tanıyordum.Aynı benim gibi oturdu yanıma.İkimizde karşımızdaki köprüden geçen arabalara ve ışıklarına bakıyorduk.Aslında konuşuyorduk.Sadece birbirimizi duymuyorduk.
"Korktun mu?"dedim gözlerimi köprüden çekmeden.Bakamazdım ona.Utanmıyordum.Belki utanmalıydım ama Minho Hyung'a olan hislerimden dolayı utanmıyordum.Dur diyemezdim duygularıma.Desem bile dinlemezlerdi. "Neden?"dedi o da aynı şekilde köprüye bakarken.Burnumu çektim.
"Neden korkayım?"diye sordu tekrardan. "Ben korktum."dedim.Sesim istem dışı kalın ve boğuk çıkmıştı.Boğazım ağrıyordu.Hasta değildim.Sadece kelimelerim ve nefesim boğazımda tıkılı kalmıştı.
"Kendimden korktum."bana baktı.Uzun bir süre süzdü beni.Bir şey diyecek sandım ama hiçbir şey söylemedi.Dudaklarını bir iki kere aralasada konuşamadı.Şaşkındı.
"Onun hakkında ne biliyorsun?"bu cesaretim nereden geliyordu bilmiyorum ama sözlerim kendiliğinden çıkıyordu dudaklarımdan dışarı.Şimdi konuşmazsam bir daha asla konuşamazdım.Şimdi burda onunla olmasam bir daha asla aynı yerde bulunamazdım onunla.Hâlâ susuyordu.Sanki sadece benim konuşmalarımı dinlemek için gelmiş gibiydi.Oysaki ben bana kızmasını beklemiştim.Bunu nasıl yaptığımı falan sorar,nefretini yüzüme vurur sanmıştım.Ama o sadece susup dolu gözleriyle önüne bakıyordu.
"Aslında kitap okumaktan nefret ettiğini,ama sadece sen sevdiğin için seviyormuş gibi yaptığını biliyor musun mesela?"bir süre konuşmaya ara verip nefes aldım.Sanki yanımdaki en yakın arkadaşım değil de düşmanım vardı.Oysaki biri düşmanından nefret ederdi.Ama ben,düşman olarak adlandırdığım kişiyi çok seviyordum.Belki de kıskanıyordum onu.Minho Hyung'la yapamadıklarımı yaptığı için imreniyordum ona.
"Ya da içtiği sigaranın izmaritini çiçek saksılarına atmasının nedenini?"daha bilmediği çok şey vardı.Ve ben hepsini ona anlatacaktım.Duygularım soğumalıydı.İçim ferahlamalıydı. "Gerçi,"dedim ve ona baktım.Tam o da bana bakacakken çektim bakışlarımı. "Sen onun sigara içtiğini de bilmiyorsun."evet bilmiyordu.
"Bırakmıştı içmeyi."dedi en sonunda.Histerik sesli bir gülüş bıraktım ortama. "Bırakmıştı.Üç dört hafta hiç içmedi.Ama daha sonradan içtiğini gördüm.Bana yalvardı sana söylememem için.Onu bırakacağını düşünüyordu.Cidden,cidden onu sadece sigara içtiği için bırakır mıydın?"bu sefer bakakalım ona.Ne bir onay ne de bir red belirtmiyordu.Hareket dahi etmiyordu.Gerçekten de sigara içtiği için bırakacak mıydı?
"Seninle her buluşacağınca üç dört kez duş alıyor.Defalarca kez dişlerini fırçalıyor.Bir sürü gargara kullanıyor.O gün sigara içerken giydiği kıyafetleri defalarca yıkıyor.Tonlarca parfüm sıkıyor."gülümsedim.Hyung,Jisung'u gerçekten güzel seviyordu. "Hepsini senin onu bırakmaman için yapıyor.Hepsini sigara içtiğini fark etme diye yapıyor."
"Gitar çalmaya senin için,onu daha çok sevmen için başladığını,Hyung'un kiraz yemeyi çok sevdiğini ama senin alerjin olduğu için onun da yemediğini biliyor muydun?"
Burnunu çekmesiyle ona aniden baktım.Ağlıyordu.Tek eliyle yüzünü kapatmış hıçkırarak ağlıyordu.Onun sakinleşmesini beklerken put gibi karşıya bakıyordum.Son kez burnunu çekip sesini çıkardı.
"Bekleseydin.Hislerinin bitmesini bekleseydin."dedi.Bana bakıyordu.Ben de ona baktım. "Ben hayatım boyunca hep bir şeyleri bekleyip durdum."şimdi göz gözeydik.Ayağa kalktı.O ayaktayken yerden ona bakıyordum.
"Bana söyleseydin! Ondan hoşlandığımı söylediğimde bana söyleseydin.Onu seviyorum ondan uzak dur deseydin.Ne yapacaktım?Seni umursamayıp Minhoyla konuşmaya devam mı edecektim Jeongin?"bağırıyordu.Sesi,arabaların sesiyle karışıp rüzgarla yelleniyordu. Aynı şekilde ben de ayağa kalktım onun gibi.Karşısında dikildim. "Sizi tanıştıran benken nasıl uzaklaştırabilirdim ki sizi?Birbirinizi severken,sadece kendi boktan hislerim yüzünden nasıl sizi ayrı bırakabilirdim Jisung?İkiniz de birbirinizi seviyordunuz,değer veriyordunuz.Ben sana dur desem ne fayda edecekti?Minho Hyung seni deli gibi severken ben ne yapacaktım?"
"Ben sizin yanınızda hiçbir şeyim."dedim ve gözyaşlarımın akmasına izin verdim.Başımı eğdim.Yüzümü ellerim arasında bir süre beklettim.Telefonumun sesiyle kendime geldim ve Jisung'a baktım.Yere çökmüş ağlıyordu.
"Efendim?"ve Minho Hyung'un sesi duyuldu. "Köprünün yanındaki taşlık alana gel."dedi ve telefonu kapattı.Jisung'u burda bırakmak istemiyordum ama yapabileceğim bir şey yoktu.Yanına gittim.
Bir anda bana sarıldı ve hıçkıra hıçkıra ağlamaya devam etti.
"Lütfen.Gitme Lütfen.Özür dilerim.Çok özür dilerim.Böyle olmaz Jeongin.Ne yapacaksın?Bizden gidip ne yapacaksın?Ben ne yapacağım?Senden başka kimsem yok inanabileceğim.Lütfen Jeongin."neden özür diliyordu?Asıl benim özür dilemem gerekirken neden bana yalvaran oydu?
"Jisung,yapma."ellerimi sırtına çıkartıp okşadım.İşte şimdi utanıyordum.Az önce hunharca sözler söylediğim çocuk şimdi hiçbir şey yapmamışım gibi bana sarılıp,sığınıyordu.Utancın en ücra köşelerinden daha da yere düşüyordum.
Ondan ayrıldım ve yüzünü ellerim arasına aldım.Yanaklarını okşarken bir yandan da akan göz yaşlarını siliyordum. "Hyung'la konuşacağım."dedim ve ayağa kalkıp çatının kapısını açtım. "Gitmeyeceksin..."gözlerime yalvarırcasına baktı. "değil mi?"
Cevap veremedim.
Çatıdan çıktığım gibi yüksek merdivenlerle yüzleştim.Onun yanında biriktirdiğim göz yaşlarımı o merdivende döktüm.Ve derin bir nefes alıp gülümsedim.Bitmişti.Gerçek anlamda bitmişti.
-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
cigarette flower || jeongho
FanficÜvey abisine aşık olan Jeongin ve evlilik hazırlıkları yapan Minho. Kısalan sigarasını yere çöküp kayalıkların arasına çiçek diker gibi dikti.Bir süre daha gözlerimi kayalıklarda gezdirdiğimde aynı şekilde dikilmiş onlarca sigarayı gördüm. Buraya i...