Bir Mucize Olsun " Tek Hece"

7. Var mısın?

Beş gün sonra

"Seni anlamıyorum, herşey gözlerinin önünde yaşandığı halde neden hala direniyorsun? Anlıyorum tabiki de ailen ama bizi de düşünmen gerekmez mi? Olmuyor işte bak, her yolu denedik vermiyorlar seni rızaları yok. Sana son kez soruyorum Seher, onların kölesi olup senin için buldukları adamla mi evleneceksin, yoksa benimle mi geleceksin? Düşün hadi, bir saatin var ve daha fazla vaktim yok gitmeliyim. Ya bir saat içinde kararını verir benimle gelirsin ya da ailenin seçip hayatın boyunca " keşke" diyeceğin bir hayat yaşarsın. Karar senin zorlamıyorum ben seni. Ben elimden geleni yaptım zorla da götüremem seni. Sen kendi iradenle  secimini yapacaksin hemde şimdi?"

"Şafak?"

" Sadece sonucu duymak istiyorum Seher."

"Tamam. Tamam ama önce Güler annemin yayına uğramalıyız."

"Ara Seher, vaktimiz yok!"

"En azından bir vedayı hak ediyor Şafak lütfen?"

"Seher'im? Ya Allah aşkına anla beni de, hiç zamanımız yok ve benim seninle ya da sensiz gitmem gerek. Ya benimle gelirsin ya da, belki de sonsuza kadar Şafak ve Seher diye biri olmaz artık."

"Tamam arıyorum!" Dedi Seher ve Güler annesinin numarasını çevirdi. Karşıdan gelen ses ile hemen konuya girdi... " Güler anne hakkını helal et olur mu? Biz gidiyoruz!" Dedi giderek kısılan ağlamaklı sesiyle.

"Nereye gidiyorsun kızım, ağlıyor musun sen?" Dedi Güler hanım ve Seher den ses gelmeyince tekrarladı... "Seher neler oluyor kim var senin yanında bir sorun mu var? Korkutma beni kızım?"

"Yok Güler anne. Şafak yanımda" demesiyle Güler hanım lafa girdi... "Himm anladım anladım. Demekki oğlan senin hiç bir şey yapamayacağını, o yumuşacık kalbinle kimseyi kıramayacağıni anladı. Şimdi de seni götürüyor değil mi? Ne diyeyim kızım helal olsun. Hiç durma git Seher'im mutlu ol artık. Buradakilere hiç birşey olmaz emin ol. Ama eğer sen gitmezsen bu çurkurda boğulur gidersin. Sevdiğine git kızım kendin için yap bunu. Hakkım sana helal olsun. Sözüm olsun düğününe de geleceğim kızım."

Seher, Güler annesinin sözleriyle gözyaşına engel olamadı. Annesinden duymadığı sefkati sevgiyi hep bu kadında bulmuştu. Şimdi ise sözde ailesinden ayrilmaktan degil de Güler hanımla vedalasamamamak üzüyordu onu.

"Tamam annecim gidiyorum ama sözünü unutma olur mu?"

"Tamam kızım. Güler anne sözü "

"Ben çok korkuyorum Şafak. İlk kez ailemden mahallemden ayrılacağım. Tamam seninle bir gelecek için mutluyum ama içim çok buruk , kırgın ve bir yanım hep bir çare arıyor bu olanlara. Keşke böyle olmasaydı. Keşke Herşey daha güzel olsaydı. Neden bilmiyorum ama her konuda tereddütlerim var ondan sanırım sağlam bir adım atamamam. Şimdiye kadar kararlarımi hep ailem annem verdi benim adıma. Şimdi ise böyle büyük bir karar vermekten çok kotkuyorum. Hem istiyorum hem kafam da bir sürü soru isereti var!"

" Bir dakika, bir dakika. Soru işareti derken? Bana karşı kafanda en küçük bir soru işareti varsa söyle Seher. Bu iş öyle en küçük soru işaretiyle sahi olsa yola çıkılacak basit bir konu değil. Eğer şimdi benimle gelecek ve birlikte bir hayat kuracaksan koşulsuz şartsız birbirimize inanıp guvenmeliyiz. Nedir benimle ilgili tereddüdün? Söyle bana çözelim şimdi güzelim. Çekinme şöyle."

"Bilmiyorum Şafak. Evet yıllardır hep aklımdaydın ama dediğim gibi üzerinden yıllar geçti. Biz çocukluğumuzda seninle hep birbirimizi anladık. Daha doğrusu sen beni anladın. Ama şimdi büyüdük. Seni hiç tanımıyorum. Hayalimde ki kadarsın Şafak. Bende senin için öyleyim. Birbirimiz hakkında hiç birşey bilmiyoruz, tanımıyoruz bile."

"Yani? Ne yapmalıyız Seher söyle bana? Çekinme şöyle, sen ne istersen o olsun ısrar etmeyeceğim artık sana. Haklısın tabi. Şuan yeni bir hayata adım atmak izeresin ve karşında hiç tanımadığın, sadece çocukluk okul arkadaşın var değil mi? Şimdi düşünüyorsundur, ben ne yapıyorum diye? Kolay değil tabi asker yareni olmak. Zor... Hemde çok zor. Ha Asker olmuşsun ha asker karısı olmuşsun hiç fark etmiyor inan. Bekleten kadar bekleyene de zor ama yapacak hiç bir şeyim yok bunun için. Ben bir söz verdim ve canım uğruna vatanimi bayrağımı koruyacağım. Karar senin, ya şimdi bunları göze alıp benimle gelirsin ya da tek bir hayır ile bana sırtını dönersin. Çünkü biz normal evliler gibi olamayız. Ben her gün ve saat senin yanında olamam. Belki günlerce belki haftalarca beni göremeyeceksin hasta olduğunda, hamile olduğunda, bana ihtiyaç duyduğunda yanında olmayabilirim bunlar bir gerçek. Ama aksi de olabilir. Şuan bunu bilemeyiz. Bunları göze alıyorsan gel benimle, en ufak tereddütün varsa kal burada Seher!" Dedi ve son derece kararlı bir şekilde kızın yüzüne baktı Şafak, çattığı kaşlarıyla cevap bekliyorum der gibi.

"tamam Şafak, gidelim. Her ne olursa olsun hayatımın Şimdikinden daha zor olmayacağına eminim. En azından camın kenarında oturup beklediğim bir sevdiğim adam olur. Her şeyi göze alıyorum ve sana güveniyorum. Beni hayal kırıklığına ugratmayacağını biliyorum. Zaten bundan daha fazlasını kaldıramayacağımi bilirsin sen de değil mi?"

" Hiç merak etme güzelim. Bana güven, sev yeterli. Gidelim şimdi uçağımiz kaçacak."

Şafak ve Seher her şeyi geride bırakıp  bir bilinmezliğe doğru yola çıktılar.

💣💣💣💣

Hakkari Dağ ve komando tugayı'ında dört yıllık Görevini tamamlamak için yaşayacağı şehre gelmişlerdi artık Şafak ve Seher. Daha uçaktan iner inmez anlamıştı Şafak, Seher burada çok ama çok zorlanacakti. Hele ki onu yalnız bırakıp, günler belki de haftarca gideceğini düşününce boğazına bir yumru oturmuştu. Ama yapacak hiç birsey yoktu öyle ya da böyle ilikisi birlikte alisacaklardi bu duruma. Uçaktan indiklerinde direk güvenilir bir otele gittiler. Askeriyeye ya da asker evine gôtüremezdi. Henüz evli bile olmadığı Seher'i. O yüzden önce gidip üstlerine gereken açıklamayı yapacak daha sonra da bu durumlarına çözüm bulacaktı. Otele girdiklerinde görevliden anahtarı alıp onların eşliğinde odalarına çıktılar. Safak görevlinin arkasından odaya ilerlerken Seher de Şafak'ın hemen arkasından yürüyordu. Hem yürüyor hem de kendi odasının şafak'ın odasına yakın ya da yanyana olması için dualar mirildaniyordu. Koridorun sonunda kapının önünde duran görevli kapıyı açıp geri cekildi Genç çiftin içeri girmesi için. Şafak içeri bir adım attı ve geri döndü. Seher hala koridorda kollarını birbirine bağlamış görevlinin kendi odasını göstermesini bekliyordu. Ama o öylece beklerken ve şafakta kapının önünde ona bakarken görevli seher'in önünden öylece geçip gitmişti. Şafak sehere baktıginda kız şaşkınca sadece görevlinin arkasından bakıyordu... " Ama, ama gidiyor?"

" Ne yapmasını bekliyordun seher'im, bizimle mi kalsaydi?" Dedi sırıtarak.

"Ne yani? "Dedi Şafak'a bakıp parmağıyla ikisini göstererek. " Biz ikimiz, aynı odada öyle mi? Yok canım?"

" Hadi içeri gel. Soruya bak, istersen seni farklı otele götüreyim he? Birde benimle kalmak istemiyor bakın hele" deyip gülerek şaşkınca bakan kızı kolundan tutup çekti içeri. Bu Şafak'miydi gerçekten? İstanbul'da gayet uysal ve efendi olan Şafak buraya gelince gözde çapkınlara taş çıkarır bir hal almıştı seherin gözünde. Adeta özgüven patlaması yaşıyordu. Odaya çektiği kızın arkasından duyulan sadece kitlediği kapının sesi ve Seherin " Şafak bu sen misin? Ne yapıyors... Safakkkkk" yarım yamalak konuşmasıyla, Şafak onca sözü çoktan Seher'in ağzına tikmisti anlaşılan. Ama iyi ama kötü. İçeride yaşananlar...

Her zaman görünüşe aldanmamak gerek sanırım. Sürpriz bölümle görüşmek üzere en kısa zamanda keyifli okumalar.♥️