her şeyin suçlusu Soyeon

66 9 162
                                    

Evim dediğin insan başkasını seviyor, unutma."

Bu onun sesiydi, arkadaşım dediğim kendimin sesi. Benim sesim. Kabullenmek istemediğim düşüncelerimin sahibinin sesi.

-

Sabah erken saatlerde uyanmıştım. Uyandığımda Jennie sırt üstü yatarak tavanı izliyordu. Uyandığımı farkedince, "Günaydın." dedi ve gülümsedi.

"Günaydın Jennie. Ne zaman uyandın?" diye sordum.

"Senden daha erken." diyerek cevap verdi.

Bir şey demeden yataktan kalktım. Dolabın başına geçip kendime kıyafet çıkardım. Ardından Jennie'ye baktım. Telefonuna bakıyordu. Üzerinde dünden kalma kıyafetlerinin olduğunu hatırlayıp onun için de kıyafet çıkardım ve yanına gidip, "Bunları giyebilirsin. Sana olur." dedim. Gülümseyerek kıyafetleri aldı ve teşekkür etti.

Aslında benim kıyafetlerimi başkasının giymesini sevmezdim. Jennie hariç. Benim olan her şey aynı zamanda onundu çünkü. Onun olan şeyler de benimdi. Çünkü ben onun çocukluk arkadaşı, o benim çocukluk aşkımdı.

Jennie yataktan kalktı ve beraber giyindik. Aşağı indiğimizde annemin kahvaltı hazırlıyor olduğunu gördük. Annem, Jennie'nin burada olduğunu bilmediğinden onu görünce şaşırmıştı. Ama sonra ikimizi de sofraya oturttu. Üçümüz beraber sessizce kahvaltı yapıyorduk.

"Babam kafede mi?" diye sordum anneme.

"Evet. Jennie'nin annesi de orada. Ben de kahvaltı yaptıktan sonra çıkacağım. Siz gelecek misiniz?"

Jennie'ye soruyu cevaplaması için baktım. "Biz gelmeyeceğiz. Bugün Lisa ile beraber gezeceğiz."

Babasının kliniğine gideceğimizi söylememişti. Ben de ona ayak uydurdum.

"Evet anne. Bugün beraber vakit geçirmeye karar verdik."

Annem gülümsedi. "Her zaman berabersiniz zaten. Kafemizin ismi bile Nini ve Lili'nin kafesi."

Jennie ile aynı anda gülümsedik. Biraz daha konuştuktan sonra annem sofradan kalktı. "Ben kaçtım. Kafeye gidiyorum." dedi ve hızlıca ayağa kalktı.

"Ama anne sofrayı toplamadık."

"Onu da siz yapın artık." dedi ve arkasına bakmadan çıktı.

Bıkkınlıkla ofladım. O sırada Jennie gülüyordu. "Gülme ya. Hadi sofrayı toplayalım." Sesimi biraz daha düşürerek, "Baban bizi kaçta bekliyor? diye sordum. Oraya gitmek istemiyordum.

"Saat söylemedi ama öğlen orada oluruz."

Yine cevap vermedim ona. Sofrayı toplamak için kalktık. Birkaç dakika sessiz kaldıktan sonra Jennie sessizliği bozdu.

"Lisa. Bana kızma ama sana bir şey soracağım."

Ben ona ne zaman kızmıştım ki bana böyle diyordu.

"Niye kızayım sana? Söyle."

"Ne zamandan beri kendi kendine konuşuyorsun?"

Kendi kendime konuşmuyorum.

"Ortaokuldan beri."

"Ondan önce yok muydu yani böyle bir şey?"

"Yoktu."

"Anladım."

Jennie'nin daha fazla soracağı şeyler varmış gibi duruyordu ama başka bir şey sormadı.

"Merak ettiğin başka şeyler varsa sor." dedim alay edermiş gibi.

"Klinikte sorarım." dedi alay edermiş gibi.

Café | jenlisaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin