dördüncü

28 7 0
                                    

"ne yapacağım ben" dedi,ellerini telaşla saçları arasına atmıştı.

doktor önlüklü çocuk yavaşça elini arkadaşının omzuna koydu ve okşarken onunla aynı hizaya gelebilmek için oturduğu koltuğa oturdu,
"sakin ol hoseok, bence ona gerçekleri söylemenin vakti geldi artık"

hoseok,başını iki yana salladı,
"son günlerimizi üzgün geçirelim istemiyorum namjoon"

namjoon,yutkundu ve bakışlarını yere çevirirken dudağını ısırdı,arkadaşı gözlerinin önünde eriyor,yok oluyordu ama o hiç bir şey yapamıyordu.

iç çekerek ayağa kalktı ve doktor önlüğü ile steteskopu bir kenara bırakırken kapıya yöneldi,arkasını dönmeden konuştu,
"biraz dinlen,o vakit gelsin konuşuruz bunları"

arkasında artık hastalıktan zapzayıf kalmış,yatağının hemen yanındaki masada kanlı peçeteler olan arkadaşını geride bırakarak kapıyı kapadı.

kapıyı kapadığı gibi yere çöktü ve eli ile ağzını kapattı ses çıkartmamaya çalışarak,gözlerinden yaşlar akmaya başladığında ağzından bir hıçkırık kaçtı ve yüzünü dizleri arasına gömdü.

arkadaşı gözleri önünde ölüyordu ve o,hiçbir şey yapamıyordu.

kendi kendine mırıldandı genç oğlan;
"o kadar sikik bir aptalım ki,elimden hiçbir şey gelmiyor"

gözyaşları arasında ağzından çıkan bu kelimelerin hiçbir yararı yoktu hoseok'a.

aniden çalan kapı zili ile gözünden akan yaşları silerek ayağa kalktı ve kapıya yöneldi,gelen postacıydı.

posta kapısından içeri bırakılan mektubu eline aldı yavaşça,sevgilisi seokjin'den gelmişti.

özenle açtı mektubu ve duvara yaslanıp yere çökerek okumaya başladı.

gözyaşları içerisinde bitirdiği mektup elinden kayıp giderken yüzü yine dizlerinin arasına gömülü bir şekilde duruyordu,
her şey onun suçuydu.

aptal hastalıktan hoseok'u kurtaramayacaktı.

pink in the night || yoonseokHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin