Başladı ve Bitti

70 12 158
                                    

"Sevgili Taehyung...

Savaşı bizim ülkemiz kazanıyor. Lakin ben sana olan aşkımla verdiğim savaşı kaybediyorum. Bu benim son mektubum. Yakında idam cezasına çarptırılacağım.

Aslında böyle olmayacaktı sadece hapis yatacaktım. Lakin ben açıkça komutana söyle dedim "Ben eğer aşık olduğum için cezalandırılacaksam bu ceza hapis olmamalı. Çünkü ben içimdeki bu büyük aşk ile ölene denk bu zindanda bekleyemem. Ya benim canımı şimdi alın ya da bana kendimi öldürebilmem için bir silah bırakın." Evet, evet tam olarak böyle dedim.

Hayır, hayır sevgilim bu sözlerimden asla pişman değilim. Lakin benim yokluğumda senin acı çekiceğini düşünmek beni fazlasıyla üzüyor.

Şunu unutma ki sevgilim: düşman ülkelerin birbirini seven insanları olmamız bizim suçumuz değil. Seni sevmem senin suçun değil. Ya da komutan olduğum ve düşman ülkenin en güzle insanını sevdiğim için vatanıma ihanet etmem senin suçun değil. Hapsini ben seçtim bi tanem. Hepsi benim seçimimdi. Senin tek suçun benim olamamandı.

Şimdi ebedi uykunun beni ele geçirmesine iki saatim kaldı. Gönül istedi ki bu son iki saatimi senin dizlerinde , ilk bulustuğumuz o ormanda, güzel ay ışığının altında geçireyim. Ama bu imkansız sevgilim.

Ben ölmeseydim sen ölürdün. Baban çok büyük bir komutan. Eğer öğrenirse çok kızar. Zaten seni sürekli zindana atmakla tehtid ettiğini söylememiş miydin mektuplarında? Öğrenseydi seni zindana atardı. Sürekli kavga ediyormuşsunuz. Elimde bir şans olsa kavga etmemeniz için her şeyi yapardım. Çünkü benim kırmaktan bu denli korktuğum o güzel kalbini , her gün nerdeyse her sözüyle kıran bir caninin yakınında bulunmasını asla istemiyorum. Gönlüm buna hiç razı değil.

Yakın zamanda buraya gelmek istiyordun ya sevgilim. Bu mektubu aldığın an vazgeç. Yoksa seni burada görürlerse cehennemi yaşatırlar sana. Neler yapacaklarını biliyorum ve bunları yapmalarını istemiyorum. Senin o güzel ve kusursuz vücuduna işkence etmelerini istemiyorum.

Ölümüm seni elbette üzecek, bunu biliyorum. Ama senden unutmanı istemediğim bir ricada bulunmalıyım. Lütfen gökyüzüne bak papatyam. Her eksik, mutsuz, özlemiş ve yorgun hissettiğinde ben gökyüzünde olucam. Senin için.

Son zamanlarda hastaydın sevgilim. Lütfen ben ölene kadar iyi ol papatyam. Biliyorum hemen iyileşemezsin ama Ben tanrı'ya çok dua edeceğim. Senin iyileşmen için,bir mucize olması için dua edicem. Lütfen papatya ben yokken kendine iyi bak. Yokluğumda kendini sağlığınla cezalandırma. Şu anda haberin yok ama ben ölüyorum. Bir şişe şaraptan başka hiç bir şey istemedim. Bir de seni isterdim aslında ama zamanım az. Asla keşke demiyeceğim ama papatya, bir tane keşke var şu hayatta o da keşke düşman olmak zorunda kalmasaydık.

Sana ilk papatyam dediğim günü hatırlıyor musun ?

Kırlara kitap okumaya gelmiştin. Ben de biraz dinlenmek için oradaydım
Yavaş ve zarif adımlarla bir ağacın yanına gittin, eğildin ve ağacın gölgesine oturdun. Daha önce de burada karşılaştığımız için ne sen beni garipsedin ne de ben seni garipsemiştim. Tam karşındaki ağacın gölgesinde oturuyordum, sanki senelerdir birbirimizi tanıyormuş gibi baktın bana. Sonra ben cesaretimi topladım yavaş adımlarla yanına geldim ve yanına oturdum. Sen sustun , ben sustum hiç konuşmadık. Ta ki sen kitaptan bir yer okuyana kadar. Çok iyi hatırlıyorum okuduğun satırlar şöyleydi:

' çok uzak bir diyarda kimsenin yaşamadığı bir arazide bir papatya varmış. Papatya çok yalnızmış ve annesi ölmeden önce ona kelebeklerden uzak durmasını çünkü kelebeklerin düşman olduğunu söylemiş. Papatya o günden sonra hep kelebekleri görünce boynunu büker ve çimenlerin arasına saklanırmış. Bir gün papatya uyurken üzerine bir kelebek konmuş. Papatya başta çok korkup kelebeğe bağırmaya başlamış ama bir süre sonra kelebeğe dikkatli bakınca onun ne kadar güzel olduğunu fark etmiş. Kelebek daha yeni kozasından çıktığı için 3 gün ömrü varmış. O gün kelebek hiçbir yere gitmemiş ve gününü papatya ile konuşarak geçirmiş. Ertesi gün yine bütün gününü papatya ile konuşmak için ayırmış kelebek uzunca sohbet edip papatyayı mutlu etmiş. Kelebeğin böylelikle sadece bir günü kalmış. O bir günde kelebek yine papatyanın yanına gitmiş ve uzunca sohbet etmişler. Kelebek tam gideceği sırada papatya ona 'Seni seviyorum' demiş. Kelebek gülümsemiş. Papatya 'Sen de beni seviyor musun?' deyince kelebek 'Bu sorunu daha sonra yanıtlayacağım.' deyip gitmiş. Günler geçmiş ama papatya kelebeği görememiş. Aşkından harap olan papatya yapraklarını dökmeye başlamış. Her düşen yaprak için bir seviyor düşen başka bir yaprak için ise sevmiyor demiş papatya. Sonuncu yaprağı düştüğü gün 'seviyormuş...' demiş papatya ve kelebeğin yanında cennete gitmiş gözlerini kapatıp.'

Başımı sana çevirip hikayenin mükemmelliğini övmüştüm. Sonra da sen eve gitmen gerektiğini söyleyince sana 'hoşça kalın bay papatya...' demiştim. Sen de bana 'hoşça kalın bay kelebek...' demiştin.

Kelebeğin ölüm günü geldi papatyam.

Uykuyu seven birisi değilim bilirsin. Lakin Tanrı beni ebedi uykuya çağırıyor. Zaten savaş zamanında epeyce yorulmuştum. Biraz uyumamın hiç sakıncası yok. Sen soylemiștin zaten dinlenmem gerektiğini. Dinleneceğim papatya. Fazlasıyla dinleneceğim.

Bitmesini istemediğimiz bir oyun oynuyorduk sevgilim. Ama bir şey tamamen unutmuştuk. Oyun bir gün biterdi ve bizim oyunumuz erken bitmişti.

Sakın yanıma gelmeyi deneme papatya. Yorma kendini benim için. Seni seviyorum. Ben hikayedeki kelebek gibi söylemeden gitmek istemedim. O kelebek söylemedi ve papatya bilmediği için sürekli yaprak döktü. Ben senin yapraklarını dökmeni istemiyorum.

Vaktim geldi papatyam. Bana iyi uykular, sana güzel yaşamlar dilerim....

Sevgilerle Jungkook (Kelebeğin)"


Taehyung yaklaşık 8 senedir her sabah okuduğu o mektubu yeniden okumuştu.

Aslında başlarda kendini suçlu buluyordu ama sonradan Jungkook'u bildiren o kişinin kendi babası olduğunu öğrendiğinden beri değil babasıyla konuşmak o evdeyken odasından bile çıkmıyordu.

Jungkook savaşı yöneten komutan olduğu için o idam edildikten sonra savaşı Taehyungların ülkesi kazanmıştı. Ve Taehyung'un babası bunun olacağını bildiği için, sırf savaşı kazanabilmek için oğlunu aşka küstürmüştü.

Yatağında doğruldu Taehyung pencereden dışarı, gökyüzüne baktı. Sıcak bir tebessümle yatağını toparlamaya koyuldu. Yatağını toparladığında dağılmış odasına göz gezdirdi.

Bir kutuya ilişti Taehyung'un gözü. Onu eline aldı yatağa oturdu ve kutuyu açtı. Bu Jungkook'un idam edilirken giyindiği kıyafetlerdi. Kan içindeydi. Taehyung, Jungkook gibi koktuğu için yıkamaya kıyamamıştı.

Sıkıca sarıldı gömleğe ardından yavaşça aldığı kutunun içine geri koydu odadan çıktı ve salona babasının yanına gitti.

Babası umut dolu gözlerle ona baktı ve "Oğlum!" dedi. Taehyung sinirle başını ona çevirdi 'Senin oğlun öldü baba, senin oğlun sekiz sene önce öldü" dedi. Gözleri dolmuştu, babası ise çoktan ağlamaya başlamıştı.

Taehyung öfke ile bağırmaya başladı "Niye ağlıyorsun? Sen öldürmedin mi beni? Sen söylemiştin sevgili olduğumuzu. Tanrı'dan tek temennim daha kötü bir şekilde ölmen baba!" dedi. Taehyung daha fazla dayanamamış ve ağlamaya başlamıştı. Odasına koştu hızla.

Kapıyı kapatıp üst üste kilitledi. Başını yastığa koydu ve ağlamaya başladı. Artık dayanamadığını anlamıştı. Yorgun hissediyordu. Her her zamankinden daha yorgundu.

Gözlerini kapattı. Boğuluyormuş gibi hissetti. Gözlerini açtı. Gökyüzünü seyre koyuldu. Pencereye yaklaştı. İçeri hava girmesi için pencereyi açtı. Ardından tekrar yatağına uzandı. Elini yatağının yanında duran kutuya attı ve içindeki kanlı gömleği çıkarttı. Gözleri yaşlı bir şekilde gömleğe sarıldı.

Şu kelimeler döküldü acı içinde Taehyung'un ağzında:

"Geri dön sevgilim. Ne olur geri dön. Ya da ziyaretime gel. Çok özledim seni. Yakın zamanda mezarına gelmeyi düşünüyorum. Babam evden ne zaman giderse o zaman çıkacağım odamdan. Ve mezarına gelmek için hazırlık yaptım. Bir sürü papatya aldım senin için. Ben de senin papatyandım. Bensiz kalma diye aldım papatyaları. Sen gelmeyeceksin belki ama ben yakında senin yanına gelmeyi düşünüyorum."

Tam o sırada bir mucize oldu. Bir kelebek açık pencereden içeri girdi. Taehyung'un yanına kondu. Taehyung yavaşça başını kelebeğe çevirdi ve "hoş geldin sevgilim!" dedi.

Kelebek ve Onun Papatyası~Taekook~Angst~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin