𝐆𝐚𝐥𝐚𝐱𝐲 £𝐲𝐞𝐬 '

451 25 27
                                    




Sen etrafta olmadığında yerin dibine batıyorum sanki

Sana daha yakınmış gibi davranmaya çalışıyorum

Asla anlamıyorum

Durmadan aklımdasın, engel olamıyorum 


Taehyung Anlatımıyla '

Çocukluğumdan beri yollarda olmaktan yeni yerler , şehirler , katedraller , mezhepler , inanışlar, yönelimler, kültürler , kitaplar ve daha sayamayacağım o kadar çok şey hoşuma gidiyordu ki anlatamazdım. Zaten anlatmaya da lüzum yoktu. Lakin hepsi bir yana o bir yanaydı. Onun kokusu bile herşeyden uzaklaşmamı sağlıyordu, bir bakışı içimde hiç hissedemediğim duygulara hayat veriyordu.. Ve ben bendeki bu hisleri yaratan adama aşıktım..


Jungkook Anlatımıyla '

Hep bir yerleri gezmek hatta her ırktan insanla arkadaş olmayı istemiştim lakin ne ailem ne de soyadım böyle bir isteğe onay vermişlerdi.. Ülkemde bile rahatça gezmeme izin yoktu. Bu çocukluğumdan beri böyleydi ve hiç değişmedi.. Lakin birisi vardı beni anlayan , ilk defa sorumluluklarımı ortadan kaldıran , ilk defa prensmişim gibi bakmayan , beni çıkarlarını gerçekleştirecek bir araç olarak görmeyen birisi.. Kalbimin bütün sorunlarından ayıklayıp ışığa kavuşturan dı o.. O kalbimin aşkıyla yakan adamdı..



Genç adam bir elinde tarihi kitabı diğer elinde eski bir çantayla daha yeni geldiği ülkedeki ilk gününü geçiriyordu.. Kaşif değildi lakin gezmeyi severdi.. Bütün ülkeleri gezer ve bir çok bilgiyi doldururdu uçsuz bucaksız zihnine.. Bir sürü dil , lehçe hatta çok uluslu yönetim hakkında bile bilgisi vardı taehyung'un.. 

Elinde okuduğu kitap tarihi bir aşkı anlatıyordu. İki genç adam birbirlerini ilk görüşte sevmişler ve gizli gizli buluşmaya tatlı kaçamaklar yapmaya başlamışlardı.. Zamanla bu ileriye gitmiş ve hoşlantıları dolmuş taşmış aşk olmuştu.. Onların kalpleri aşıktı.. Lakin her iyinin kötüsü olduğu gibi bu aşkıda kirletmişlerdi.. O dönemin zalim kralı oğlunun bir yolsuzla hele de bir erkekle birlikte olduğunu öğrendiğinde tez emir vermişti.. Ya oğlu bu aşktan vazgeçmeyip ölecekti yada sevdiceği ölecekti.. Lakin prens başta iki seçeneğede kati suretle onay vermemiş ve masaya kralın önünde prens tacını yere savurmuştu.. Kral konsey önünde yapılan bu saygısızlığa kendi oğlu olduğu halde affetmemiş ve zindana atmıştı.. Prense aşık olan genç bütün ülkeyi arasada baksada ne prensi bulabilmiş ne de askerlerden kurtulabilmişti.. Kralın huzuruna çıkan genç adam gram pişman değildi.. Kral önündeki yoksul gence kibirle bakmış ve aşşağılamıştı lakin gencin umurunda bile değildi.. Kral gencin tepkisiz kaldığını gördüğünde iyice sinirlenmiş ve tez duyrulması için bir buyruk hazırlatmıştı.. " Bu yabancı köleyi ibretlik olsun diye güneş doğmadan halkın önünde kellesini alacaksınız!..  " emir verilmişti.. 

Saray çalışanları bu haberi konuşurken prens duymuştu ve son kez sevdiceğini görmek istemişti.. Kralsa şartları sunmuştu ve bu şartları kabul ederse adamın yaşayacağını söylemişti.. Prens kendince düşünmüştü. Kralı kandırabilirdi ve sevdiğiyle kaçabilirdi.. Zaten o ne tanımadığı birisiyle evlenmeyi ne de tacı istiyordu.. O sadece genç adamı istiyordu o yüzden hızlıca evet cevabını vermiş ve saraydan ayrılmıştı. Adamı görmek için şehre indiğinde onu bulamamıştı.. Orman yoluna girdiğinde az biraz daha yürümüş ve göl kenarında uzanan adamı görmüştü.. Koşarak yanına gitmiş ve seslenmişti.. Adam prensin sesini duyduğu gibi gülmüş ve sıkıca sarılmıştı.. Tabi prensle yaklaşık yarım saat kada rolanları konuşmuşlar şimdiyse bir çözüm arıyorlardı.. Genç adam sevdiği prense kaçmayı teklif etmişti.. Yarın aynı yerde buluşup kaçacaklardı uzaklara.. Lakin bilmedikleri en başından beri prensi izleyen gözcüydü.. Gözcü haberi krala söylemişti.. Kralsa şeytanice bir plan hazırlayarak yarın o yerde o saatte alacağı iki can için mutluluk duymuştu.. Dedikleri gibi  saraydan çıkan prens koşarak ormana girmiş ve aynı yerde onu bekleyen sevdiceğini görmüştü.. Tam ona yürüyeceği sırada yayından çıkan ok tamda sevdiceğinin kalbine saplanmıştı.. Prensin gözleri önünde kalbine ok yiyen sevdiceği saniyele riçinde kan kusarak dudaklarındaki kanlı gülümsemesiyle kapamıştı güzel gözlerini. Prens önce bir iki adım atmış lakin dayanamayarak acı çığlıklarını serbest bırakmıştı.. Koşarak ölü bedenin yanına gelmiş ve göğsüne sarılarak bir müddet akıtmıştı incilerini..  Tam ayağa kalktığında sağ göğsünde hissettiği zehirli okla dönmüştü arkasını.. Ardında kral ve orduyu gördüğünde tek bir söz çıkmıştı kanla örtülmüş kalbinden.. 

" Bir gün bambaşka bir evrende bambaşka bir bedende dönüp seni geberteceğim baba.. " 

Son sözleri olmuştu ve sevdiceğinin yanına ölü olarak uzanmıştı.. İki genç beden meydan da halka gösterildiklerinde halk bu vahşet karşısında isyan çıkarmışlar ve aşkları uğruna ölen genç aşıkları kralı taht'tan indirerek kutsamışlardı..

" The End " 

Çocuk kitabını okumayı bitirdiğinde gerçekten öyle çok etkilenmişti ki çarptığı adamı farketmemişti.. 

Lakin çarptığı gibi üst üste düşen bedenlerin birleşmişti galaksi gibi parlak gözleri.. Karıştmıştı kalpleri tıpkı kokuları gibi.. 




𝐂𝐮𝐫𝐬𝐞𝐝 𝐄𝐲𝐞𝐬 ✧ᵀᴷ ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin